Buzluk Köyü sınırları içinde, tarihi İpek Yolu’nun tam kalbinde yer alan Ansır Mağaraları, Yontma Taş Devri’nden Bizans dönemine kadar uzanan izler taşıyor. 40’a yakın oda şeklindeki mağaraların yer aldığı bölge, tarih boyunca hem yerleşim alanı hem de sığınak olarak kullanılmış.
Uzmanlara göre mağaralarda Hitit, Roma ve Bizans uygarlıklarının izleri bir arada görülüyor. Bölge, aynı zamanda Hristiyanlığın ilk dönemlerinde inananların gizlice ibadet ettiği kutsal bir merkez olarak da biliniyor.
Kayalarda Gizlenen İnsan Yüzleri ve Hitit Aslanları
Ansır Vadisi’nde dikkat çeken bir diğer unsur ise insan yüzüne benzeyen kaya oluşumları. Doğal şekillerle ortaya çıkan bu kaya yüzleri, adeta geçmişten bugüne bakan birer sessiz tanık gibi. Mağaraların eteklerinde yer alan mezarlık alanında ise Hitit aslanı motifleriyle süslenmiş taş mezarlar bulunuyor.
Ayrıca kayaların altında yer alan üç antik kilise, bölgenin dini ve tarihi önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Doğaseverlerin Yeni Gözdesi
Yaklaşık M.Ö. 2’nci yüzyıla kadar uzandığı tahmin edilen mağaralar, bugün doğa yürüyüşçüleri ve fotoğraf tutkunlarının yeni rotası haline gelmiş durumda. Eşsiz vadi manzarası, kaya evleri ve gizemli atmosferiyle Ansır Mağaraları, keşfedilmeyi bekleyen bir açık hava müzesi niteliğinde.
Rivayetlere göre, Şehristan Kralı dış saldırılardan korunmak için bu mağaraların en yüksek noktasına yerleşmiş. Bu da bölgenin tarih boyunca stratejik bir sığınak olarak kullanıldığını gösteriyor.



