21 Mart 2015‟te Kemal Deniz‟in çabalarıyla Battalgazi Belediyesi tarafından düzenlenen Şef: Ferda Atlı‟nın yönetiminde icra edilen Türk Tasavvuf Müziği Korosu, Niyazi-i Mısri’yi Anma ve Tasavvuf Konseri vermiştir. Bu değerli ekibin sonradan ne yazık ki dağıldığını, Tasavvuf Müziği alanındaki çalışmaların da durakladığını üzülerek öğrendik.

Adını andığımız bu kaynakların dışında Niyazi Mısri‟yi geniş kitlelere tanıtmak amacıyla epeyce kitap yayımlanmıştır. Bu tür kaynakları hazırlayanlar arasında Hüseyin Oral (1987), Baha Doğramacı (1988), Mustafa Kara (1994), Mustafa Özdamar (2000), Turan Alptekin (2008) vd. ilk hatırlanacak isimlerdir.

Şiirlerinin 250‟ye yakını bestelenmiş tasavvuf meclislerinde dergahlarda okunmuştur. Kucaklayıcı ve evrensel bir anlayışa sahip olan Niyazi, bütün tarikat çevrelerince sevilen bir mutasavvıftır. Döneminin Arabi‟si, Mevlana‟sı, Hacı Bektaş‟ı, Yunus‟udur. Ahmet Hakkı Türabi‟nin hazırladığı ve Malatya Belediyesinin yayımladığı Niyazi-i Mısri, İlahiler (2011) adlı kitapta şiirlerin metinleri ve notaları da yayımlanmıştır. (Malatya Belediyesi Yay. Malatya 2010 ) Ahmet Özhan, Niyazi‟nin 22 ilahisini okumuş Malatya Belediyesi bunları, İstanbul Organizasyonun hazırladığı Tende Canım adlı bir CD‟de yayımlamıştır.

Niyazi, kültür ve sanat alanında 2000‟den sonra daha büyük bir ilgiyle karşılanmıştır. Malatya Belediyesi, başta İnönü Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerin, Türkkad‟ın ve Kadem‟in desteğiyle günümüze kadar beş ayrı uluslararası sempozyum ve çeşitli paneller düzenlemiştir (2003, 2010, 2012, 2018). Ayrıca, Bursa Osmangazi Belediyesi, 2018‟de Doğumunun 400. Yılında Niyazi-i Mısri, Dönemi ve Tesirleri başlıklı bir sempozyum düzenlemiştir. İnönü Üniversitesi ve Malatya Büyükşehir Belediyesi de 2018‟de ayrı bir sempozyum düzenleyerek burada sunulan bildirileri e ortamda yayımlamıştır.

Niyazi, tiyatro ve sinemaya layıkıyla aktarılamamıştır ama, yukarıda belirtildiği gibi müzik alanında büyük bir ilgi görmüştür. Resim alanında da çeşitli resimleri çizilmiştir. Niyazi‟ninsinemya aktarılması konusunda Selim Kaptanoğlu ve Mustafa Tatçı‟nın büyük çabalar gösterdiğini biliyorum. Bir Niyazi filminin de Malatya‟da çekilmesi gerektiğini düşünüyorum bu konudaki çalışmalarım devam ediyor.

Son yıllarda Emine Işınsu‟nun yazdığı Bukağı (Elips Yay., İstanbul 2009); Sadık Yalsızuçanlar‟ın yazdığı Anka (Timaş Yay., İstanbul 2010) adlı romanlara konu olmuştur. Yalsızuçanlar, Gezgin (Timaş Yay., İstanbul 2010) adlı romanında ise, MuhyiddinArabi‟yi konu etmiştir. Bukağı’dan Anka’ya Türk Romanında Niyazi-i Mısri başlıklı araştırmamız yayımlanmayı beklemektedir.

Mısri‟nin Divan-ı İlahiyat’ını oluşturan şiirlerinin tümü ve diğer kitaplarının yeni basımları geniş bir okuyucu kitlesi tarafından sevilerek okunmuştur. Kitaplarının yeni basımları yapılmış bu eserler epeyce kalabalık bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır. Ancak

eserlerinin tamamı bir külliyat olarak değerlendirilememiştir. Niyazi-i Mısri Araştırma Merkezinin bu konuya önem vermesi gerekir.

Niyazi‟nin çağına göre çok ileri bir bakışla söylenmiş bir başka ilahisi, derman arardım derdime diye başlayan gazelidir. Tasavvufun derinliklerini açıkladığı bu şiirde farklı bir bakış sergilemektedir:

Gazel: Derman arardım derdime derdim bana derman imiş

Dermânarardumderdümederdüm bana dermân imiş

Bürhânarardumaslumaaslum bana bürhân imiş

Sağ u solum gözler idüm dost yüzini görsem deyü

Ben taşrada arar idüm ol cân içinde cân imiş

Öyle sanurdumayruyam dost gayrıdur ben gayrıyam

Benden görüp işidenibildüm ki ol cânân imiş

Savm u salât u hacc ile sanma biter zâhidişüñ

İnsân-ı kâmil olmağa lâzım olan „irfân imiş

Kandan gelüryoluñsenüñ ya kanda varurmenzilüñ

Nirdengelüpgitdüğiniañlamayanhayvân imiş

MürşidgerekdürbildüreHakk‟ısañahakka‟l-yakîn

Mürşidi olmayanlaruñbildüklerigümân imiş

Her mürşide dil virme kim yoluñı sarpa uğradur

Mürşidi kâmil olanuñgâyetyolıâsân imiş

Añlahemân bir söz dürür yokuş değüldür düz dürür

„Âlem kamu bir yüz dürür gören anı hayrân imiş

İşit Niyâzî‟nüñsözin bir nesne örtmez Hak yüzin

Hak‟dan „ayân bir nesne yok gözsüzlere pinhân imiş