Malatya, yüzölçümü bakımından Malatya’nın en büyük ilçesi olan Hekimhan, geniş topraklarının yanı sıra bin yılı aşkın tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çekiyor. Adını Selçuklu döneminin ünlü hekimlerinden alan ilçe, bugün de geçmişin izlerini taşıyan yapılarıyla tarih tutkunlarının uğrak noktası haline geliyor.
Hekimhan’ın merkezinde yer alan ve ilçeye adını veren “Hekimin Hanı”, Selçuklu Sultanı I. İzzettin Keykavus döneminde dönemin tanınmış hekimi Ebu’l Hasan Ela-Şamas El Hekim Selim El-Malati tarafından inşa ettirildi. Zamanla halk arasında “Han-ı Hekim” olarak anılan yapı, yalnızca taş mimarisiyle değil, üzerindeki Ermenice, Süryanice ve Selçuklu Türkçesi kitabeleriyle de dikkat çekiyor. Bu çok dilli yazıtlar, ilçenin tarih boyunca farklı kültürlerin bir arada yaşadığı çok katmanlı bir medeniyet merkezi olduğunu gösteriyor.
Tarihte Kangal’dan Malatya’ya uzanan ticaret yolu üzerinde yer alan Hekimhan, kervanların vazgeçilmez uğrak noktalarından biriydi. Alacahan, Hasançelebioğlu Hanı, Küllühan ve özellikle Hekimhan, bu toprakların ticari damarlarını oluşturan başlıca merkezler olarak bölgenin ekonomik ve sosyal hayatına yön verdi.
Selçuklular döneminde başlayan bu önem, Osmanlı İmparatorluğu zamanında da devam etti. IV. Mehmet’in Bağdat Seferi sırasında Hekimhan, ordular için kritik bir iaşe ve konaklama merkezi olarak kullanıldı. Ünlü vezir Köprülü Mehmet Paşa, hanı yeniden inşa ettirerek bölgeyi vakıf arazisi ilan etti ve Osmanlı’nın sefer lojistiğine dahil etti. Bugün bile tapu kayıtlarında Köprülü Mehmet Paşa’nın adı geçmesi, ilçenin o dönemdeki stratejik önemini ortaya koyuyor.
Günümüzde Hekimhan, hâlâ geçmişin izlerini taşıyan hanları, tarihi yapıları ve kültürel dokusuyla adeta açık hava müzesi görünümünde. Bin yıllık taşların sessizliğinde yankılanan tarih, hem yerli hem yabancı ziyaretçileri büyülemeye devam ediyor.




