12 Nisan 2018 tarihinde saat 16.30’da okuldan çıkan Rabia Naz, yaklaşık 45 dakika sonra, Gümüşçay Mahallesi Dedeli Sokak’taki evlerinin önünde sırtüstü yaralı halde bulundu. Hastaneye kaldırılan küçük kız, tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Adli Tıp Kurumu, ölüm nedenini "yüksekten düşmeye bağlı genel beden travması" olarak açıkladı.
Ancak Rabia Naz’ın babası Şaban Vatan, kızının yüksekten düşmediğini, bir aracın çarpması sonucu yaralandığını ve olay yerinin sonradan kurgulandığını öne sürdü. Olayın aydınlatılması için yıllardır mücadele eden baba Vatan, 2019 yılında dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin şikâyeti üzerine açılan bir davada 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı ve 38 gün cezaevinde kaldı.
Olayla ilgili yürütülen adli soruşturma 2020 yılında takipsizlikle sonuçlandı. Bunun üzerine Şaban Vatan, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu 5 yıl sonra karara bağlayan AYM, soruşturma sürecinde ciddi ihmallerin ve eksikliklerin bulunduğunu belirtti.
Resmi Gazete’de yayımlanan kararda soruşturmadaki ihmaller şöyle sıralandı:
- Olay yeri koruma altına alınmadı, çevredeki kalabalık uzaklaştırılmadı.
- Savcı olay yerine gitmedi, görüntü kaydı alınmadı.
- Rabia Naz’a ait okul çantası günler sonra siviller tarafından bulundu.
- Kızın günlükleri ve bazı kişisel eşyaları elden ele dolaştı, korunmadı.
- Delil niteliğindeki çoraplar kayıt altına alınmadı.
- Kritik tanıkların ifadeleri aylar sonra alındı.
Anayasa Mahkemesi, bu eksikliklerin delillerin kaybolmasına veya değiştirilmesine yol açtığını vurguladı. Kararda,
“Rabia Naz Vatan’ın şüpheli ölümünü tüm yönleriyle aydınlatabilecek ve varsa sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit eden, yaşam hakkının sağladığı güvencelerin gerektirdiği derinlik ve ciddiyette bir soruşturma yürütüldüğü söylenemez”
ifadelerine yer verildi.
AYM, yaşam hakkının ihlal edildiği sonucuna vararak, Rabia Naz’ın ailesine 350 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Rabia Naz’ın ölümü ve soruşturmadaki ihmaller, uzun süre kamuoyunda geniş yankı bulmuş, sosyal medyada adalet çağrıları yapılmıştı. Baba Şaban Vatan’ın mücadelesi birçok gazeteci ve insan hakları savunucusu tarafından da desteklenmişti.