Sanat emekçileri, dünyaca ünlü eserleri ulusal ve uluslararası festivallerde sahneye taşıyabilmek için uzun ve titiz bir hazırlık sürecinden geçiyor. Sanatçılar ve teknik ekip, perde aralanmadan hemen önce son hazırlıkları tamamlamak için hummalı bir çalışma sergiliyor.
Perdenin açılacağı son saniyeye kadar birbirlerine büyük destek veren balet ve balerinlerden kimisi kuliste bir arkadaşının makyajına yardımcı olurken, kimisi de sahne alacağı arkadaşının kostüm provasına destek sağlıyor.
Zamanla yarışın olduğu kuliste opera sanatçıları ve orkestra ekibi sahnede sunacağı eserin tekrarını yaparken, bazı sanatçılar da makyözün çalıştığı sırada kendi makyajını yapıyor.
Seyircinin karşısına en dinamik ve en güçlü halleriyle çıkmak için ışıkların ardında adeta zamanla yarışan dev kadro, bir gecelik performans için aylar süren hazırlık sürecinden geçiyor.
'Kostüm provalarından teknik ekibe arkada dev bir kadro var'
32. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali'nde sahnelenen 'Turandot' operası ve 'Kuğu Gölü' balesi sanatçılarının perde arkasında zamanla yarışarak yaptıkları son hazırlık, Anadolu Ajansı ekibince görüntülendi.
Eserde 'Liu' karakterini canlandıran Tuğba Mankal, sahneye çıkmadan önce çok uzun prova sürecinden geçtiklerini belirterek, 'Sesimizi ve vücudumuzu dinlendirerek seyircinin karşısına en dinamik, en güçlü halimizle çıkmaya çalışıyoruz.' dedi.
Antalya Devlet Opera ve Balesi sanatçılarıyla yaklaşık 1,5 aydır çalışma yürüttüklerini anlatan Mankal, şöyle konuştu:
'Bu işin arkasında o kadar büyük ekip çalışması var ki sadece sahnede görünenler biziz. Orkestrasından her sanatçının ayrı provasına, kostüm provalarından teknik ekibe kadar arkada dev bir kadro var. Sahnede gördüğünüz belki 150-200 kişi olabilir ama onun arkasında bir o kadar daha teknik ekip var.'
'Kuliste hummalı bir çalışma ve hareket var'
'Turandot'ta başrol 'Calaf' rolüyle sahne alan konuk sanatçı tenor Riccardo Massi de ilk kez antik tiyatroda prova ve sahne deneyimlediğini söyledi.
Aspendos'un çok güzel atmosferi olduğuna değinen Massi, 'Burada korunmuş gibi hissediyorsunuz ve akustiği çok iyi. Benim hissim provalarda ekibin çok sakin olduğu yönünde. Sahneye çıkmadan önce 3 saat prova sürecimiz oluyor. Orada elimden gelenin en iyisini yapmak için çalışıyorum.' diye konuştu.
Eserde 'Timur' rolünde sanatseverlerin karşısına çıkan Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürü Mithat Karakelle ise Aspendos'ta sahne arkası ve önü olmak üzere 170 kişilik ekiple çalıştıklarını dile getirdi.
Farklı eserlerle 20 yıl aralıksız Aspendos'ta sahne aldığını aktaran Karakelle, 'Hazırlıklarımız, sahnedeki bir gecelik performansa göre aylarca sürüyor. Dekor hazırlıkları, kostüm dikimleri, sanatçıların çalışmaları birkaç aylık bir süreç. Yani kuliste hummalı bir çalışma ve hareket var.' ifadelerini kullandı.
'Hazırlanmak için bazen 30 saniyemiz, bazen 1 dakikamız oluyor'
Kuğu Gölü balesinde 'Soytarı' rolünü canlandıran Can Bezirganoğlu da perde arkasında makyöz, kuaför ve teknik ekipten herkesin birbirine çok saygılı davrandığını ve destekçi olduğunu söyledi.
Eserde tek kostümle sahneye çıktığını belirten Bezirganoğlu, şöyle devam etti:
'Ama hikayedeki saray ve gölbaşı bölümü için 3, 4 kostüm değiştiren arkadaşlarım var. Kulisin hemen yanlarında giyinme kabinlerimiz bulunuyor. Gardıropta bize yardım eden arkadaşlarımız var. Hepimizin kostümleri orada hazır olur ve üzerimizi hızlı şekilde değiştirip tekrar sahnemize devam ederiz. Hazırlanmak için bazen 30 saniyemiz, bazen 1 dakikamız, bazen belki bir perdelik süremiz oluyor.'
Bezirganoğlu, bu sürenin oynadıkları role göre değiştiğini dile getirerek, 'Genelde çok hızlı olmak zorundayız. Orası en hararetli olduğumuz yer. O heyecanla hemen üstümüzü değiştirip bir an önce sakinlikle rolümüzü yapmaya gidiyoruz.' dedi.