İstanbul Teknik Üniversitesinin (İTÜ) de yer aldığı UNESCO destekli uluslararası çalışmada, Akdeniz'de küresel ısınma nedeniyle gelecekte yağışların azalmayacağı ancak sıcaklıktaki yükselişler nedeniyle kuraklığın artabileceği öngörüldü.
İTÜ İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Dabanlı ile Akdeniz havzasında bulunan ülkelerdeki bilim insanlarından oluşan ekip, yaklaşık 2 yıl önce Akdeniz Bölgesi'ndeki iklim dinamiklerini ve yağışların insan faaliyetleri sonucu etkilerle gerçekten değişip değişmediğini incelemek için çalışma başlattı.
Bu kapsamda Akdeniz'de 1871'den 2020'ye kadar olan 150 yıllık zaman aralığındaki yağış rejimleri incelendi. 27 ülkeden 68 bilim insanının katıldığı araştırmada, 23 binden fazla istasyondan sağlanan gözlem verileri kapsamlı şekilde analiz edildi.
Araştırma sonucunda daraltılmış bölgesel ve zaman içerisinde yüksek değişkenlik olsa da Akdeniz havzasında gelecekte iklim değişikliği etkisiyle belirgin şekilde yağışların azalmayacağı, buna karşın sıcaklık artışı sebebiyle kuraklıkların artabileceği öngörüldü.
Ayrıca, zaman içerisinde bazen artıp azalsa da genel olarak yağışların hep aynı seviyede kaldığı, bu durumun daha çok yerel dinamiklere bağlı olduğu tespitinde bulunuldu.
Elde edilen veriler ve araştırma sonuçları, en prestijli bilimsel dergilerden Nature Dergisi'nde yayımlandı.
"23 bin istasyon ve 10 milyondan fazla veriyi bir araya getirdik"
Dabanlı, AA muhabirine, iklim değişikliğinin toplumun her kesimini ilgilendiren en önemli tehditlerden biri olduğunu söyledi.
İklim değişikliğinin etkilerinin bilinmesinin önemine işaret eden Dabanlı, bu kapsamda mevcutta birtakım varsayımlara dayalı bilimsel çalışmaları açığa kavuşturmak için Akdeniz'de yağış rejimini gözlem verilerine dayalı araştırdıklarını anlattı.
Doç. Dr. Dabanlı, sanayi devrimi sonrası artan sıcaklıkların atmosferik dengeleri değiştirdiğini, küresel ısınma etkisiyle atmosferik hava sirkülasyonlarında değişimler olduğunu, bunun da Türkiye gibi orta enlem ülkelerinde sıcak ve kuru hava etkilerini artırdığının gözlemlendiğini belirtti.
Akdeniz Bölgesi'nde olan değişikliklerin tüm Avrupa'nın güneyini, Kuzey Afrika'yı ve Akdeniz havzasını etkilediğini vurgulayan Dabanlı, küresel iklim değişikliğinin Akdeniz havzasındaki değişimlerden çok etkilendiğinin altını çizdi.
Dabanlı, çalışmada tüm Akdeniz havzasını oluşturan ülkelerin veri setlerini topladıklarını anlatarak, "Çalışmada toplam 23 bin istasyon ve 10 milyondan fazla veriyi bir araya getirdik. Bunların hepsini analiz ettik. Bunları farklı zaman aralığına böldük. 1871'den 2020'ye kadar bu zaman aralıklarını analiz edip kıyaslama yaptık." dedi.
Bölgesel ve kısa süreli yüksek değişimlere örnek olarak yaptıkları incelemede, kış yağışlarının Avrupa'nın batısında azalırken doğusunda arttığını gördüklerini aktaran Dabanlı, "Yaz dönemi yağışları ise daha çok Kuzey Afrika hattında azalış gösterebiliyor. Bu şekilde zaman içerisinde bölgesel olarak değişkenlik yüksek ama genel Akdeniz ülkelerinin uzun dönem fotoğrafına baktığımızda, aslında bunların hiçbirinin böyle baskın bir trend içerisinde olmadığını tespit ettik." diye konuştu.
"Kuraklığın sebebi sıcaklık artışından kaynaklı"
Doç. Dr. Dabanlı, çalışmada Akdeniz havzasındaki toplam yağışların iklim değişikliği etkisiyle azalmadığını tespit ettiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Akdeniz Havzası'nda toplam yağış rejimimizde bir değişiklik görünmüyor. Yağışların azalması söz konusu değil ancak sıcaklıklar artıyor. Dolayısıyla bir kuraklık tehdidi var. Kuraklığın sebebi sıcaklık artışından kaynaklı. Sıcaklık arttıkça buharlaşma artıyor. Hem zemin neminden hem de yüzeysel su kaynaklarımızdan buharlaşma oranları artıyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde daha fazla buharlaşma olacak ve buna bağlı olarak kuraklığın şiddet ve süresinin Akdeniz ülkelerinde artmasını bekliyoruz. Yağışlar toplamda değişmiyor gibi görünse de zaman içerisinde ve yerel olarak yüksek değişkenlik göstermesinin, sel ve taşkın afetlerine dönüşebilecek boyutları olabilir. Yerel olarak zaman zaman çok şiddetli yağışlar görülebileceğini unutmayıp bu afetlere karşı da hazırlıklı olmalıyız."