Birçok kitaba imza atan ve kitaplarının konusu ile Türk sinemasında birçok film çevrilen ünlü Eğitimci, Yazar ve Senarist Osman Şahin, 60 yıl aradan sonra görev yaptığı Malatya lisesine geldi ve okulda görev yapan öğretmenlere seminer verdi. Sohbet havasında geçen seminerde okul personeli Şahin’i zevkle dinlediler.
Seminer hakkında bilgiler Aktaran Malatya Lisesi Müdürü Fevzi Kırık; “Osman Şahin, 1961 Yılında Malatya Lisesine öğretmen olarak atanmış ve 1967 yılına kadar bu okulda çalışmıştır. Yaklaşık 60 yıl sonra kendi okulundaki öğretmenlere seminer veriyor. Eğitimde tecrübe paylaşımı bağlamında öğretmenlerle sohbet eden Şahin öğretmen ve idareciler tarafından zevkle dinlenildi. Böylesine değerli bir öğretmenimizi çalışan öğretmenlerimizle buluşturduğumuz için mutluyuz. 60 yıl önce o dönemin öğrencileri tarafından çok iyi bilinen Osman Bey o dönemde adeta tüm Malatyalıları çeşitli dallarda sporcu yapmıştır. Değerli hocamız sadece öğretmen olmayıp aynı zamanda çok sayıda kitap yazmış bir yazar, yaklaşık 24 tane sinema öykülerinden yapılmış bir senaristtir. Şahin’in öğretmenlerimize örneklik teşkil etmesi açısından bu sunumlarını değerli buluyor ve kendilerine yoğun programları içerisinden İstanbul'dan kalkıp buraya kadar geldiği için teşekkürlerimizi sunuyorum”
“OKULUMUZDA DA GÖREV YAPTI”
Osman Şahin’in kim olduğu hakkında bilgiler aktaran ve Malatya Lisesisin de de görev yaptığını dile getiren Kırık; “Osman Şahin, 1940 yılında Mersin‘in Arslanköy kasabasında doğmuştur. Osman Şahin, yoksul bir çiftçi ailesinin 13 çocuğundan biridir. Çocukluğu Toroslarda yoksulluk içinde geçen Osman Şahin, ilkokulu kendi köyünde okuduktan sonra Diyarbakır‘da Dicle Köy Enstitüsü’ne gitti. Dicle Köy Enstitüsü’nü bitirdikten sonra Siverek’e bağlı, Fırat Nehri kenarındaki, Bucak aşiretine bağlı Kalemli Köyü’nün öğretmenliğine atanır. Henüz 18 yaşındayken, büyük aşiret kavgalarının, silaha tutkun yöre insanının içinde bulur kendini. Fırat taştığında, nehrin kıyısına kustuğu insan ölülerini görür. Bunlarla ilgili hep notlar alır. Yıllar sonra bu notları Kırmızı Yel, Fırat’ın Sırtındaki Kan / Bucaklar ve Yeraltında Uçan Kuş adlı belgesel romanlarıyla kitaplaştırır. Bölgenin büyük aşiretlerinden Bucaklar’ın 200 yıllık tarihiyle, 1960‘lı yıllarda patlak veren Bucaklar Kan Davası’nın içyüzünü anlattığı, Fırat’ın Sırtındaki Kan / Bucaklar, sadece Türk Edebiyat tarihine değil, bugün hala konuşulan bir konu olarak, Türk siyasi tarihine de önemli bir eser olur. Osman Şahin, 1958 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi bölümüne girdi. 1961 yılında mezun olduğunda Malatya‘ya Malatya Lisesi’ne beden eğitimi öğretmeni olarak tayin olur. 1967 yılına kadar burada görev yapar. Öğrenciliği de dâhil hayatının on dört yılının geçtiği Doğu ve Güneydoğu’da özellikle, Malatya, Elazığ, Tunceli, Maraş yöresinde 33 köy hakkında çok geniş folklor araştırmaları yapar, 33 defter not alır. Bu araştırma ve incelemeler sonucu topladığı bin 645 bulmaca ve bilmeceyi Su Kurusu adıyla yıllar sonra yayımlar” şeklinde konuştu.
“BİRÇOK ÖDÜL ALDI”
Yazarın ve meslek arkadaşlarının özgeçmişi hakkında bilgilerine devam eden Kırık, Şahin’in birçok ödül aldığını kaydetti ve şunları söyledi; “1967-1974 yılları arasında İzmit‘e spor öğretmeni olarak atanır. Türkiye Öğretmenler Sendikası’nda (TÖS) çalışır. 1970’te yayımlanan ilk kitabı “Kırmızı Yel” TRT Öykü Ödülü’nü kazanır. Daha sonra Türk sinemasında filme çekilen Kibar Feyzo, Adak ve Fırat’ın Cinleri hikayeleri bu kitabında yer alır. Osman Şahin, Türk sinemasında eserleri en çok filme çekilen yazarlardan biri olarak ilk öyküsünü Yılmaz Güney satın alır ancak filme çekemeden hapise girer. O parayla İstanbul’da bir ev alır ve öğretmenliğe Suadiye Lisesi’nde devam eder. Daha sonra Trabzon‘un Arşın ilçesine tayini çıkar. Buradan emekli oldu. 1978 yılında Aydınlık gazetesinde yayımlanan bir kitap tanıtım yazısı yüzünden 3 Numaralı Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde yargılanarak, 142. maddeden 1,5 yıl hapis cezasına mahkûm olur. 1983‘te Şile ve Yalova cezaevlerinde yatar. Cezaevinde iken “Firar” filminin öyküsünü yazar. Ayrıca daha sonra cezaevinde gördüğü, duyduğu, yaşadığı olayları 1996 yılında “Kolları Bağlı Doğan” adlı kitabında hikâyeleştirir. Son Yörük adlı hikayesi 1992 yılında İsveç‘te Stockholm‘de düzenlenen Enternasyonel Hümanizma Derneği’nin açtığı yarışmada ikinci oldu. Aynı yıl Selam Ateşleri kitabıyla Ömer Seyfettin Öykü Ödülü’nü, 1994‘te de Sait Faik Abasıyanık Öykü Ödülü’nü alır. 1998‘de Mahşer ile Yunus Nadi Abalıoğlu Ödülü’ne layık görülür. Öyküleri Polonya, Macar, Alman, Fransız, İsveç dillerine çevrilir. 1990‘ların sonuna doğru Şahin’in sinemaya uyarlanan ve çoğunu kendisinin senaryolaştırdığı 23 öyküsü vardır artık ve bunlar Türk Sinemasına yurt içi ve yurt dışında 35 ödül kazandırmıştır. Atıf Yılmaz‘ın çektiği Kibar Feyzo, Adak; Şerif Gören‘in çektiği Derman, Tomruk, Kurbağalar, Kan, Firar; Erden Kıral‘in çektiği Ayna, Avcı; Bilge Olgaç‘ın çektiği Kör Gülüşan, İpekçe, Gömlek filmleri Türk sinemasına unutulmaz eserler olarak girer. 1997‘de IX. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde sinemaya yaptığı katkılardan ötürü, Aziz Nesin Emek Ödülü ile 1999 yılında, 36. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Yaşam Boyu Altın Portakal Onur Ödülü ile onurlandırılır. 2003 yılında kendi çocukluğunu anlattığı Ölüm Oyunları ile Yunus Nadi Abalıoğlu Ödülü’nü alarak, bu ödüle iki kez layık görülen tek yazar olarak Türk Edebiyat tarihinde bir ilki gerçekleştirir”