Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bulunan Taşhan, Selçuklu döneminden günümüze ulaşan mimarisi ve hakkında anlatılan kuruluş efsanesiyle dikkat çekiyor. Yüzyıllardır ayakta kalan yapı, yalnızca bir kervansaray değil; Hekimhan’ın tarihsel kimliğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynayan simge eserlerden biri olarak öne çıkıyor.
Selçuklular tarafından İpek Yolu üzerindeki ticaret yollarının güvenliğini sağlamak amacıyla inşa edilen Taşhan, Malatya–Sivas güzergâhı üzerinde stratejik bir noktada yer alıyor. Kervanların konakladığı, yolcuların ihtiyaçlarını karşıladığı han; avlusu, barınak bölümleri ve güney cephesindeki anıtsal taş kapısıyla dikkat çekiyor. Kapı üzerinde yer alan Selçuklu kitâbesi ise yapının dönemin devlet anlayışı ve mimari estetiğiyle inşa edildiğini ortaya koyuyor.
Taşhan’ı farklı kılan asıl unsur ise, Hekimhan ilçesinin kuruluşuna kaynaklık ettiği rivayet edilen efsane.
Anlatılara göre Osmanlı Sadrazamı Köprülü Mehmet Paşa, doğu seferi sırasında ordusuyla birlikte bu bölgede konakladı. Bölgenin doğal güzelliklerinden etkilenen Paşa’nın konaklaması sırasında askerler, dere kenarında ağır yaralı bir adam buldu. Yaralı, Paşa’nın huzuruna getirildi. Muayene eden hekimin, “Paşam, bir canı kalmış” sözleri üzerine Köprülü Mehmet Paşa’nın sert tepki gösterdiği ve yaralının mutlaka kurtarılmasını istediği aktarılıyor.
Paşa’nın ısrarı sonucu yaralı tedavi edilerek kısa sürede sağlığına kavuştu. İyileşen kişinin hekim olduğu ve bitki ararken eşkıyaların saldırısına uğradığı öğrenildi. Bunun üzerine Köprülü Mehmet Paşa’nın Taşhan çevresine imarethane, hamam ve çeşitli yapılar inşa ettirdiği, bölgeye aileler yerleştirdiği ifade ediliyor.
Zamanla han çevresinde oluşan yerleşim, “Hekimin Hanı” olarak anılmaya başlandı. Bu isim, yıllar içerisinde Hekimhan adına dönüştü. Bugün ilçe kimliğiyle varlığını sürdüren Hekimhan’ın, kuruluş hikâyesinin temelinde ise bir canın kurtarılması yer alıyor.