1947'nin sonlarından 1949'un başlarına kadar geçen süreçte, İsrail devletinin kurulmasıyla birlikte 750 binden fazla Filistinli evlerinden edildi. Pek çoğu ya zorla göç ettirildi ya da şiddet olayları ve güvenlik endişesiyle topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Bu olaylar zinciri, Filistinliler tarafından “Büyük Felaket” anlamına gelen El Nakba olarak anılıyor.

Nakbanin 75. Yilinda Adaletsizlige Karsi Cikmak

SİYONİZMİN YÜKSELİŞİ VE İLK ÇATIŞMALAR

19. yüzyılın sonlarında Avrupa'da ortaya çıkan Siyonist hareket, Yahudilere ait bağımsız bir devlet kurulmasını savunuyordu. Theodor Herzl’in önderliğinde gelişen bu düşünce, 20. yüzyıl başlarında Osmanlı'dan İngiliz yönetimine geçen Filistin topraklarında etkili olmaya başladı.

1917’de yayımlanan Balfour Deklarasyonu, İngiltere’nin Filistin'de Yahudi halkı için bir yurt kurulmasına destek vereceğini açıkladı. Bu süreçte, özellikle Doğu Avrupa'dan gelen Yahudi göçmenler, Filistin topraklarına yerleşti. 1920'ler ve 30'lar boyunca Yahudi göçünün artmasıyla Araplarla Yahudiler arasında gerginlik tırmandı ve çok sayıda kanlı çatışma yaşandı.

ARAP İSYANI VE İNGİLİZ POLİTİKASININ DÖNÜŞÜMÜ

1936-1939 yılları arasında yaşanan Arap İsyanı, İngiliz yönetimine karşı büyük bir direniş olarak kayıtlara geçti. Filistinli Araplar, Yahudi göçünün durdurulmasını ve bağımsızlıklarını talep etti. Binlerce Arap öldürüldü, on binlercesi yaralandı. Bu isyanın ardından İngiltere, Yahudi göçünü sınırlayan ve Arapların rızasını öngören 1939 tarihli Beyaz Kitap’ı yayımladı.

Nakba Nin 75 Yilinda Yahudiler Ve Filistinliler Birlikte Yurudu

BM PAYLAŞIM PLANI VE GERİLİMİN ZİRVEYE ULAŞMASI

Soykırım Gölgesinde Cannes: Sanat Dünyasından Gazze'ye Destek
Soykırım Gölgesinde Cannes: Sanat Dünyasından Gazze'ye Destek
İçeriği Görüntüle

İngiltere, 1947'de manda yönetimini sonlandıracağını açıklayınca, Birleşmiş Milletler Filistin topraklarını Yahudi ve Arap devletleri olarak ikiye ayıran 181 sayılı kararı kabul etti. Bu plan Yahudilere toprakların %55’ini tahsis ediyordu. Arap liderler planı adaletsiz bularak reddetti. Takip eden aylarda her iki taraf arasında silahlı çatışmalar başladı.

İSRAİL'İN KURULUŞU VE BİRİNCİ ARAP-İSRAİL SAVAŞI

14 Mayıs 1948’de İsrail devleti resmen kuruldu. Ertesi gün, Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan ve Irak İsrail'e savaş açtı. İsrail ordusu, bu savaşı kazanarak yalnızca BM planında kendisine ayrılan bölgeleri değil, Araplara tahsis edilen birçok yeri de ele geçirdi.

MÜLTECİLİK VE GERİ DÖNÜŞ HAKKI

Savaşın sonunda, yüz binlerce Filistinli mülteci durumuna düştü. BM Genel Kurulu’nun 194 sayılı kararı, mültecilerin evlerine dönme ya da tazminat alma hakkını tanıdı. Ancak İsrail, bu hakkın Yahudi devletinin demografik yapısını tehdit edeceğini savunarak uygulamayı reddetti.

Bugün BM verilerine göre yaklaşık 5 milyon Filistinli mülteci bulunuyor. Bu mültecilerin büyük bölümü Ürdün, Lübnan, Suriye, Gazze ve Batı Şeria’daki mülteci kamplarında yaşıyor.

Filistinliler Nekbe Nakba El Nakba Yawm An Nakba Buyuk Felaket Gunu Nedir C0Sn

GERİ DÖNÜŞ ANAHTARI: UMUDUN SEMBOLÜ

Nakba sırasında evlerinden ayrılmak zorunda kalan Filistinliler, geri dönecekleri umuduyla evlerinin anahtarlarını yanlarında götürdü. Zamanla bu anahtarlar, kaybedilen evlerin ve geri dönüş hakkının bir sembolü haline geldi. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu anahtarlar, Filistinli mülteciler için umudun ve direnişin bir simgesi oldu.

NAKBA GÜNÜ RESMİ ANMA GÜNÜ OLDU

Yıllar boyunca Filistinliler Nakba'yı gayriresmi olarak anarken, 1998'de Filistin lideri Yaser Arafat 15 Mayıs’ı resmi anma günü ilan etti. 2022’de ise BM tarihinde bir ilk yaşandı ve 15 Mayıs 2023’te Nakba’nın yıldönümünün resmi olarak anılması kararlaştırıldı.

SONU GELMEYEN SÜRGÜN VE BELİRSİZ GELECEK

El Nakba, yalnızca bir tarihsel olay değil, günümüzde de etkisini sürdüren bir trajedi. Milyonlarca Filistinli hâlâ evlerinden uzakta yaşamakta ve topraklarına dönme umudunu taşımakta. El Nakba, çözüm bulamayan ve nesiller boyu süren İsrail-Filistin çatışmasının sembolü olarak tarihteki yerini koruyor.

Editör: Sara Subaşı