Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılan panele Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Abdulhadi Turus, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat ,
"Bizler Türkçeyi sadece bir iletişim aracı olarak değil kültürler arası etkileşimin ve barışın teminatı olarak görüyoruz"
dedi.
Prof. Dr. Akpolat konuşmasına şu sözlerle devam etti.
" Zengin diller arasında yer alan Türkçemiz bugün dünyada yaklaşık 250 milyon insanın konuştuğu bir dil halinde. Türkçe dünyada konuşulan yaygın diller arasında 6’ncı dil konumunda ve en çok öğretilen diller arasında ise 5 sırada yer alıyor.”
Dilin, gelenek ve göreneklerin tarihi birikimin ve milli kimliği yaşamasını sağlayan en önemli araçlarını başında geldiğini söyleyen Akpolat,
"Türkçeye sahip çıkmak aslında geçmişimize, bugünümüze ve geleceğimize sahip çıkmak anlamına gelmektedir."
diye konuştu.
Rektör Akpolat’ın konuşmasının ardından Moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi DİLMER Müdürü Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz'ın yaptığı panele geçildi.
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, TDK'nın zorunluluk sonucu kurulduğunu söyledi. Atatürk'ün Türkçeyi bu kurumla korumaya aldığını söyleyen Mert,
“Bizler çok geniş bir coğrafyadayız. Çin ve Çinin tarihi aynı iken, Fransa ve Fransa’nın tarihi aynı iken Türk ve Türk tarihi aynı değil. Türkçenin çok farkında değiliz. Türk Cumhuriyetlerini ortak alfabeye geçilmesi için çalışma yaptık. Bunun gibi deva eden çeşitli çalışmalarımız var. Türkçeyi insanın içinden çıkardığınızda geriye biyolojik insan kalır. Şu an Türkçe için risk yok. Bir dilin yok olma tehlikesine girmesi için konuşulduğu coğrafyada ikinci dil sırasına girmesi gerekir. Böyle bir tehlike Türkçe için şu an sıfırdır. Akrabalık bağlamında zengin bir dil ailesiyiz. Bir tarafta dev bir Rus bir tarafta dev bir Çin varken ortada Türki topluluklar birbirine yaklaşıyor."
Dedi.
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy ise Dünyada birçok kültür merkezi olmasına rağmen kurdukları enstitünün kısa zamanda fark yarattığını söyledi.
Prof. Dr. Abdurrahman Aliy
“Dünyada birçok kültür merkezi var. Çok genç bir kurum olmasına rağmen 70 ülkeyi geçtik. Dünyada 94 merkezimiz var. Yabancılara Türkçe'yi kültür üzerinden öğretiyoruz. Etki alanımız bu yüzden geniş. Türkiye’nin sıkıntı yaşadığı coğrafyalarda bile Türkçeye ilgi büyük. Örneğin Yunanistan da Türkçe ye inanılmaz bir talep var. Kültürü doğru şekilde tanınır hale getiremezseniz dili öğretemezsiniz. Türk milletini tarihten çıkardığınızda büyük bir boşluk oluşuyor. Bütün kültürleri birbiriyle harmanlayan bir milletiz. Batının bütün mitolojisi bugün oyun sektörüne yansırken henüz Türk mitolojisinden bir oyun yok. İnanılmaz biçim de Türkçeyi öğrenmeye talep var. Açtığımız yerlerde biz onların kültürlerini öğrenmeye çalışıyoruz. Onlarda bizim kültürü öğrenmeye kalktıklarında dil devreye giriyor. "
diye konuştu.
Panelin son konuşmacısı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Abdulhadi Turus ise tüm diaspora çalışmalarında Türkçe konuşmayı öncelikli hale getirdiklerini vurguladı. Turus,
“3 temel çalışma alanımız var. Türkçe olmadan ilerlemiyoruz. Yurtdışında 7, 5 milyon vatandaşımız var. Türkiye ile olan gönül bağını güçlendirmek ve koparmamak Türkçe konuşmaktan geçer. Bütün diaspora çalışmalarımızda temelimiz Türkçedir. "
ifadelerine yer verdi.