Malatya Kent Konseyi koordinasyonunda, Malatya Valiliği, Malatya Büyükşehir Belediyesi, İnönü Üniversitesi ve Malatya Turgut Özal Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen "Deprem Nedenli Göçün Malatya İline Etkileri" çalıştaylar dizisinin üçüncü raporu kamuoyuyla paylaşıldı.

"Deprem Sonrası Göçün Yerel Yönetimler Açısından Avantajları ve Dezavantajları" başlığını taşıyan bu rapor, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Malatya Kent Konseyi Genel Sekreteri Dr. Hasan Batar, Kent Konseyi üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayın önemli tespit ve önerilerini içeriyor.

Rapor, deprem felaketlerinin kentlerin yeniden tasarımı için bir fırsat olduğunu, ancak bu fırsatın kısa vadeli çözümlerle sınırlı kalmaması, kalıcı ve nitelikli yaşam alanları oluşturma hedefiyle değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu süreçte katılımcı planlama, sosyal bütünleşme, altyapı bütünlüğü ve çevresel sürdürülebilirlik temel ilkeler olarak benimsenmeli.

Şehir planlamasında, içeriden dışarıya genişleme yerine, dışarıdan merkeze doğru kademeli ve stratejik bir büyüme anlayışının benimsenmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, "yerinde dönüşüm" süreçlerinde hak sahiplerine uygulanan ekonomik yüklerin artırılması eleştirilerek, sosyal adalet ilkeleri doğrultusunda daha kapsayıcı ve destekleyici mekanizmaların geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Malatya'da mevcut yapı stoğunun ve altyapı sistemlerinin afetlere karşı yetersiz kaldığına dikkat çekilen raporda, şehrin afetlere karşı direncinin artırılması için yeni konut projeleriyle birlikte, mevcut yerleşim alanlarının da risk odaklı yaklaşımla ele alınması gerektiği ifade ediliyor. Özellikle elektrik, su, kanalizasyon ve ulaşım altyapılarının acil durumlara dayanıklı hale getirilmesi önem taşıyor. Kentsel ve çevresel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılması, can kayıplarını azaltırken sosyal toparlanmayı da kolaylaştıracak.

Afet Yönetimi ve Kurumsal Yapılanma

Malatya'da afet süreçlerinin daha koordineli ve etkili yönetilebilmesi için, hem yerel hem de bölgesel düzeyde yeni bir yapılanma ihtiyacı ortaya çıktığı belirtiliyor. AFAD'ın mevcut yapısının Malatya özelinde yeniden ele alınması, müdahale ve hazırlık süreçlerinin yerel gerçekliklere uygun şekilde yapılandırılması önem arz ediyor. Ulusal düzeyde "Afet Bakanlığı" gibi bir üst yapının kurulması durumunda, Malatya'da bu yapıya bağlı güçlü yerel birimlerin oluşturulması ve karar alma süreçlerine entegrasyonu öneriliyor.

Planlama ve Yasal Düzenlemeler

Raporda, rezerv alan ilan edilmesi gibi kritik kararların gerekçelerinin açıkça kamuoyuna aktarılması ve uygulamada istikrarlı bir tutum sergilenmesi gerektiği vurgulanıyor. Büyükşehir yasaları ile getirilen idari düzenlemelerin yerel bağlama uygunluk açısından revize edilmesi gerektiği belirtiliyor. Belediyelerin stratejik planlama süreçlerinde belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları gibi çeşitli paydaşların katılımıyla kapsamlı bir planlama süreci yürütmesinin yasal bir gereklilik olduğu kadar, demokratik yönetişim ilkeleri açısından da hayati önemde olduğu ifade ediliyor.

Altyapı, Tarım ve Kentleşme Sorunları

Yeni yerleşim alanlarında altyapı hizmetlerinin yetersizliği ve temel kamusal hizmetlere erişim sıkıntıları, kent planlamasında bütüncül bir yaklaşımın önemini ortaya koyuyor. Afetler sonrası kentleşme süreçlerinin geçici çözümlere odaklanmak yerine, uzun vadeli, sürdürülebilir ve yaşanabilir kentler inşa etmeyi hedeflemesi gerektiği vurgulanıyor.

2013 tarihli Bölgesel Çevre Planı kapsamında bazı alanların "ikinci sınıf tarım arazisi" olarak sınıflandırılmasının, güncel kentsel ihtiyaçlar ve afet sonrası yeniden yapılanma süreçleriyle çeliştiği belirtiliyor. Mevcut yasa ve planlama mevzuatının güncellenmesi, afet sonrası gelişen dinamik koşullara daha uygun çözümlerin üretilmesine katkı sağlayacak. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından "köylü yerinde doysun" yaklaşımının planlama pratiklerinde yeterince karşılık bulamadığı, bireyci yaklaşımların kolektif çıkarların önüne geçtiği ve toplumsal uzlaşı kültürünün zayıf olduğu bağlamlarda sürdürülebilir kentleşme politikalarının hayata geçirilmesinin güçleştiği ifade ediliyor.

Toplumsal İyileşme ve Afet Bilinci

Deprem sonrası sadece fiziksel yıkımın değil, toplumsal ilişkilerde ve aile yapısında da ciddi kırılmaların yaşandığına dikkat çekilen raporda, yerel yönetimlerin afet sonrası sadece konut teminini değil, aynı zamanda toplumsal ve psikolojik iyileşmeyi sağlayacak bütüncül politikaları da gündeme alması gerektiği belirtiliyor. Travma temelli korku ve kaygı bozukluklarının giderilmesine yönelik hipnoz temelli terapötik müdahalelerin ve belediyeler öncülüğünde psikoeğitim, grup terapileri ve sanat temelli etkinliklerin etkili olacağı öneriliyor.

Sosyal destek planlamasında sahadaki veriye dayalı analizlerle hareket edilmesi ve koordinasyonu güçlü, denetlenebilir mekanizmalar kurulması gerektiği, mevcut sosyal yardım sistemlerinin "yardım" değil, "güçlendirme ve dönüşüm" temelli kurgulanması gerektiği vurgulanıyor.

Malatya'nın afetlere karşı müdahale kapasitesini artırmak için, arama-kurtarma organizasyonunun yerel ve bölgesel düzeyde yeniden yapılandırılması, arama-kurtarma istasyonlarının kurulması önem arz ediyor. 6 Şubat 2023 depremlerinden sonra yaşanan kontrolsüz ve ruhsatsız yapılaşmaların önlenmesi için yerel yönetimlerin sıkı takip ve denetim mekanizmaları oluşturması gerektiği ifade ediliyor.

İletişim ve Koordinasyon

Afet sonrası süreçlerde yerel düzeyde bilgi akışının sağlıklı yürütülmesi için muhtarlar ile vatandaşlar arasındaki iletişimin güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Muhtarlara yönelik afet iletişimi, kriz yönetimi ve temel liderlik becerileri konusunda eğitim ve destek programları geliştirilmeli.

Afet durumlarında görev alacak tüm kurum ve kuruluşlar arasında önceden belirlenmiş bir iletişim protokolü oluşturulmalı, dijital tabanlı ortak bir kriz yönetim sistemi geliştirilmeli ve sosyal medya platformları resmî iletişim sistemlerine entegre edilmelidir. Yerel düzeyde düzenli aralıklarla tatbikat temelli iletişim senaryoları uygulanmalıdır.

Altun’dan Uluslararası Vicdana Çağrı: “Bu Hakikati Susturamayacaklar!”
Altun’dan Uluslararası Vicdana Çağrı: “Bu Hakikati Susturamayacaklar!”
İçeriği Görüntüle

Malatya özelinde afet bilinci ve kriz yönetimi konularının eğitim sistemine entegre edilmesi, anaokulundan üniversiteye kadar tüm eğitim kademelerinde öğrencilere afetlerle başa çıkma becerilerinin kazandırılması ve düzenli tatbikatlar yapılması gerektiği belirtiliyor. Bu sayede, toplumsal afet bilincinin güçlenmesi ve kuşaklar arası sürdürülebilir bir farkındalık gelişmesi mümkün olacaktır.

Kaynak: Bülten