Bazı insanlar için bir fincan çay, stresli anlarda adeta bir kurtarıcı olurken, baş ağrısı söz konusu olduğunda işler biraz karışabiliyor. Diyetisyen Beslenme Uzmanı Mascha Davis'e göre, çayın içerdiği bazı maddeler –özellikle kafein– baş ağrısını hafifletmek yerine tetikleyebilir. Matcha, siyah çay, oolong ve Earl Grey gibi çaylar kafein içerdiğinden, aşırı tüketim halinde hem bağımlılık yapabiliyor hem de baş ağrısına yol açabiliyor.
Üstelik sadece kafein değil; tanen ve histamin gibi bazı çay bileşenleri de baş ağrısını tetikleyebiliyor. Tanenlerin serotonin salınımını etkileyerek migreni tetikleyebileceği düşünülürken, histamin içeren çaylar ise özellikle alerjik bireylerde burun tıkanıklığı ve baş ağrısı gibi sorunlara yol açabiliyor.
Ancak her çay aynı değil. Bitki çayları arasında baş ağrısına iyi geldiği düşünülen seçenekler de var. Nane çayı, içerdiği mentol sayesinde kasları rahatlatıp gerilim tipi baş ağrılarını hafifletebilirken; zencefil çayı, anti-enflamatuar özelliğiyle özellikle mide kaynaklı baş ağrılarında etkili olabilir. Lavanta çayı ise stresle ilişkili baş ağrılarında rahatlatıcı etkisiyle öne çıkıyor.
Uzmanlar, her bireyin farklı tepkiler verebileceğine dikkat çekiyor. Özellikle bazı ilaçlarla birlikte tüketilen bitki çaylarının olumsuz etkileşimlere yol açabileceğini belirten uzmanlar, örneğin meyan kökü ya da ashwagandha içeren çayların dikkatli tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.
Bilim dünyası çay ile baş ağrısı arasındaki ilişkiyi araştırmaya devam ederken, geçen yıl Scientific Reports’ta yayınlanan bir çalışma, Avrupa toplumlarında çay tüketimi ile migren riski arasında belirgin bir ilişki bulunmadığını ortaya koydu. Yine de uzmanlar, bireysel hassasiyetlere dikkat edilmesi gerektiğini yineliyor.
Çay, bazı kişilerde baş ağrısını hafifletebilirken, bazıları için ise sorunun kaynağı olabilir. Anahtar nokta, vücudunuzu tanımak ve hangi çayın size iyi gelip gelmediğini dikkatle gözlemlemekten geçiyor.
