Yerinde dönüşüm desteklerinin maliyeti karşılamakta yetersiz kaldığını dile getiren Sadıkoğlu, dönüşüm sürecinde uygulanan yüzde 20 KDV oranı ve son ruhsat teslim tarihi olan 30 Haziran konusunda açıklamalarda bulunarak “yerinde dönüşümde destekler, vergi oranı ve başvuru tarihi yeniden değerlendirilmelidir” dedi.
Dönüşüm sürecinde KDV Malatya’da yüzde 20, İstanbul’da yüzde 1
Sadıkoğlu, inşaat maliyetlerindeki artış göz önüne alındığında, Yerinde Dönüşüm projesi kapsamında sağlanan toplam 1,5 milyon TL desteğin deprem bölgesindeki gerçek maliyetleri karşılamakta yetersiz olduğunu vurgulayarak,
“Bugünün koşullarında 1,5 milyon TL ile 100 m2 bir dairenin inşası dahi mümkün değil. Vatandaşımız destek tutarı dışında kalan maliyeti karşılamakta güçlük çekiyor. Maliyetleri artıran bir diğer unsur ise KDV. Depremde evini kaybeden vatandaş kısıtlı imkânlarıyla yeniden evini yaptırmak isterken yüzde 20 KDV yükü altına giriyor. Bugün İstanbul’da 6306 sayılı Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanun kapsamında dönüşümler için KDV oranı yalnızca yüzde 1, dönüşüm desteği iste 1 milyon 875 bin TL. 6 Şubat sonrası deprem bölgesindeki dönüşümlerde KDV oranının yüzde 1’e düşürülmesi gerektiğini hem basın yoluyla hem de bakanlarımızla gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde defalarca dile getirdik ancak olumlu bir netice alamadık. Bugün hem dönüşüm destekleri hem vergi maliyeti açısından deprem bölgesi, İstanbul’un gerisinde kalmış durumda. Bizler destek tutarının en az 2,5 milyon TL olmasını dile getirirken böylesi bir farkın oluşması üzücü. Malatya ve diğer deprem illerimiz afet olasılıklarını aşmış, felaketi en şiddetli şekilde yaşamıştır. Bunun göz ardı edilmemesi desteklerin artırılması gerekmektedir”
ifadelerini kullandı.
Yerinde Dönüşüm sürecinde son ruhsat teslim tarihi olarak açıklanan 30 Haziran’ın uzatılması gerektiğini dile getiren Sadıkoğlu,
“30 Haziran konusunda bir belirsizlik var. Resmi olarak açıklanan tarih 30 Haziran ancak ruhsat süreci devam eden işlemlerin kabul edileceği yönünde de açıklamalar var. Belediyelerimizde ciddi bir yoğunluk söz konusu, şehrimizde ise hala yıkılmayı bekleyen binalar olduğunu da görüyoruz. Bununla birlikte henüz ekonomik anlamda toparlanamamış, en büyük ekonomik dayanağı olan kayısısını don vurmuş Malatyalı depremzede vatandaşlarımızın belirlenen bir tarihle strese sokulmasını doğru bulmuyoruz. Konunun yeniden değerlendirilmesi ve sürecin en az yıl sonuna kadar uzatılması gerekmektedir”
dedi.
