TARSİM nedir? diye sorulduğu zaman, devlet destekli çiftçi sigortası diye kısaca cevap verilir.

Kulağa hoş gelen güzel bir açıklama. Peki uygulamada öylemi. Bunun cevabını da aslında çiftçilere sormak lazım. Tabi TARSİM’in muhatabı olan, yani ürününü TARSİM’e sigorta ettiren ve hasarla karşılaşan çiftçilere.

Özellikle hasar olayı yaşayan çiftçilere diyorum, çünkü hasar olayı yaşamayan çiftçilerden TARSİM parasını sorunsuz bir şekilde tahsil ediyor. Ama hasar olayı ile karşılaşan çiftçilere bir dönüp sorun herkes illallah ediyor. Ve diyorlar ki, eğer böyle devam ederse bir daha TARSİM 'mi? Asla diyorlar. Şimdi TARSİM yetkilileri yine kızacaklar. Hatta hakkımızda dava bile açabilirler. Tabi eleştirdik diye.

Neden eleştirmeyelim ki.

Özellikle son iki yılda Doğanşehir bölgesindeki çiftçileri adeta canından bezdirdi.

Geçen yıl bölgede bir don olayı yaşanmasına rağmen, görevlendirdikleri eksperler hasar vermemek için adeta kılı kırk yararak rapor düzenliyorlardı. Yan yana, adeta iç içe olan iki parselden birine don hasarı veriyor yanı başındakine de "sizin ki fizyolojik döküm."deyip kısa yoldan işin içinden çıkıyorlar. Hem de hiç inceleme bile yapmadan.

İtiraz mı ettin? Cevap hazır kanuni hakkın var buyur mahkemeye. Onlarda biliyor ki nasıl olsa çiftçinin mahkeme ile uğraşacak takati yok. Döner dolaşır bizim dediğimize gelir...

Geçen yıl fizyolojik döküm diye bir kayram ortaya atarak, çiftçinin eline geçecek olan üç kuruş parayı vermediler. Bu yılda neredeyse bir afet şekline dönüşen dolu olayından dolayı çiftçiyi, bırakın desteklemeyi tam bir ağır mahrumiyet ile ödüllendiriyorlar. Adamın bahçesinde neredeyse sağlam bir meyve yok. Tutturmuşlar yeni bir hesaplama ile dolu yarası olan meyveleri kendi içinde sınıflandırarak, az hasarlı, orta hasarlı, çok hasarlı diyerek çiftçiyi yine ağır bir ekonomik girdabın içine sürüklüyorlar.

Hem eksperler tarafsız kuruluşlardan gelen elemanlar. Biz müdahale etmiyoruz diyorlar. Hem sahada ki eksper diyorki" abi sonucu biz belirlemiyoruz. Biz TARSİM’e raporu gönderiyoruz oranı onlar belirliyor ve size mesaj yolu ile bildiriyorlar."

Bu nasıl bir çelişki!!

Her sezon başında TARSİM ve bağlı sigorta acenteleri çiftçi ile kendi aralarında bir sözleşme düzenlerler. Söz konusu sözleşme her iki taraf için uyulması gereken kuralları içerir. İş bu sözleşmede böyle bir hesaplama yöntemi var mı? Yok.

Bu sözleşmeyi yukarıda hazırlayıp çiftçiye imzalatırken tüm koşulları tek taraflı olarak sen belirliyorsun buna rağmen uygulamaya, sahaya gelince çiftçinin karşısına sözleşmede belirtmediğin, yeni yol ve yöntemler uygulayarak raporlar düzenleyerek çiftçiyi destekleyeceğine yine ağır bir mağduriyetle yüz yüze bırakıyorsunuz.

Sözleşme koşullarını belirlerken neyin nasıl hesaplanacağını. Hangi hasarın, hangi şartlar dahilinde kapsam dahilinde yada dışında olduğunu belirttiğin halde her sene yeni bir bilmece ile çiftçinin karşısına çıkmaktaki amaç nedir?

Ortada her iki taraf için geçerli olan sözüm ona yasal bir sözleşme varken ve bu sözleşmede her şey açık ve net iken, üstelik gerçekten afet düzeyinde bir dolu olayı yaşanmışken bu tavır nedir.

Şimdiden tüm çiftçiler bir daha sigorta yaptırmayız diyorlar.

Devlet destekli(güvenceli) sigortacılık bumu.?

Sahaya gelen eksperler en ağır hasarlı bahçelere bile hasar vermemek için elinden geleni yapıyorlar.

Aslında eksperler hasar oranlarını ellerindeki cihazlarda anında kesin tespit ediyorlar. Ama kendi ifadeleri ile çiftçinin tepkisinden çekinerek yok bunu biz belirlemiyoruz. Biz oranları TARSİM’e gönderiyoruz onlar hesaplayıp mesaj yolu ile size bildiriyor diyorlar. Tabi o sonuçlar gelene kadar'da eksperler bahçeden ayrılmış oluyorlar.

Seneye bakalım TARSİM para ödemesi yapmamak için nasıl yeni bir bulmaca ile çiftçinin karşına çıkacak. Tabi eğer çiftçi artık TARSİM’e hala güvenip ürününü sigorta ettirir ise.