Eski ve Yeni.

Zaman itibarı ile 2018 eski, 2019 yeni olacak. Peki bu eski ve yeni, insan hayatın da dolayısı ile toplum hayatında bir yenilik yaratacak mı? Buna herkes kendi hayatını, yaşadıklarını, maddi ve manevi olarak sorgulayarak bir iyi ya da kötü bir cevap verebilir.

Sorgulamadan sonra iyi ve ya kötü sonucu çıktı diyelim. Her iki cevap şekli bizi başka bir sorgulamaya götürür. İyi ya da kötü yaşamama neden olan koşulları kim ya da kimler yaratır. Ben mi? Yoksa bir başkası mı?

Bensem neden? Bir başkası ise neden?

Sorgulamayı eminim herkes buraya kadar getirip bırakıyordur. Çünkü bu noktadan sonra sorgulamanın niteliği değişmeye başlar. Eğer neden kendisi ise de, başkası ise de verilecek her iki cevap artık siyasal bir niteliğe dönüşür ki onun da maddi ve manevi bir bedeli var.

Maddi ve manevi nedenlerden kaynaklanan cevaplar sonuçta sorgulayıcı kişinin ekonomik, sosyal durumu, içinde yer almış olduğu toplumsal çevre, eğitim koşullarına göre farklılık gösterir.

İşte bu nokta da, o toplumda o toplumu yöneterek kendisine her konuda yol gösterip sorunlarını çözmek için örgütlenmiş olan siyasi partiler devreye girer. Bu partilerin politikaları ve en önemlisi de o politikaları toplumun her kesiminin anlayabileceği şekilde topluma anlatacak olan partilerin öncü kadroları, yani milletvekilleri, bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları, belediye başkanları, meclis üyeleri, il ve ilçe başkanlarıdır.

Çünkü, yerel ( belediye) olsun, genel olsun insanların bir arada yaşamak için uyması gereken yasa ve kuralları belirleyen bu partilerin belirlemiş oldukları kişi ve kişilerdir.

Bu kişilerin siyasal, sosyal, kültürel, ahlaki ve tabi ki en önemlisi de tüm bu nedenlerin beslemiş olduğu insani ve vicdani nitelikleridir. Bu nokta da, toplumun kendisini yönetmek için seçmiş olduğu parti kadrolarının nitelikleri çok önemlidir. Yani toplum sorunlarına getirecekleri çözüm şekilleri, bireysel öncelikli mi, yoksa toplumsal önceliklimi?

Partilerin en önemli görevi toplumun önüne eskinin yerine yeni yaşam şekilleri ve buna uygun çözüm metodları sunarak toplumu her zaman daha iyi ye doğru taşımaktır.

Toplum içinde, toplumu yöneterek sorunlarını çözmek için örgütlenmiş olan siyasi partilerin asıl görevleri budur. Yani her bakımdan ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel olarak insanların yaşadığı her yerde kendilerini bir gelecek kaygısı taşımadan adil, eşit, güvenli, özgür, mutlu hmesini sağlamak. Bu bakımdan toplumları yönetmeye aday siyasi yöneticilerin nitelikleri çok önemlidir.

Eğer bir yönetici, toplum idaresi yönetiminde yeterli bir eğitim ve bilgiye sahip olmadan derleme toplama bilgiler ile toplum idare etmeye kalkarsa en demokratik yöntemlerle de seçilip gelse o yönetim ve kişi zamanla otoriterleşme ye başlar.

Bir toplumu demokratik olarak dönüştürecek olanlar, toplumların önüne eski hayat tarzları yerine maddi ve manevi olarak yeni bir yaşam tarzı sunabilecek olan idarecilerdir.

Toplumları hayatına giren yeni değerler(bilgi, teknoloji, çağdaş, modern) üzerinden değil de, eski yaşamdan kalan değerler üzerinde (din, mezhep, etnisite, milliyetçilik)etkilemeye çalışarak yönetmek belki kısa sürede etkili ve sonuç verici olabilir. Ama uzun vade iyi bir sonuç vermez. Aksine toplumu üretim den uzaklaştırıp birilerine bağımlı hale dönüştürür.

Nitekim bu sonuçları bu gün toplum olarak yaşıyoruz.

Her toplum nasıl yaşayacağını.

Nasıl yönetileceğini.

Nasıl mutlu olacağını kendisi belirler.

Bu en küçük aile kurumundan tut en büyük devlet kurumuna kadar böyledir.

Yani iyi de, kötü de insanın kendi tercihlerinin bir sonucudur.