Malatya’nın Yazıhan ilçesine bağlı Fethiye Köyü, 500 yıldır sessizce bir tarih hazinesini içinde barındırıyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın son saltanat yıllarında, Hicri 974 (Miladi 1566) yılında Malatya Beylerbeyi Abdüsselam oğlu Mustafa Paşa tarafından inşa ettirilen Uzun Hasan (Hasan Badırık) Camii, özgün mimarisi ve ihtişamıyla hâlâ ayakta.
Osmanlı mimarisinin en olgun dönemine denk gelen yapı, 15. yüzyılda Bursa, Edirne ve İstanbul’da gelişen “T” planlı ilk Osmanlı camilerinin özelliklerini taşımasıyla, geçiş döneminin önemli örneklerinden biri kabul ediliyor. Yalnızca ibadet alanı olarak değil; eğitim, müzakere ve toplumsal faaliyetlerin yürütüldüğü çok amaçlı bir merkez olarak tasarlanan cami, kitabesinde de bu işlevi açıkça belirtiyor.
Caminin kitabesinde şu ifadeler yer alıyor:
“Bu şanlı ve şerefli yapısı yüksek olan hayır eserinin inşası, gaziler ve mücahitler Sultanı Sultan Selim Han’ın oğlu Sultan Süleyman’ın günlerindeki –ki Allah ona hayırlı fetihler açsın– hayır sahibi Beylerbeyi Abdülselam oğlu Mustafa Paşa’nın açık yardımları ile hitam buldu. Sene Hicri 974.”
Tamamı kesme taştan yapılan cami, tek kubbeli kare planlı harimi ve beş gözlü son cemaat yeriyle dikkat çekiyor. İçerisindeki iki zaviye odası, dönemin sosyal yaşamını yansıtırken; mihrabın üst kısmındaki iç içe geçmiş Mührü Süleyman motifi, yapıya mistik bir zarafet katıyor. Korkuluksuz, kapısız ve sekiz basamaklı taş mihber ise caminin en özgün detaylarından biri.
Asırlara meydan okuyan Uzun Hasan Camii, Osmanlı taş işçiliğinin ve mimari zekâsının günümüze ulaşan en nadide örneklerinden biri olarak bugün de tüm heybetiyle Fethiye Köyü’nü süslemeye devam ediyor.




