Malatya Müzesi uzmanlarından Antropolog-Uzman Etnoarkeolog Hüseyin Şahin mesleğe vedası nedeniyle bir sunum yaparak, meslek yaşantısını “Müzecilik ve Kültür Varlıklarına Adanan Bir Ömür: Hüseyin Şahin” başlığıyla anlattı.

38 yıllık meslek hayatını anlatan Şahin, duygusal bir konuşmayla veda etti. Kimi zaman gözyaşlarını tutamayan Şahin,

“Eğitim hayatım Hacettepe Üniversitesi sonra Fırat Üniversitesi ve çalışma hayatımla birlikte Malatya Müzesi. Köyden başlayan uzun ince bir yol. Her hikâyenin de mutlaka bir sonu var, o sonda bugün. Saha çalışmaları yaptık. Müzecilik bir sevdanın adıdır. Müzecilik sabah 08.00’de başlayıp akşam 17.00’de biten bir mesai değildir. Müzecilikte yasa, yönetmelik, yönergeyi uygulamak için devamlı kendini yenilemek gerekir. Müzecilik eğitim ve öğretimin yanı sıra hayatla öğrenmenin de kendisidir. Öğretmenin de kendisidir müzecilik. Bazen arazide kurtla karşılaşırsınız. Arapgir’de arazide çalışırken, bir eşeğin sırtında sis basmış, soğuk, kurt ulumalarını duydum. Kurt bize yaklaşınca korktum, “Önce eşeği sonra beni yiyecek” dedim. Neticede bir şekilde hayatımı kurtardım. Gittim 3 tümülüsün tespitini yaptım ve Anadolu kültür varlığına kazandırmış oldum. Arapgir’de bir kaya mezar odası buldum. Bu kaya mezarlarını bulunca çok duygulandım ve hüzünlendim. Bazen yollarda kaldık, deliden tokat yedik, ağzımızı burnumuzu kırdı yine pes etmedik. Dağlara tırmandık, mağara bulduk. En sonunda güzel bir araba edindik. Bu araba kültür varlıklarını daha güzel ve yerinde tespit ettik. Yöre halkıyla oturduk, sohbet ettik ve bölgelerinde kültür varlıklarıyla ilgili bilgi edinmeye çalıştık. Arkeoloji demek sadece toprağı kazmak değildir, multidisipliner bir çalışma gerekiyor. Antropoloğu, sanat tarihçisi, fizikçisi, kimyacısı, jeologu hepsi iç içe çalışması gerekiyor. Depremler bize çok acı çektirdi. 2020 depreminde Doğanyol’da tescilli bir yapının enkazını kaldırırken inanın ki içimizde hüzün vardı. Bir kültür varlığını daha deprem vesilesiyle yok etmiştik. Kazı çalışmalarına gittik. Birçok meşakkat çektik ama mesleğimizi severek yaptık. Yüzey araştırmalarına, mezar kazılarına gittik. Her şeye göğüs germeye çalıştık. Arguvan’da bir tümülüs var ve bunu 2010 yılında tespit ettim. Bu tümülüsün gerçek yüksekliği 16 metre 15 santim. Etrafına Nemrut’taki heykelleri dizerseniz turizme açılacak bir alan ancak 2010 yılında tespit ettiğim nu tümülüs, hala Sivas Kültür Varlıkların Koruma Bölge Müdürlüğü tarafından tescil edilmedi. Yaptığım araştırmalar sonucunda 200 dosya gönderdim, hala 50 tane tescil oldu. O zaman biz bunları nasıl koruyacağız, üzülüyorum. Kazı alanlarına şiir yazdım. Bazen oturdum düşündüm, yıldızları izledim. Arslantepe’ye sevdalandım. Arslantepe aşığı oldum. Arslantepe ömrümün yarısı demek. Ben mesleğe başladığımda Malatya’daki kaya mezar sayısı 5’i geçmiyordu. Malatya’yı gezdikçe kaya mezarları ortaya çıktı, Arapgir oldukça bu konuda zengindi. Marcella hocayla Arslantepe’deki eserlerle ilgili bilgi alışverişi yaptık. Dağlarda aç kaldık, bozulmuş bostanlara göz hakkı diye girdik. Marcella ve Restelli hocalarımla yaşadıklarımı unutamam. En değerli anılarımdan biri de torunumla müzeyi gezdik”

dedi.

Şahin, Arslantepe’yle ilgili yazdığı şiiri de sunumunda paylaştı. O şiir şöyle:

“Geç Uruk’la “Kerpiç Saray” içinde, bir ben varım bir de “Kral” yanımda. “Arşiv Odası”nda kilden mühürde, bir ben varım birde sevdam yanımda. Arslantepe’sinde sevdasın bulan, çamura eliyle biçimin veren, çömlekçi ustanın çarkından dönen, bir ben varım bir de sevdam yanımda. Gezerken aşk ile Arslantepe’de, Milidya, Malatya, ballar kentinde, Orduzu elinde Battalgazi’nde, bir ben varım bir de sevdam Malatya.”

22 Mayıs Başak Burcu Günlük Burç Yorumları
22 Mayıs Başak Burcu Günlük Burç Yorumları
İçeriği Görüntüle

Deneyimlerini aktardığı sunumunda genç müzecilere de tavsiyelerde bulunan Şahin,

“Tutkunuzu asla kaybetmeyin. Müzecilik sadece bir iş değil aynı zamanda bir tutkudur. Öğrenmeye açık olun. Detaylara önem verin. Her zaman saygılı olun. Kazılar hassas süreçlerdir, titiz ve dikkatli çalışın. Ekip çalışmasının gücüne inanın. Güvenliği ön planda tutun. Mentor edinin, mentor olun. Ağınızı genişletin. Etik değerlere bağlı kalın. İletişim becerilerinizi geliştirin. Teknolojiyi kullanmaktan çekinmeyin”

dedi.

Uzun yıllar Malatya’nın kültürüne hizmet eden ve emekliye ayrılan Şahin,

“Yaşamımın her evresinde öğretmenlerim oldu. Dedem İsmail, babam Zeynal ve anam Gülsüm ilk öğretmenlerimdi. A, B, C’yi Aysel Özger öğretmenimden öğrendim. Kitap okuma, yazma alışkanlığım ise kendiliğinden gelişti sanıyorum; köyde bostan beklerken karşı dağların resimlerini çizmeyle başladı kalem ve kağıtla dostluğum. Hikayeler, şiirler yazdım kendimce çocukluğumda. İlk tiyatro piyesimi ortaokul sıralarında yazım. Aldığım derece beni daha çok yazmaya özendirdi. Ortaokuldaki Türkçe öğretmenlerime de çok teşekkür ediyorum. Köyde yılbaşında ilk kitap hediyemi babam almıştı. Hem de “Oğlum Hüseyin Şahin’e yılbaşı armağanımdır” yazmıştı. Beni hayata hazırlayan bir öğretmenimde Ömür Algedik oldu. Bilgi yarışmalarına yönlendirerek özgüven sağlamama vesile oldu. Lisede felsefe öğretmenim, üniversite hayatımda Bozkurt Güvenç, Erksin Güleç, Muhtar Kutlu, Emrullah Güney, Halil Narman ve Sabri Çakır…Müzecilik hayatımda da öğretmenlerim oldu; Baki Yiğit, Selahattin Eyüp Aksu… Arkeolojik/Antropoloijk kazı ve değerlendirme metodunda Marcella Frangipane, Yılmaz Selim Erdal ile mesleğimle ilgili birçok kitabın yazarı olan ya da kazılarına katıldığım, çözüm bulamadığım adlandırmalarda güçlük çektiğim konularda da yardım eden, beni aydınlatan yüzlerce öğretmenim, öğretmenlerim oldu. Onları da minnetle anıyorum. Bir ömrü adadığım müzecilik serüvenime bugün veda ediyorum. Geçmişin izlerini geleceğe taşıma onurunu yaşamak, hayatımın en anlamlı yönlerinden biri oldu. Her eserle bir öykü dinledim, her ziyaretçide yeni bir bakış açısı kazandım. Artık bu kutsal emaneti genç kuşaklara bırakırken, içimde huzur ve minnet var. Hepinize teşekkür ediyor, geçmişte olduğu gibi gelecekte de kültürün izini sürmenizi diliyorum”

sözleriyle veda etti.

Şahin’in duygusal konuşmasının ardından kızı Özge Şahin çiçek takdim etti. Baba-kız birbirlerine sarılarak bir süre ağladı. Şahin, sunum bitiminde meslektaşları, arkadaşları, eşi Güldalı ve kızı Özge Şahin ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

Sunumun ardından emekliye ayrılan Hüseyin Şahin’e Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Ayhan Karademir tarafından bir plaket verildi.

Editör: Ferdi Durdu