Malatya’da insanlar birbirine hitap ederken, şehrin köklü Anadolu geleneğini yansıtan samimiyet, saygı ve nezaket öne çıkar. Günlük yaşamda kullanılan hitap biçimleri; aile bağlarının gücünü, komşuluk ilişkilerinin sıcaklığını ve toplumdaki dayanışma kültürünü açıkça gösterir.
Malatya’da büyükler için en çok tercih edilen hitaplar “abi, abla, dayı, amca, teyze” gibi hem hürmet hem yakınlık ifade eden sözcüklerdir. Bu kelimeler, biyolojik akrabalığı aşarak toplumsal bir aidiyet duygusu yaratır. Mahalle esnafından otobüs şoförüne, uzak bir köydeki çiftçiden şehir merkezindeki gençlere kadar herkes, bu samimi dilin bir parçasıdır.
Yaşıtlar arasında ise “Kirve, hacı, kardeş, hemşerim, bacım, gardaş” gibi hitaplar sık duyulur. Bu ifadeler, Malatya’nın toplumsal dokusunda yer eden birlik ve güven hissinin doğal bir yansımasıdır. Şehir insanı karşısındakine mesafe bırakmak yerine, onu aileden biri gibi kucaklamayı tercih eder.
Daha resmi ortamlarda “bey” ve “hanım” sıfatları kullanılmaya devam eder; ancak Malatya’nın içten iletişim geleneği, çoğu zaman bu resmiyeti bile yumuşatır. Bir kamu kurumunda ya da iş yerinde bile “abi” ya da “abla” diye seslenilmesi, saygısızlık değil; aksine sıcak bir iletişim tarzının göstergesidir.
Sonuç olarak Malatya’da hitap şekilleri, şehrin kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Burada söylenen her “abi”, her “abla”, her “kardeş”; yalnızca bir sesleniş değil, toplumu bir arada tutan kültürel bir bağdır.





