1 Temmuz’da Bursa Gemlik’te 70 dakika arayla 3,9 ve 4,2 büyüklüğünde depremler yaşanmıştı. Ardından 2 Temmuz’da ise 4,3 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Bu sarsıntılar çevre illerde ve İstanbul’da da hissedildi.
Prof. Dr. Bayhan, fay hattının yüzeye yakın noktalarda hareket ettiğini belirterek, “Depremler hafif şiddette olsa da yüzeye yakın oldukları için çevre illerde hissedilmeleri normal” diye konuştu.
Gemlik’in geçmişte de sık sık deprem yaşadığına dikkat çeken Bayhan, “En son 2006 yılında 5,2 büyüklüğünde bir deprem olmuştu” dedi.
Gemlik-İznik fayının Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın güney kolu olduğunu aktaran Bayhan, “Bu fay 100 kilometreye yakın uzunlukta. Ancak uzun dönemli hareketleri bilinmiyor. Yani ne zaman büyük bir deprem oluşturacağına dair kesin bilgiye sahip değiliz” ifadelerini kullandı.
Bayhan, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 2022’de başlattığı Deprem Risk Azaltma Projesi kapsamında bu fayın önemle izlendiğini belirtti ve şunları söyledi:
“7 ve üzeri büyüklükte bir deprem göz önünde bulunduruluyor. Böyle bir deprem olması durumunda yaklaşık 60 bin binanın orta ve üzeri hasar görmesi bekleniyor.”
Marmara Bölgesi’nde olası büyük bir depremde, merkez üssüne 50-100 kilometre mesafedeki illerin de etkilenebileceğine dikkat çeken Bayhan, “Türkiye’de mühendislik hizmeti almamış çok sayıda riskli bina var. Kentsel dönüşümün Bursa ve çevre illerde artırılması gerekiyor” diye vurguladı.
Prof. Dr. Bayhan,
“Depremden korkuyoruz ama çok çabuk unutuyoruz. Vatandaş, devlet ve belediyeler el ele vererek finansal koşullar oluşturmalı ve kentsel dönüşüm hızlandırılmalı. Böylece insanlar korkmadan, dayanıklı binalarda yaşayabilir”
dedi.
Türkiye’nin 6-7 ve üzeri büyüklükteki depremlerin etki alanında bulunduğunu hatırlatan Bayhan, “Dünya genelinde bu büyüklükte depremler günlük olarak yaşanıyor. Bu depremlerin birbirini tetikleyip tetiklemeyeceği kesin değil. Bizim odak noktamız ise içinde yaşadığımız binalar olmalı. Binalarımızı daha çok sorgulamalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.