Malatya’nın eşsiz doğal güzellikleri arasında yer alan Nemrut Dağı, devasa heykelleri, antik Kommagene kalıntıları ve büyüleyici manzarasıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Her yıl yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan Nemrut, özellikle gün doğumu ve gün batımı gözlemleriyle dikkat çekiyor.
ANTİK TARİHİN İZLERİNİ TAŞIYAN DEV HEYKELLER
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Nemrut Dağı, 2150 metre yüksekliğiyle Malatya’nın Pütürge ilçesine bağlı Büyüköz köyü ile Adıyaman’ın Kâhta sınırları arasında yükseliyor. Antik Kommagene Krallığı’nın en önemli kült merkezlerinden biri olan bu alan, 8–10 metre yüksekliğindeki dev heykelleriyle adeta açık hava müzesini andırıyor.
Doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılan heykeller, Helenistik Dönem’in en çarpıcı eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Kireçtaşı bloklarından yapılan bu anıtsal figürler, tarih meraklılarının ilgi odağı olmaya devam ediyor.

ANTİOCHOS’UN SIRRINI SAKLAYAN DEV TÜMÜLÜS
Nemrut Dağı’nın zirvesinde yer alan en dikkat çekici yapı ise Antiochos I’e ait olduğu düşünülen tümülüs. Yaklaşık 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapında olan bu dev yapı, kralın kemiklerinin ya da küllerinin bulunduğu gizemli bir odaya açıldığı yönündeki inanışla tarihçilerin ilgisini çekiyor.
Bugüne kadar yapılan araştırmalara rağmen kralın mezarının tam yeri hâlâ bulunabilmiş değil.

DOĞU VE BATI UYGARLIKLARININ SANATSAL BULUŞMASI
Doğu ve batı teraslarında yer alan Antiochos heykelleri, aslan ve kartal figürleri Kommagene sanatının benzersiz yorumunu gözler önüne seriyor. Batı terasındaki ünlü Aslanlı Horoskop, dünyanın bilinen en eski astrolojik kabartmalarından biri olarak öne çıkıyor.
Helenistik sanat ile Pers etkilerini harmanlayan Nemrut, adeta doğu ve batı kültürlerinin buluşma noktası niteliğinde.
YÜZYILLAR BOYUNCA UNUTULAN MİRAS
Kommagene Krallığı’nın M.S. 72 yılında Roma’ya yenik düşmesiyle bölge tarih sahnesinden çekildi ve Nemrut’taki eserler yaklaşık iki bin yıl boyunca unutuldu. 1881’de Alman mühendis Karl Sester’in keşfiyle yeniden gün yüzüne çıkan heykeller, daha sonra Osman Hamdi Bey, Otto Puchstein, Theresa Goell ve Karl Doerner gibi önemli isimlerin çalışmalarıyla bilim dünyasında hak ettiği değeri kazandı.

TURİZMİN YÜKSELEN YILDIZI
Nemrut Dağı, yalnızca arkeolojik zenginliğiyle değil, gün doğumu ve gün batımında sunduğu eşsiz manzaralarla da turizmin gözde durakları arasında yer alıyor. Ziyaretçiler, dev heykellerin gölgesinde adeta başka bir dünyanın atmosferini yaşıyor.
MALATYA’DAN NEMRUT DAĞI’NA NASIL GİDİLİR?
Malatya’dan Nemrut Dağı’na ulaşım oldukça kolay. Yaklaşık 100 kilometrelik Malatya–Pütürge–Tepehan–Büyüköz güzergâhını takip ederek bu eşsiz mirasa ulaşabilirsiniz. Yol boyunca Harput Dağları’nın ve Fırat havzasının sunduğu doğal güzellikler de yolculuğa ayrı bir keyif katıyor.




