Her yıl daha sezon başlamadan Tarsim ve yetkili acenteleri tarafından çiftçilere mesajlar atılır.

"Ürünlerinizi Tarsim sigortası ile güvenceye alınız.Hem siz kazanın hem ülke kazansın"

Bunun ile de yetinilmez. Bölge müdürlüğü aracılığı ile ayrıca, sigortanın önemi ve çiftçinin yararı bakımdan çiftçilerinde katıldığı sigortalamayın yararlarına yönelik tanıtıcı toplantılar düzenlenir.

Gerçi bu toplantılara sigorta müşterisi olan çiftçiler pek rağbet etmezler ya.O başka!!

Çiftçi bilgilendirme toplantılarına katılmaz, ürünü sigorta ettirdiği zaman kendisine verilen poliçe bilgilendirme sözleşmesinin tek satırını okumaz, ama sahaya çıkan sigorta eksperlerine sitem ve şikayetten de geri kalmaz.

Bu da ayrı bir konu!!

Şimdi konumuz çiftçinin kendi sorununa olan bu duyarsızlığından ziyade,tarsimin çiftçi ile kendi arasında bir akit olan poliçe sözleşmelerinde hem don, hem dolu hasarlarında sözleşmelerdeki yazılanlar ile sahada ki uygulamalar da her yıl yapılan farklı tanımlama ve bu tanımlamalar arasındaki farklılık. Ve sonuçta bu farklılıktan dolayı çiftçilerin yaşadıkları mağduriyetler.

Yani sözleşmede yazılanlar her dönemde sahadaki uygulamalarda

farklı yorumlanıp, farklı anlamlar çıkarılarak varsa bir hasar bu farklı yorumlar nedeniyle ya tamamen hasar vermemek ve ya var olan hasarı sigorta lehine en az ödeme yöntemine dönüştürmek.

Sözleşmedeki poliçelerde sigorta kapsamına alınan nedenler sahadaki eksperler tarafından poliçede belirtilenlerin dışında her türlü yoruma açık.

Cevabı her halükarda bir tarafça bilinen tam bir bilmece. Kim bu taraf derseniz. Tabiki kural koyucular.Yani Tarsim genel kurulu

Özellikle bizim bölgede yani Malatya Doğanşehir de sigorta olayı başladıktan günümüze kadar bahçesini sigorta ettiren vatandaş, kayısı üreticisi sigorta poliçelerindeki yazılı genel kurallar da bir değişiklik olmazken pratikte,yani sahaya çıkan eksperler ilk günden bu güne kadar, gerek don hasar tespitleri,gerek dolu hasar tespitlerinde her yıl yeni bir don ve dolu yorumlaması yaparak raporlar düzenliyorlar.

Tabi nasıl mı? diyecekler.

Mesela bir don hasar tespitinde, ilk yıldan bu yıla kadar sahadaki eksperler tam üç farklı yorumla çiftçinin karşısına çıktılar.

Kendilerine neden bu farklılık deyince de bize verilen talimat bu yönde deyip noktayı koyuyorlar.

İlk tespitte gelen eksperler; dondan etkilenen ürünün(Kayısı)çekirdeğini kahve ve giderek siyahlaşmış olması.

İkinci tespitte;kahveye dönüşen dış tabakayı çıkarıp siyahlaşmış olan çekirdek suyunun kristalleşmesi lazım mış! Ayrıca bu emareleri ararken ağacın üzerindeki meyve ile yere dökülenleri toplayıp resimleyerek raporlar düzenleniyordu.

Üçünçü tespit te, yani bu yıl saha ya gelen eksperler bu sefer tüm bunları bir tarafa bırakıp ağacın üzerinde kalan meyvelerin iç kısmına bakarak don olayının yaşanıp yaşamadığına bakarak raporlar düzenlediler.

Tabi arada bir buna fizyolojik bir tanım koymayı da ihmal etmediler.

Saha da tüm bu farklılıklar yaşanırken poliçe deki don hasarı ile ilgili açıklamalar hep aynı.Yani yazılı sözleşmedeki tanım aynı.

Her yıl farklı bir tanımlama ile çiftçinin karşısına çıkıldığı zaman çiftçide doğal olarak giderek sigortalama olayından uzaklaşmak zorunda kalıyor.

Halbuki poliçelerde, özellikle don hasarları ile ilgili madde çok açık net ve gayet anlaşılır bir şekilde yazılmış. Ama kural koyucu yani Tarsim bunu saha da kendine uygun olacak şekilde yorumlayıp değiştiriyor.

Benzer uygulama dolu hasarlarında da yaşanıyor.

Poliçede yazılanlar ile uygulamadaki sonuçlarda çıkan raporlar mümkün olduğunca çiftçinin aleyhine olacak şekilde yapılıyor.

Soru aynı soru, ama cevap her yıl değişik.

Tam bir bilmece.

Tarımda Tarsim, tarsimde üretici ve çiftçi ilişkisi.

Bu gidiş ve bakış açısı ile çiftçi her yıl biraz daha Tarsim den uzaklaşmaya devam eder.

Bun da da ne Tarsim, ne çiftçi, ne de ülke kazanmaz.

Battıkça topyekün hepsi birlikte batmaya devam eder.

Köylü ve çiftçi de giderek yerleşen algı Tarımda Tarsim bir destekleyici,kurtarıcı değil, bir tuzak olarak yerleşmeye başlıyor.

Unutulmasın ki ön yargıları kırmakta öyle kolay değildir.