Çocuk istismarlarına dikkat çekmek, ve cezaların arttırılması yönünde talepleri iletmek amacı ile Malatya Barosu Çocuk Hakları ve kadın hakları komisyonu tarafından açıklama gerçekleştirildi. Malatya Barosu Çocuk hakları komisyonu tarafından düzenlenen açıklamada çocukların cinsel istismar ve tacizlere yönelik artışlar gündeme taşınırken, komisyonun açıklamasına Malatya Barosunda bulunan avukatlarda destek verdi.
"MENFUR OLAYLARIN VARLIĞI KABUL EDİLEMEZ"
Malatya Barosu Çocuk Hakları Komisyon Başkanı Av. Şeyda Öztürk Aslan Bu Tür Cinsel Olayların Varlığı Asla Kabul edilemez diyerek şunları söyledi; "Basında yer alan çocuk cinayetlerini ve çocuk cinsel İstismar haberlerini üzüntü ve dehşetle takip etmekteyiz. Bizleri dehşete düşüren bu menfur olayların varlığı kabul edilemez.
Dünya üzerindeki tüm çocuklar doğdukları andan İtibaren eğitim, sağlık, barınma. fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi hakların tümüne sahiptir. Çocukların haklarının biz büyükler tarafından savunulacak ve korunacak olduğunu düşündüğümüzde onlara en büyük zararı verenlerin de yine bizler Olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bir çocuğun en temel hakkı olan yaşam hakkının elinden alınması kabul edilemez.
Dünya üzerinde yaşayan istisnasız her çocuğun sahip olmasını arzuladığımız hakları, diğer bütün haklardan ayıran bir özelliği vardır. O da bu hakların tam bir iradeye sahip olmayan, onun adına karar verenlerin tercihlerini yaşamak zorunda olan çocuklara ait olmasıdır. Her çocuk korunmaya ve her anlamda sağlıklı bir yetişkin olma yolunda atacağı adımlarda desteğe muhtaçtır. Bu desteğin bireysel, ulusal ve Uluslararası çapta tam anlamıyla verilmemesi, emanete sahip çıkılamaması demektir ve telafisi güç hasarlar bırakması kaçınılmazdır. Çocukların cinsel İstismardan korunması sorumluluğu tüm topluma ait bir sorumluluktur. Sorun hepimizin sorunudur. Çözüm ancak sorumluluğu paylaşan tüm kesimlerin üzerine düşeni yapmasıyla sağlanabilir, Çocuğun İstismarı suçunu değerlendirirken dikkate almamız gereken İki unsur bizce çok önemlidir. Bunlardan birincisi önleyici, diğeri İse yargılama sürecinde çocuğun örselenmemesini sağlayacak kaliteli bir yargılama aşaması sağlamaktır.
Günden güne artan cinsel istismar olayları toplumumuzu ve bizleri oldukça üzmektedir. Çözüm bu zihniyetlerin değiştirilmesi olduğunu düşünmekteyiz. Bu zihniyet yok olmadıkça toplumumu gitgide bozulmaya başlayacak ve bu haberler ve olayların çoğalmasına sebebiyet verecektir.Bu kısımda herkese görev düşmektedir.En son yaşanan elim olay olan Küçük Çekmece'de 5 yaşındaki çocuğa cinsel istismar eyleminde bulunan fail ya da faillerin bir an önce tespit edilip bulunarak ve çocuğu mağdur etmeyecek şekilde yargılama yapılıp,fail ya da faillere en yüksek cezalar verilerek adaletin tecelli ettiğini görmek için bu olayın da takipçisi olacağız"
"ACİL EYLEM PLANININ HAYATA GEÇİRİLSİN"
Malatya Barosu Kadın ve İnsan Hakları Komisyonu adına ise Av. Memba Kuşcu şunları söyledi; "Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ulusal egemenliğimizin ve geleceğimizin teminatı çocuklarımıza armağan ettiği bayram gününde İstanbul Küçükçekmece'de beş yaşındaki çocuğumuzun başına gelen istismar vakası kanımızı dondurmuştur. Son zamanlarda yaşanan bu dehşet vakaların münferit olduğunu düşünmek mümkün değildir. Yaşanan olaylar göstermiştir ki; Türk Ceza Kanunu'nun cinsel suçlar bölümünde cezaların arttırılması amacıyla yapılan düzenlemeler tam tersi sonuçlara yol açmıştır. Çocuklara karşı yapılan her türlü cinsel eylemin 'cinsel istismar' olduğunu düzenleyen hükümler karşısında TCK'da yapılan çelişkili düzenlemeler mağdur çocuk aleyhine sonuçlar doğurmuştur. Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarının büyük bir bölümünün sadece "cinsel” saikle işlenmediği, bu olayların toplumda artan şiddet eğilimi ve ahlaki yozlaşmanın bir sonucu olduğu bilinen bir gerçektir. Vakaların büyük bir bölümünde failler, kendilerini korumaları mümkün olmayan çocuklara her türlü zarar kastı ile hareket etmekte, bunu da kendilerine hak olarak görmektedirler. Bu sebeple yalnızca suçun "cinsel” niteliği ele alınarak yaptırım öngörmek, bu suçlarla mücadelede yeterli olmamaktadır. Yara alan toplum vicdanının onarılması ve başka çocuklarımızın da dehşet verici olayların mağduru olmaması için devletin öncelikle önleyici tedbirler alması gerekmektedir. Söz konusu yaşanan bu dehşet verici olayların, tüm yetkililerin Anayasal sorumluluğunda olan çocukların her türlü istismara ve şiddete karşı korunmasına yönelik bir acil eylem planının hayata geçirilmesini de zorunlu kılmaktadır. Malatya Barosu Çocuk, Kadın ve İnsan Hakları Komisyonu olarak geleceğimizin teminatı çocuklarımıza yönelen cinsel, fiziksel ve duygusal şiddetin her türlüsünü kınıyor, yaşanan bu çocuk İstismarı haberlerinin son olması dileğiyle bu elim olayın failinin en ağır biçimde cezalandırılması için haklarında gerekli yasal işlemin derhal başlatılmasını talep ediyoruz.