Köy Enstitüleri kırsal kesimdeki çocukları modern eğitimle buluşturmayı, üretken ve donanımlı bireyler yetiştirmeyi amaçlıyordu. Akçadağ Köy Enstitüsü de 1940-1954 yılları arasında binlerce öğrenciye eğitim verdi. Kapatıldıktan sonra öğretmen okulu ve lise olarak hizmet vermeye devam eden yapı, ne yazık ki günümüzde sessizce kaderine terk edildi.
Türkiye’nin eğitim tarihinde kilometre taşı niteliğindeki Köy Enstitüleri 21 farklı noktada ve çoğunlukla demiryollarına yakın bölgelerde kuruldu. Amaç ise hem ulaşımı kolaylaştırmak hem de kırsaldaki çocuklara modern eğitimi ulaştırmaktı. İzmir’de 1939’da kurulan Kızılçullu ile başlayan bu aydınlanma serüveni kısa sürede Malatya’daki Akçadağ Köy Enstitüsü’ne kadar ulaştı.
Akçadağ Köy Enstitüsü, 1940’tan 1954’e kadar köy çocuklarını donanımlı bireyler olarak yetiştirdi. Kapatılmasının ardından kurum, sırasıyla Akçadağ İlköğretmen Okulu, Akçadağ Öğretmen Lisesi (1974) ve Akçadağ Anadolu Öğretmen Lisesi (1990) adlarıyla eğitim vermeye devam etti. Ancak bugün geriye yalnızca harabeye dönmüş yapılar kaldı.
Bir dönem modern ek binalarla genişletilen kompleks idari binaları, yatakhaneleri, spor salonu, hamamı, ambarları, çeşmesi ve lojmanları ile bir eğitim kampüsü gibiydi. Hatta bünyesinde ahır ve samanlık dahi bulunuyordu. Mimari açıdan da dikkat çeken yapılar, taş temel üzerine kırmızı tuğla örgü ve marsilya tipi kiremit çatılarla inşa edilmişti.
Günümüzde ise bu kıymetli miras büyük ölçüde yok olmuş durumda. Binaların çoğu yıkılmış, ayakta kalanlar ise kaderine terk edilmiş. 1960’larda eklenen modern yapılar dahi zamana direnememiş. Enstitü kompleksinin içinde yer alan küçük bir mezarlık ise burada geçen on yılların sessiz tanığı olarak hala varlığını sürdürüyor.
Köy Enstitüleri yalnızca bir eğitim modeli değil aynı zamanda Anadolu'nun kendi ayakları üzerinde durma çabasıydı. Bugün ise Akçadağ örneğinde olduğu gibi bu değerli miras sessizce silinme tehlikesiyle karşı karşıya.