Yeşilyurt belediye başkanı Hacı Uğur Polat’ın Malatya Söz gazetesi ziyaretinde gazete yöneticileriyle yaptığı sohbette belediyenin sosyal projelerini dillendirdiği konuşma metni gazetemizde yayınlandı. Bu projeler sosyal belediyecilik açısından önemli projeler.
Bu projeleri diğer belediyelerin çalışmalarıyla bütünleştirerek baktığımızda, yardımların ekonomik anlamda büyük rakamlara ulaştığını rahatlıkla görebiliriz. Büyük şehir ve iki merkez belediyenin yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine yönelik bu faaliyetleri ve çeşitliliği kentte yaşayan ihtiyaç sahibi insanların rakamsal anlamda büyüklüğünü de verir. Bu rakamın büyüklüğü kentin yoksulluğunu ifade eder. Bu başka bir tartışma konusu.
1970 yıllarda başlayan hızlı kentleşme, belediyeleri yeni sorunlarla karşı karşıya bıraktı. Büyüyen kent, ciddi altyapı sorunlarının yanı sıra yoksullaşma, çevre, yeni hayata uyum vb. sorunları da beraberinde getirdi. Merkezi yönetim bu süreçte alanda çekilirken, yerel yönetimler bu alanda hizmetleri bazen tek başına bazen de sivil toplum örgütleriyle birlikte yürütme yöntemini seçti.
Yerel yönetim yasası bu yöndeki çalışmalara izin veren düzenlemelerle bu faaliyetlerinde önünü açtı. Bu gün birçok belediye sosyal belediyecilik alanında şu veya bu şekilde çalışma yürütüyor.
Bugün artık toplumu oluşturan bireyler belediyelerden farklı ihtiyaç ve istemlerde bulunuyorlar. Yol su kanalizasyon vb hizmetler bugün belediyelerin rutin hizmetleri arasında sayılıyor. Kent yaşamını getirdiği yeni talepler belediye başkanlarının önünde çözülmesi gereken sorunlar yumağı olarak duruyor.
Bunlardan en önemlisi; toplumsal sistemden kaynaklanan yoksulluk, işsizlik, dilencilik, suçluluk vb sorunlardır.
Diğer önemli bir sorun ise insanın yaşamında gelen ve çevresel koşulların da etkisiyle çocuk, yaşlı ve engellilerin karşılaştıkları sorunlardır.
Yerel yönetimlerin önünde duran bu sorunlar, aslında sosyal devletin çözmeyle yükümlü olduğu sorunlardır. Liberal politikalara yönelimin olduğu Özal dönemiyle birlikte devlet bu alanda uzaklaşarak yerel yönetimlere bu alanı bırakmıştır.
Sorunları çözme noktasında “hayır yapma” anlayışıyla yapılan yaklaşım doğru bir anlayış değildir. Toplumu oluşturan bu bireylerin her türlü ihtiyaçlarının giderilmesi, en temel insan haklarındandır.
Bu noktada sosyal devlet, vatandaşların siyasal ve toplumsal yaşama katılabilmeleri için, insan onuruna yakışan asgari düzeyde bir gelir, adil gelir dağılımı, yoksullukla mücadele, fırsat eşitliği, sosyal adalet, sosyal güvenlik, sosyal barış, sosyal bütünleşme, ekonomik büyüme ve kalkınma gibi amaçları gerçekleştirmeyi hedeflemelidir. Devletin bu alandaki duyarsızlaşması yerel yönetimlerin bu alandaki sorumluluğunu her geçen gün biraz daha artırmaktadır.
İlimizdeki sosyal belediyecilik faaliyetine geri dönersek; Sosyal belediyecilik alanında Yeşilyurt belediye Başkanının uygulamaya koyduğu ve gazetemizde ifade ettiği üç çalışma gerçekten önemli ve doğru çalışma olarak karşımıza çıkmakta.
- 1. Emanet Ekmek Projesi
- 2. Geri dönüşüm evleri
- 3. Keşkem projesi
Emanet ekmek projesi, Geri dönüşüm evleri projeleri kentte yaşayan diğer bireylerin katılımının sağlanması en ayırt edici özellik olarak farkındalık yaratmakta. Bu iki proje belediyenin yanı sıra Yeşilyurt’ta yaşayan insanların katılımının sağlanması toplumsal dayanışma kültürü açısından önem arz etmekte. Bu durum insanlarda manevi hazzı geliştirirken kent kimliği oluşturmaya da katkı sunmaktadır.
Çocuklara yönelik Keşkem projesi gelir düzeyi düşük ailelerin veya sosyal hizmetler kurumundaki çocuklara yönelik bir çalışma olması, bu çocuklarda toplumsal aidiyet duygusu geliştireceği için toplumsal faydası da olan bir proje olarak duruyor.
Belediyelerimizin önümüzdeki dönem dezavantajlı ve riskli gruplara yönelik çalışmalarında dolayı sayın başkanlara duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederken; bu faaliyetlerin siyasi beklentilerden uzak hakkaniyet ölçüsünde olması en büyük temennimiz…