Kent merkezine 50 kilometre uzaklıktaki Palas Mahallesi'nde yaşayan ve halk arasında 'baş bağlı kara yapıklılar' olarak bilinen kadınlar, siyah uzun başörtülerinin üzerine başka bir siyah örtüyü dolayarak alınlarının üzerine bağlıyor.
Evlendikleri yıllarda beyaz ya da renkli örtüler kullanan kadınlar, yaşları ilerleyince ya da bir matem, kayıp yaşamalarının ardından siyahı tercih ediyor.
Son yıllarda azalan baş bağlama yöntemi, mahallede genellikle 60 yaş üstü kadınlarda görülüyor.
Palaslılar Sosyal Kültür ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, AA muhabirine, Palas Mahallesi'nin Selçuklu'dan itibaren büyük yerleşim yeri olduğunu, mahallede 1232 yılından kalma 300 kişilik Selçuklu Camisi bulunduğunu söyledi.
Osmanlı arşivlerinde de Palas'ın adına rastladıklarını anlatan Özdemir, bu iki medeniyetin izlerine halkın giyiminde, yaşam tarzında rastlandığını ifade etti.
'Gelecek nesillere aktarmak istiyoruz'
Halk arasında 'baş bağlı kara yapıklılar' dedikleri kadınların kendilerine özgü bir bürünme biçimi olduğunu belirten Özdemir, şunları söyledi:
'Bu medeniyet köprüsü kopmadan gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Bu örtme biçimi, Selçuklu, Osmanlı örtünmesine benziyor. Başa takılan sarığın biraz daha değişim geçirmiş hali. Selçuklu kadınlarının baş bağlama şekline bakınca bu kadınların baş örtülerini andırıyor. Nesilden nesle aktarılırken değişiklik geçirmiş hali. Gelin olduklarında beyaz ya da desenli örtü takıyorlarmış. Daha sonra yaş ilerledikçe siyah takıyorlar. Siyah, bir matemin, bir ağır başlılığın simgesi olmuş. Bir acıyla karşılaşanlar, eşini, çocuğunu kaybedenler siyah örtüyle daha erken tanışabiliyor.'
Kırsaldaki mahallenin göç vermediğini ve yaklaşık 5 bin nüfusa sahip olduğuna değinen Özdemir, 'Mahalle öz kültürüyle yaşıyor. Dışarıdan etkileşim almadığı için örtünme şekli kalmış. 100-150 kadın bu örtüyü kullanıyor. Bu kadınlar bu kültürün son temsilcileri, yeni nesil artık bunu kullanmıyor.' dedi.
'İş görürken örtümüz düşmesin diye takıyoruz'
Mahalle sakinlerinden 65 yaşındaki Hatice Oral da örtülerine 'kara yapık' dediklerini dile getirdi.
Bu tarz örtünenlerin azaldığına dikkati çeken Oral, 'Yeni yetişenlerimiz bunu takmıyor. Önceki nesiller biraz bunun renklisini takıyor. İş görürken başımızdan düşmesin diye bu şekilde takıyoruz.' diye konuştu.
Şimdiki neslin farklı büründüğünü anlatan 81 yaşındaki Ayşe Baydemir ise '65 yıldır bu şekildeyim. Hiç beyaz örtüyle bürünmedim. İş görürken örtümüz düşmesin diye takıyoruz. Ankara'da kaldım 3 yıl, beni doğulu sanıyorlardı.' ifadelerini kullandı.
Örtünme şekillerinin bir gelenek olduğunu dile getiren 75 yaşındaki Nazlı Akkaş, annelerinin, ninelerinin kenarları oyalı, daha renkli örtüler kullandıklarını, köyde iş yaparken her zaman bu şekilde başlarını bağladıklarını söyledi.
Akkaş, artık bu örtüyü çarşıda, pazarda bulamadıklarını, umreye gidenlerin getirdiğini ve dağıttığını anlattı.
Gelin olduktan sonra bu şekilde örtünmeye başladığını dile getiren 80 yaşındaki Havva Özer ise 'Harmana gideriz, düven süreriz, sap saçarız o sırada yel eser başımız açılmasın diye bunu takarız.' dedi.
Mahalle sakinlerinden 70 yaşındaki Ayşe Altındağ da eskiden örtünün ucuna altın ve boncuk taktıklarını, 60 yıldır bu şekilde büründüğünü söyledi.