Özel Sevgi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Şeyma Osmanlıoğlu, “Doğal bir doğum” yaşamak isteyen kadınların tercih ettiği bir avuç hekimden sadece birisi. Almanya'nın önde gelen üniversitelerinden Georg August Üniversitesi'nde tıp fakültesini ve Kadın Hastalıkları ve Doğum alanındaki uzmanlığını tamamlayan ve Malatya’ya yeni gelen Op.Dr. Şeyma Osmanlıoğlu ile hamilelik hakkında güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Mehmet Yeler’in sorularını açık yüreklilikle cevaplayan Osmanlıoğlu, ‘Hamilelikte Şeker Testi’, ‘Meme Kanseri’ hakkında önemli açıklamalarda bulundu. ‘Hamilelikte Şeker testinin önemine de’ dikkat çeken Osmanlıoğlu, ‘Bebeklerin bir evin neşesi olduğunu’ söyledi.
YELER: “Öncelikle Op. Dr. Şeyma Osmanlıoğlu’nu yakından tanıyabilir miyiz? Kadın Doğum uzmanı olarak Türkiye’ye geldiniz? Şeyma hoca kimdir? Neler yapar? Sizi yakından tanıyabilir miyiz?”
OSMANLIOĞLU: “Tıp eğitimimi Almanya’nın Göttingen Georg August Üniversitesi'nde, sonrasında da Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlığındaki eğitimimi Hamburg’un bir eğitim hastanesinde aldım. Şu ana kadar çalışmalarım daha çok jinekolojik onkoloji, minimal invaziv cerrahi, yani laparoskopik ve histeroskopik girişimler alanında yoğunlaştı. Bunun yanı sıra meme kanseri Almanya’da Kadın Hastalıkları alanına dahil olduğu için meme kanseri ile ilgili bazı çalışmalarım oldu. Yaklaşık 7-8 aydan beri Türkiye’deyim. Daha öncesinde Sivas Devlet Hastanesinde çalıştım. Malatya’ya yeni geldim. Kazandığım bilgi ve birikimlerimi Malatya’da ile paylaşmak için buradayım. Güncel olarak Sevgi Hastanesinde halkımıza hizmet vermeye başladım” dedi.
YELER: “Hocam konu kadın doğum olunca insanların ilk aklına gelen ilk şey hamilelikte Şeker testi. Son olarak da Prof. Dr. Canan Karatay’ın gebelik sürecinde yapılan şeker yüklemelerinin Anneye ve bebeğe ciddi zararlar verdiği görüşünü savunuyor. Bu konu hakkın da neler söylemek istersiniz? Hamile bayanlara şeker yüklemesi yapılması doğrumudur? Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?”
OSMANLIOĞLU: “Gebelikte şeker yüklemesi önemli bir konu. Şeker testi ile yapılan genel bir tarama düşük riskli hamilelerde gereksiz bir uygulama gibi görülebilir. Ancak sadece risk faktörü taşıyan gebelerde uygulanacak bir tarama, hamilelik şekeri (GDM) olan gebelerin gözden kaçmasına ve tedavi edilememesine sebep olacaktır. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, sadece risk faktörü taşıyan gebelerde şeker yükleme testinin yapılmasıyla 40‘a yakın GDM-hastası tespit edilememektedir. GDM‘ nin anne ve çocuk üzerindeki olumsuz etkileri düşünüldüğünde, teşhis ve tedavi edilememiş GDM büyük sorunlara yol açmaktadır. Bu sebepten hamilelikte şeker testi Avrupa’da rutin olarak yapılmaktadır.” ifadelerini kullandı.
YELER: “Hamile bayanlar genellikle Sezeryan doğumdan çok normal doğumu tercih ediyor. Ülkemizde de birçok hamile bayan Sezeryan doğum ile karşı karşıya kalıyor. Hamile bayanlara bir Kadın Doğum Uzmanı olarak normal doğumumu tavsiye edersiniz? Yoksa sezeryan doğumumu tavsiye ediyorsunuz?”
OSMANLIOĞLU: “Normal doğumun anne ve çocuk sağlığı açısından çok avantajları var. Yapılan her ameliyat birçok komplikasyonu beraberinde getirebiliyor. Komşu organların yaralanması, kanamalar, enfeksiyon ve tromboz riski sezeryanla artıyor. Gerçekleştirilen her sezeryan, sonrasındaki her hamileliğin ve doğumun daha riskli olmasına neden oluyor. Yapılan çalışmalar normal doğumla dünyaya gelen çocukların daha dirençli olduklarını ve başta üst solunum yolu enfeksiyonu olmak üzere, birçok enfeksiyona daha az yakalandıklarını gösteriyor. Yaptırdığımız doğal doğumların hemen sonrasında, anne ve bebeğin ten teması sağlamasına özen gösteriyoruz. Sezeryanda böyle bir lüksümüz yok. Doğumun hemen sonrasında ten temasının sağlanması, anne ve çocuk arasındaki bağın kurulması açısından çok önemli. Normal doğumun gerçekleştirilemeyeceği durumlarda ise sezeryan gibi bir seçeneğin olması elbette güven verici. Ancak sezeryanın Türkiye’de gereğinden fazla yapıldığını görmek ise üzücü.”
YELER: “Hocam hamilelikte bazı durumlar var. Bunlardan en önemlisi gebe bayanların hamilelikte yakalandığı enfeksiyon durumları. Gebe bayanlar bu enfeksiyondan nasıl korunmalı ve gebe bayanlara tavsiyeniz nelerdir?”
OSMANLIOĞLU: “Hamile bayanların diğer insanlara oranla enfeksiyona yakalanma riski artabilir. Bedenin zayıf düşmemesi ve enfeksiyonlara davetiye çıkarmaması adına, kendilerine özen göstermeleri gerekir. Sağlıklı beslenmek, spor yapmak hamilelerin direncini artıracaktır. Her gün temiz havada düzenli olarak yapılan yürüyüşler hem hamileliğin seyrini, hem de doğumu olumlu etkileyecektir. Bunun yanı sıra küçük egzersizler de yapabilirler. Buna rağmen herhangi bir enfeksiyona yakalanmaları halinde, vakit kaybetmeden doktorlarına müracaat etmelerini tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.
YELER: “Ülkemizde nedeni belli olmayan birçok Kanser türleri var. Bunların en çok bilinenlerinden bir tanesi Rahim Kanseri, diğeri ise Meme Kanseri. Bayanların en çok korktuğu iki kanser türü. Bu konu hakkında kısa bilgiler verir misiniz? Bu iki konuda bayan hastalarınıza ne tür önerileriniz olabilir?”
OSMANLIOĞLU: “Meme Kanseri kadınlarda görülen kanserlerin başında yer alıyor. Bugün her on kadından bir tanesi meme kanseri. Sıklıkta görülmesinin yanı sıra genç kadınlarda da görülmesi durumun ciddiyetini artırmakta. Meme kanserinin teşhisinde en önemli görev kadınların kendilerine düşmekte. Her adet dönemi sonrasında, kadınların kendi göğüs ve koltuk altlarını muayene etmesi gerekiyor. Göğüs ucunda kanama veya akıntı, ele gelen kitle, göğüslerde asimetri farkederlerse, mutlaka doktorlarına görünmelerini öneriyorum. Avrupa’da elli yaşın üzerindeki her kadına iki yıllık aralıklarla mamografi taraması öneriliyor. Aslında daha çok ilerki yaşlarda görülen meme kanseri, genetik olduğu taktirde erken yaşlarda da karşımıza çıkabiliyor. Birinci derece akrabalarda meme kanseri görülmesi halinde, hasta yakınlarının daha genç yaşta düzenli olarak doktora gitmeleri gerekiyor. Teşhiste geç kalmamak adına, her kadına yıllık jinekoloji muayene öneriyoruz. Yıllık muayenelerde rahim ağzı kanseri tarama testi, ultrason ve göğüs muayenesi yapılır. Bunun dışında anormal vajinal kanamalar, menopoz sonrasındaki kanamalar, vajinal akıntılar, karın ağrıları doktora görünmek için yeterli sebepler arasında. Yumurtalık kanserini ise jinekolojinin pankreas kanseri olarak nitelendiriyorum. Çünkü genelde gecikmiş evrelerde kendini belli ediyor. Günümüzde yumurtalık kanseri için uygun bir tarama testi bulunmamakta. Yıllık ultrasonlar, genel bir tarama özelliği taşımamakla beraber, yumurtalık kanserinin teşhisinde önemli bir tanısal araç” ifadelerini kullandı.
YELER: “Çağımız hastalığı kistler. Evli ve bekar 10 tane bayandan 7 ‘sinde veya 8’ inde kistler görülebiliyor. Bunlardan en önemli kist türü ise çikolata kistleri olarak biliniyor. Yani böyle kisti olan bayanlar Kadım Doğum Uzmanlarına gitmek yerine internette birkaç kez araştırıp ilkel tedavi yöntemleri kendilerine yapıyorlar. Yani böyle kistleri olan bayanlara önerileriniz ne olabilir?”
OSMANLIOĞLU: “Kist kelimesi çok genel bir kavram. Bir kist tetkik edildiğinde birçok soru sormamız gerekiyor. Hastanın şikayeti var mı, varsa ne tür bir şikayet, kistin görünümü nasıl, damarlanması nasıl vs. Bütün bu sorular tedavi aşaması için önemli sorular. Küçük zararsız kistlerden over kanserine kadar geniş bir paletten bahsediyoruz. Bundan dolayı hastaların uzman hekimin kontrolü ve önerileri ile çözüm aramaları daha doğru buluyorum” dedi.