Türkiye’nin köklü mutfak kültürlerinden birine sahip olan Malatya, ismiyle merak uyandıran ve tadıyla deneyenleri ikna eden yöresel lezzetleriyle öne çıkıyor. Adını duyanın bir an durup düşündüğü bu özel çorba, hem yapılışı hem de lezzetiyle Malatya mutfağının dikkat çeken tatları arasında yer alıyor.
Malatya nesilden nesle aktarılan yöresel yemekleriyle dikkat çekiyor. Bu yemeklerden biri var ki ismini duyan bir an durup düşünüyor: Kulak Çorbası. “Bu nasıl bir çorba?” dedirten adıyla merak uyandıran çorba, aslında oldukça zahmetli ama bir o kadar da doyurucu ve lezzetli bir tarif.

Malatya’ya özgü Kulak Çorbası’nın temelini el açması hamurlar, nohut, kemik suyu, yoğurt ve “aya köftesi” adı verilen minik köfteler oluşturuyor. Aya köftesi; yağsız kıyma, simit (sümüt), tuz ve baharatların yoğrulup nohut büyüklüğünde yuvarlanmasıyla hazırlanıyor ve tereyağında kızartılıyor. Bu köfteler, çorbaya hem aroma hem de karakter kazandırıyor.
Çorbanın bir diğer dikkat çeken yönü ise hamuru. Un, yumurta, tuz ve ılık suyla hazırlanan hamur incecik açılıp küçük kareler halinde kesiliyor. Bu hamurlar taze kullanılabildiği gibi, kurutularak kışlık erzak olarak da saklanabiliyor. Malatya mutfağında bu yöntem, geçmişten bugüne gelen önemli bir gelenek olarak yaşatılıyor.
Kemik suyunda pişirilen hamurlar, önceden haşlanmış nohut ve kızartılmış aya köfteleriyle buluşturuluyor. Çorba ılıdıktan sonra ezilmiş yoğurt ekleniyor ve üzerine naneli, kırmızı biberli kızgın tereyağı gezdirilerek servis ediliyor. Ortaya çıkan lezzet ise hem besleyici hem de oldukça doyurucu.
Eskiden özellikle kalabalık sofralarda ve özel günlerde yapılan Kulak Çorbası, bugün Malatya mutfağını merak edenler için adeta keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Adı kulağa ilginç gelse de, bir kaşık alanın “iyi ki denemişim” dediği bu çorba, Malatya’nın zengin mutfak kültürünü bir kez daha gözler önüne seriyor.




