Dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs (Covid-19) salgını bütün sektörlerde aksamalara ve değişimlere neden oldu. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart tarihinden itibaren ise genel yaşamı ilgilendiren tüm tedbirler alınmaya başlandı. Alınan tedbirler büyük bir kararlılıkla hayata geçirildi.

Ülkemizde milyonları ilgilendiren eğitim sektörü ile ilgili önemli karar ise 12 Mart’ta açıklandı. Bu kararda 16 Mart tarihinden itibaren 30 Mart’a kadar iki hafta süreyle yüz yüze eğitime ara verildiği açıklandı. İki haftalık aranın ilk haftasını öğrencilerin evlerinde istirahat ederek geçirmelerini tavsiye eden Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk 23 Mart Pazartesi gününden itibaren sunacakları hizmetle öğrencilerin evlerinden eğitim süreçlerine devam edeceklerini ifade etti. TRT üzerinden ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim olmak üzere üç farklı kademe için açılacak TV kanallarıyla ve Eğitim Bilişim Ağı (EBA) sistemiyle internet üzerinden eğitimlere devam edilmesi kararlaştırıldı. Daha sonraki günlerde vaka sayısının artmasıyla birlikte 25 Mart 2020 tarihinde alınan ikinci bir kararla okullarda eğitimin 30 Nisan’a kadar yapılmayacağı, bu süreçte eğitimlere uzaktan eğitim ve canlı sınıf uygulamalarıyla devam edileceği açıklandı.
Veliler Çocuklarını Okula Gönderecekler mi?
Eğitim sektörüyle ilgili sürecin nasıl devam edeceği ile ilgili bakanlık kararın salgının seyrine göre şekilleneceğinden Ramazan Bayramı öncesi müspet bir kararın verilmesi çok da ihtimal dâhilinde görünmüyor.
Mayıs ayı ile birlikte vaka sayılarının azalması ile birlikte kısmi olarak normalleşme sürecine geçilmesi beklenmektedir. 19 Haziran’da bitmesi planlanan eğitim – öğretim sürecinin haziran ayı sonuna kadar uzatılarak telafi eğitimlerinin yapılması masada çözüm olarak dursa da velilerin Coronavirüsten dolayı çocuklarını bu süreçte okullara göndermeyle ilgili ciddi tereddütleri olacağı gözükmektedir.
Eğitim Nasıl Devam Edecek?
Temmuz ve ağustos aylarında eğitimin kesinlikle olmayacağını ifade eden Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’u Türk Eğitim Sistemi ile ilgili ciddi bir süreç yönetimi beklemektedir. Bu Süreç sadece Milli Eğitim Bakanlığının değil birçok bakanlığın ortak hareketiyle ve desteğiyle ancak başarıya ulaşabilecektir.
Çözüm Bekleyen Konular:
1-Telafi eğitimi,
2-Liselere Giriş Sınavı,
3-TYT ve AYT Sınavları,
4-Mart, nisan, mayıs ve haziran aylarına ait öğrenci ücretleri,
5-Mücbir sebep ve kredi desteğinden faydalanamayan özel eğitim kurumlarının akıbeti,
6-Salgında ikinci dalganın gelmesi ihtimaline karşı özel eğitim kurumlarının yeni öğrenci kaydı süreci,

Uzaktan Eğitim / Online Eğitim
Öncelikle online eğitim sürecinde şapkamızı önümüze koymamız lazım. Öğrencilerin online eğitime katılımı sınıfın en fazla yüzde 15 seviyesinde ilerlemekte olduğunu görüyoruz. Öğretmenlerin ise birçoğu alt yapı olarak online eğitim sürecine hazır değiller. Tüm bunlar göz önüne alındığında öğrenciler, birinci dönemde aldıkları notlar göz önünde bulundurularak karneler oluşturulmalı ve eğitim yaz tatiline girmelidir. Bu süreç böyle devam ettirilse bile köyüne ve bahçelerine gidecek aileler, virüsle ilgili endişeler, eğitim sürecinde önem arz eden hazır bulunuşluk seviyesini olumsuz etkileyeceği aşikârdır.
Online eğitim altyapısı olarak yetersiz kalan milli eğitim, bu süreçte amatör kalmaktansa yaz tatil sürecinde ciddi bir hazırlıkla beraber online eğitim sürecini olgunlaştırılma ve güçlendirmelidir. Eğiticilerin eğitimleri, online eğitimde interaktif eğitim sürecine geçiş gibi konuların da Türk Eğitim Sistemine kazandırılarak profesyonel bir aşamaya taşınması elzemdir. Kış aylarına doğru virüsün herhangi bir şekilde tekrar sıçraması durumunda Online eğitim sürecinde bu sefer daha başarılı bir sürecin yönetilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.
Tatil kararının alınması ile beraber ertelenen ve bekleyen sınavların açık alanlarda ya da seyreltilmiş sınıflarda planlanan zamanda yapılarak tamamlanması öğrenci ve veli psikolojisi açısından önemlidir.
Salgının gidişatı göz önünde bulundurarak sınava hazırlık sınıfları olan sekizinci sınıflar ve 12. sınıfların 11 Mayıs itibari ile seyreltilmiş sınıflarda yüz yüze eğitim sürecinin başlatılması seçeneği de masada hazır bulunmalıdır.
Özel Eğitim Kurumları Zorda
Mart, nisan, mayıs, haziran aylarına ait eğitim ücretlerini alamayan hatta bu aylara ait eğitim ücretlerinin iadesi söz konusu iken özel eğitim kurumları mücbir sebep kapsamına alınmadığı gibi KOSGEB kredilerinden de faydalanmaları mümkün olmadı. Aylık giderleri ve öğretmen maaşlarını kısmi de olsa ödemeye devam eden eğitim kurumları kredilerle ayakta durmaya çalışsa da sürecin böyle devam etmesiyle beraber önümüzdeki yıla yönelik öğrenci kayıt sürecini ise neredeyse kaçırmış durumdadır. Özel eğitim kurumlarını önümüzdeki dönem bekleyen esas sıkıntı ise ailelerin virüsten dolayı ekonomik bütçelerindeki daralmanın etkisiyle özel öğretim kurumlarına çocuklarını kaydetmekten çekinmeleri veya vazgeçmeleri olacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı tavsiyesi Maliye Bakanlığının onayı ile virüs süresince eğitim verilemeyen aylara ait öğrenci eğitim ücretlerinin kayıtlı öğrenci başına aylık 600 TL gibi bir destekle veli adına özel eğitim kurumlarına ödenmesi ile beraber özel eğitim kurumları nispeten bir yaşama şansı verilecektir.
Bir vatandaşının bile İsveç’te hasta kalmasına razı olmayacak kadar güçlü devlet anlayışımız varken Türkiye’nin sevgisine mazhar olan milli eğitim bakanımız bu süreci yönetebilecek ve sonuca ulaştırabilecek kudrete haizdir.
Ülkemizin yoğun bir gündemi olduğunu hepimiz biliyoruz. Salgından en az hasarla kurtulmak için tüm kurumlarla birlikte eğitime ve bilime her zamankinden daha fazla önem vermemiz gerektiği çok açıktır.