Yaşlılarımız dün ile bu gün arasında, köprü kuran kişilerdir. Kültürün ve değerlerin yarınlara taşımasını sağlayan en değerli varlıklarımıza hak ettikleri itibarı vermek gerekir.
Ömrünün çoğunu topluma ve ülkeye hizmet etmek için geçiren insanların yaşlandıkları ve bakıma muhtaç kaldıkları dönemde, bakım talep etme halkları da bir gerçektir.
Yaşlılık, biyolojik bir olgudur. Yaşlılıkta insanın iş yapabilme gücü azalır. Fiziksel olarak ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma düşebilir. Ruhsal yönden de kendisine yakınlık gösterecek insanları çevresinde ister.
Yaşlıların toplum içindeki konumlarını İslami duyarlılıkla değerlendirdiğimizde, onlara bir çocuktan daha fazla itina göstermemiz lazımdır. Buna göre yaşlıların incelmiş duyguları rencide edilmemeli. Yaşlılıktan dolayı vuku bulabilecek bir takım halleri hoş karşılanmalı ve onların hayır duaları alınmalıdır.
Bu nedenle yaşlı kimselerin varlıklarına tahammül edememek, onlardan tiksinmek, bir an önce ölmelerini arzu etmek gibi, menfi tavır ve düşüncelerin İslam ahlakında yeri yoktur.
Dolayısıyla, gerçek müminin, çevresindeki yaşlıları, hele hele ihtiyar peder ve validesini, tahrik edecek davranışlarda bulunması, onları huzur evi adıyla açılmış kimsesizler yurduna bırakması düşünülemez…
Aksine onların huzur içerisinde hayatlarını devam ettirebilmeleri için imkân nispetinde yanı başında hizmetlerine koşturması gerekir.
Öte yanda; korona virüsün bütün dünyaya yayıldığı bu günlerde en çok tartışılan ve konuşulan kesimin yaşlılar, olduğunu söyleyebiliriz. Yaşlı insanların korona virüs için kolay ve zayıf hedef alması, yaşlılık ve yaşlılar etrafında birçok tartışmanın olmasına neden olmaktadır.
Korona virüs salgını, yaşlıları kolaylıkla ötekileştirilebilen, küçümseyen, değersizleştirebilen bir sosyal ve kültürel yapıya sahip olduğumuzu ortaya çıkarmaktadır.
Yaşlı insanların ötekileştirilerek insansızlaştırılması normalmiş gibi insan olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir. Unutmayalım ki; yaşlılar canlı virüs değildirler, Kurtulmamız gereken tehlike yaşlı değil, virüstür! Yaşlı kişiler, herkesten daha fazla korona virüsten etkilenebilecek insanlardır sadece! Yaşlı insanlarımıza destek olmak ve onlarla dayanışma içinde olmak, herkese düşen insani ve ahlaki sorumluluktur.
Şöyle ki; Hepimizin, bir gün yaşlanacağı bir gerçek. Yapabileceklerimizi yapmış olmanın mutluluğu ve geleceği, eğittiğimiz veya yetiştirdiğimiz kişilere, teslim etmenin huzuru ile sağlıklı, çevremizde bizi seven ve değer veren insanlarla birlikte olmayı ummak, bunu sağlamaya çalışmak, yaşlanmayı güzelleştirecektir.
Kısacası; Yaşlılık geçmiş muhasebenin yapılan deneyim ve birikimlerin yeni nesillere aktarılan, hatıralarla yaşanılan bereketli bir dönemdir. Yaşlılar, bize kanlarından kan veren, canlarından can katandır. Yaşamı dünya ve ahret olarak görürsek, ihtiyarlık yaşamın sonu değildir. Var olduğumuz her an kendi hakkını ister…
Sağlıklı, huzurlu, mutlu yaşlanmamız dileğiyle!