“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
İşin kolayına kaçmadan ama
Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
Ne de ak örtüde elmaların
Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
1961 yazı ortalarında Küba’nın resmini yapabilir misin
Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem de gam yemem gayrının
Resmini yapabilir misin üstat”
Sahi Nazım’ın da dediği gibi mutluluğun resmini çizebilir mi bir insan, ne ki mutluluk? Mutluluk bana göre sevdiklerimle vakit geçirmek başkasına göre bir kitap okumak... Ama görünebilir, tutulabilir bir şey mi diye sorarsanız onu bilmiyorum işte..
Belki bazıları ‘biri gülüyorsa, kahkaha atıyorsa mutludur duyuyoruz ya da görüyoruz’ diyebilir belki doğrudur da. Bence gerçek mutluluğu sadece tek bir kişi yaşar, hisseder ve görür. Kendisi, bir tek gerçekten mutlu olup olmadığını sadece kişinin kendisi anlar. Bu yüzdendir belki de büyük ressamların bile gerçek mutluluğu kolay kolay çizememesi...
Yaşamak zorlu bir serüven aslında mutluluklar, hüzünler, acılar ve sevinçler... Bu yüzden hangi duyguyu yaşıyorsak yaşayalım hayatın tadını çıkaralım. Mutluluğun resmini çizemeyiz belki ama anılarımızda saklayabiliriz....