Kadının çalışması insanlığın doğumuyla başlamış ve hayatın yeniden üretilmesinde her alanda devam etmiştir. Kadının çalışma hayatına girişleri üzerindeki önemli etkenlerden biri de savaşlardır. Hemen tüm ülkelerde, o tarihe dek asli görevi ev işi olan kadınlar cepheye giden erkeklerin yerine işgücüne girmiştir. Fakat ücret karşılığı çalışmaya başlaması 19. yüzyılda sanayi devrimi ile birlikte yeni ve ucuz işgücüne ihtiyaç duyulmasıyla başlamıştır.

Türk kadını, ilk kez 1843'de aldığı ebelik eğitimiyle çalışma yaşamında yerini almıştır. 1897'de iş yaşamına ücretli işçi olarak katılan kadınlara, 1913 yılında da devlet memuru olma hakkı verilmiştir. Şuan Türkiye’de kadın çalışanların yüzde 75'i sigortasız ve her türlü güvenceden yoksundurlar. Birçok iş kolunda kadınlar erkeklerden yüzde 20-30 daha az ücret almaktadırlar. Çalışan kadınların yüzde 78'ini okul bitirmemiş, ilkokul ve ortaokul mezunu kadınlar oluşturuyor.

Öncelikle kadının çalışma yaşamında var olabilmesi ve cinsiyetlerine uygun işlerde çalışabilmesi için kadınlara yönelik eşitlikçi politikaların üretilmesi gerekiyor. Aksi durumda emeklilik yaşı, gece çalışma yasağı, analık koruması gibi kadından yanaymış gibi görünen yasalar kadınların istihdam esnasında şanslarını azaltmaktadır. Çalışma şansı olan kadınlar ise belirli dönemlerde işi bırakmak zorunda kalıyor.

Kadınların iş yaşamında en fazla karşılaştıkları zorluklardan biri, yeterince ciddiye alınmamak, evli olması, uygulanan cinsel taciz ve mobbing çalışmayı bırakma sebebidir. Bununla beraber kadın çalışanların büyük bölümü iş güvencesiz, örgütsüz, sendikasızdır. Bir de fırsat eşitliğine sahip olmayan kadınlar karar mercilerinde ve yönetim mekanizmalarında yokturlar. Kısacası çalışmayı bırakan kadınların yüzde 44’ü aile izni veya bakım sorumluluklarına destek verilmemesi, yüzde 13’ü ise işten atılma veya güvenli çalışma ortamı sağlanmaması sebebiyle işi bırakıyorlar.

Kadınların çalışma hayatında yer alabilmesi için eğitimine önem verilmeli, bilgi ve becerileri geliştirilmeli. İşyerlerinde ayrımcılığa karşı yasalar konulmalı ve uygulanmalı. Ücret eşitliği ve iş güvencesi sağlanmalı. Ayrıca kadın çalışanlara sosyal güvenlik şemsiyesi altında sendikalı ve örgütlü bir yapıya kavuşturulmalıdır.

24 Ocak 2022 – Fatoş Karaoğlu -Malatya