Gündem

Malatya’da, gazeteci olsanız da ‘Basın otoparkına’ giremezsiniz!

Malatya’da, gazeteci olmanız basın otoparkına rahat gireceğiniz, basın tribününe akrediteniz olsa bile elinizi kolunuzu sallayıp girebileceğiniz anlamına gelmez.

Yeşilyurt-Kırşehir maçı… Karşılaşma Yeşiltepe Spor Kompleksi’nden Yeni Malatya Stadyumu’na alındı. Neden mi? Yeşilyurtspor’un hem Yeşiltepe Stadıyla olan sözleşmesi sona erdi hem de teknik bir takımın çim sahada maç oynamasının önemli olduğu fark edildi.

Son dakika golü Yeşilyurtspor 2-2’yi buldu ve önemli bir puanı hanesine yazdırdı. İlk yarı iyi bir Yeşilyurt izlesek de ikinci yarı bunu pek göremedik. İlla ki sezona geç başlayan bir takımda bu tarz eksikler olacak.

Sezon başında lige katılıp katılmayacağı bile belli olmayan bu takımın zamana olduğu açık.

Ama konumuz bu değil…

Biz birçok noktada insanların haklarını arayan, eksikleri dile getiren, vatandaş ile yöneticiler arasında köprü görevi gören bir görev yürütüyoruz. Keyfi olarak protokole girip maç izlemiyoruz, izlediğimiz maçı yazıp izleyemeyenlere de iletiyoruz.

Günlerden Pazar yani tatil günü ama herkes bilir ki maçlar tam o güne denk gelir. Mesai kavramı olmayan gazeteci toplar malzemelerini stadın yolunu tutar hem de saatler öncesinden.

Peki neden?

Bu insanların bir görevi var, statta o gün görevli olan emniyet ve özel güvenlik gibi… Bunun için ekstra mesai ya da ücret almaz. Çünkü görevidir, gider görevini yapar çıkar gelir.

Maçı takip eden bu insanlar günler öncesinden TSYD tarafından akredite edilir. İsimleri alınır, bildirilir. Yaka kartları çıkar. O kartla maçını izler…

Ama iş öyle gelişmiyor. Sezon öncesi birçok kağıt dolduran bu gazeteciler çok rahat maça giremez. Hemen stadın girişinde sizi karşılayan emniyet görevlisi size basın kartını sorar, gösterip geçersiniz.

Bitti mi? Tabii ki hayır…

VİP otoparkının yanında Basın otoparkı vardır. Oraya girmek için bir kimlik daha gösterirsiniz.

Bitti mi? Yok daha bitmedi…

Emniyet görevlisi bir daha bakar listeye ismin var mı? Çünkü kendi alanınıza girmek için isim gerekir. Bakar isminiz var tamam.

Bitti mi? Yok henüz değil…

Basın girişinde bir polis grubu daha sizi karşılar. Göster bir daha kimliğini.

Alırsın akredite kartını çıkarsın yukarı birde özel güvenlik görsün değil mi? kafana göre nereye gidiyorsun kardeşim!

Bu süreçlerden sonra maça girip, yazını yazıp, fotoğrafını çekip okuyuculara ulaştırırsın…

Ama öyle değil bitmeyen birçok şey var daha!

Ne mi?

Yeşilyurt-Kırşehir maçında yukarıda saydığım aşamalardan sonra basın otoparkına girerken bir görevli geldi, emniyetten…

Baktı ismim var mı? Baktı “İsminiz var” dedi. Tamam o zaman. “Ama buraya park edemezsiniz”

Neden?

“Çünkü VİP için çok isim var.” Nereye park edeyim? “Aşağıya”

Neyse, aşağıya gidiyorum başka bir emniyet görevlisi “Burası yarım saat önce kapatıldı. Stadın etrafını dönüp aşağı park edeceksiniz” diyor.

Bakın “Basın otoparkı” yazılı yere bütün akreditem, İletişim Başkanlığı’nın verdiği kart olmasına rağmen giremiyorum. Benim için tahsis edilen otopark, VİP’e tahsis ediliyor. Yani protokoldekiler sıkıntı yaşamasın sen ne olursan ol…

İçeri girerken yaşananlara isyan ettim. Otoparkın bize ait olduğunu defalarca söylememe rağmen hiçbir şey yapılmadı.

Şimdi gelelim daha acısına, kimi kime şikayet edeceğiz? İletişim Başkanlığı bize bu kartları niye veriyor? Gazeteci olmasam biletimi alır tribünden daha rahat izlerim maçı. Bu kadar sıkıntı yaşamanın ne anlamı var?

Bir sonraki maç çözülür mü? İnanın Malatya’da çözülmüyor.