Geçtiğimiz hafta Türyak’ın düzenlenmiş olduğu, Türkiye’den 50’ye yakın, yurt dışından seçilen 14 ‘Örnek Kıdemli Vatandaş’ ödül tören etkinliğine Malatya’dan da ben katılmışım. Bu hafta içerisinde bu etkinliğe ilişkin yaşadıklarımı, gördüklerimi, siz değerli hemşerilerimle bir köşe yazısı içerisinde paylaşmayı düşünüyordum ki, aşağıdaki haber yüzünden şimdilik bu konuda yazacağım yazımı bir süreliğine ertelemiş bulunmaktayım.
Ancak; ayağımın tozu kurumadan, film Festivalimizin iptal edildiğine ilişkin haber, bir basın bülteni olarak, 7.Malatya Uluslararası Film Festivali Düzenleme Komitesi adına kamuoyuna duyurulması haberini alınca, doğrusu şehrim adına üzüldüm.
Türyak’ın etkinliğine giderken, Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Çakır’ın makamına giderek, hem beni bu ödüle layık gördükleri için, hem de Allahaısmarladık ziyaretinde bulunmuştum. Makama girerken oturmadan, ayakta; Başkanım, omuzlarıma öyle bir sorumluluk yüklediniz ki, şehrim adına hem onur duydum. Hem mutlu oldum. Ancak; bu onur ödülünü alınca, daha şimdiden bunun altından kalkabiliriyim diye bir düşünce de beni sardı doğrusu, demiştim.
Söylediğim sözün ardından daha bir hafta geçmeden 7. Düzenleyeceğimiz Film Festivalimizin iptal edildiğini duyuca bu konu hakkında üzüntülerimi birkaç kelimeyle de olsa ifade etmek istiyorum.
Bir kere yıllarca söylediğim ve dillendirdiğim bir cümleyi bir kez daha dillendirmek istiyorum.
Ben bu kentin hiçbir zaman sakini olmadım. Ben bu kentin sahibiyim. Sahibi olduğum için de, şehrim adına olan bitenden, her şeyden haberdar olmak istiyorum. Kentim için olan biten her iyi şeyleri yapanların kim olursa olsun, siyaseti, ideolojisi, mevki, makamı ne olursa olsun, beni mutlu ediyor. Beni mutlu ettiği gibi şehrim adına da sevindiriyor ve her zaman onlara şükranlarımı arz ediyorum.
Yanlış yapılanları da zamanın da, yerinde eleştirmemin de şehrim adına benim görevim olduğunu söylemek istiyorum. Bu konuda yanlış düşündüğümü bana hatırlatanlar olur da, yanlışımdan dönmemin de bir erdem olduğunun bilincinde olduğumu beyan etmek istiyorum.
Malatya Film Festivalimizin ertelenmesini olumlu bulmuyorum. 4 yıla yakın bir zaman diliminde, Malatya Film Festivalimizde, halk Jürisi olarak yer aldığımdan hep onur duymuşumdur. Festivalimize bir tarih verilmeden ara verilmesini hepten yanlış buluyorum.
Bugüne kadar yaptığımız festivallerimizin hiç birinin ertelenmesini, ortadan kaldırılmasını kabullenemiyorum. Festivallerimizin her birinin geleceğimize atacağımız kültürel zenginliğimizin bir parçası, birer basamakları olduğunu görüyor, biliyor ve söylüyorum. Bu konuda belirtilen hiçbir gerekçenin de yerinde olmadığını düşünüyorum. Film festivallerimiz ve diğer festivallerimiz hakkında epeyi köşe yazısı yazdım. Onları bir kez daha burada dile getirecek değilim.
Fetö terör örgütüne bulaşmış ve görevden el çektirilmiş festivalle ilgili bir vali yardımcısından dolayı festivalimizin tarih belirtilmeden ertelenmesini doğru bulmuyorum. Fetö terör örgütlenmesine ilişkin görüşlerimi içeren yazdığım 5 köşe yazısının mürekkebi hala kurumadı. Malatya Söz Gazetesi internetinden isteyen herkesin ulaşabileceğini söylemek istiyorum.
7. Gerçekleştireceğimiz Film Festivalimizin yeniden gündeme taşınarak, yapılması hakkındaki görüşlerimi özetle açıklamak istiyorum.
1- Film Festivalimizin Kasım ayı içerisinde belirtilecek bir tarihte yapılmasını, fetö terör örgütünün festivale ilişkin bulaştırdığı hastalıklar varsa bunun üstesinden geleceğimizi gösterecek yetenekte ve birikimde yüzlerce hemşerimizin olduğunu, yine bunların gecesini gündüzüne katarak, bu festivalimizi süresi içerisinde gerçekleştirebileceğimizi, kamuoyumuza ve ‘Film Festivali Düzenleme Komitemize’ buradan duyurmak istiyorum.
2- Fetö terör örgüt yapılanmasına en direngen ilerliden birinin şehrimiz olduğunu, film festivali düzenleme komitesi üyelerinin çok iyi bildiğini ve bu örgüte karşı şehrimizde verilen mücadelenin en ön saflarında olduklarını bilenlerden biriyim.
3- Film Festivalimiz boyunca fetö terör örgütü kalkışmasına direnen hemşerilerimizin, bu direncinin öyküsünün kısa bir süre içerisinde hazırlanarak yazılı ve görsel olarak ve bu vesile ile sinema günlerinde gösterime sokulmasının ve duyurulmasının önemli bir kazanım olacağını söylemek istiyorum.
4- Bültende yer alan Film Festivalinin esas sahibinin, şehrin (yerelin) seçilmiş insanlarının olduğunu ve zamanı geldiğince, onlardan hemşerilerin adına hesap sorulacağının, ben de altını bir kez daha çizmek istiyorum.
5- Bir şehrin valilerinin ikili görevleri olduğunu, bir yandan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve bayrağının somut olarak temsil edildiği, Cumhur Başkanlığını illerinde adaleti sağlayarak temsil etmek. İkincisi Hükümetin her bir bakanlığının yatırım programlarının illerinde gerçekleşmesinin ve bürokrasi arasında eşgüdümünü sağlayarak, o ile hizmetlerin verimli ve hızlı bir şekilde dağıtılmasını hayata geçirmek olduğunu söylemek istiyorum. Kente ait, sanat ve kültür alanlarına birikimlerini, deneyimlerinin aktarmalarının doğru olacağını, karar alma mekanizmalarında olmamalarını söylemek istiyorum. Bunu gerçekleştirmeye kalktıklarında zor durumda kalacaklarını da ayrıca belirtmek istiyorum. Bunu özet olarak iki somut olayla örneklendirmek istiyorum.
a) Sayın İbrahim Daşöz’ün Adıyaman Valisi olduğu dönemlerde, Malatya ve Adıyaman sınırı Nemrut Dağı'nın batı terası ile doğu terası arasından hizmetler anlamında yoğun tartışmalar yaşanıyordu. Bir süre sonra Adıyaman Valisi Sayın Daşöz Malatya’ya Vali olarak atandığına tanık olduk. Eğer o günlerde Sayın Daşöz Adıyaman’da taraf olmuş olsa, Malatya’da kendisini zor günleri beklediğini ayrıca vurgulamak istiyorum.
b) Sayın Ulvi Saran’ın Malatya valisi olarak yoğun bir şekilde Malatya kültürüne örnek olarak el attığı yıllar. Bu yönde olumlu katkıları çok olmuştur. Ancak; Bu olumlu adımların yanında, Malatya İl Kültür ve Turizm müdürlüğü yanına yapıla Malatya evleri, Malatya’mızda bir hayli tartışma yaratmıştır.
Malatya Film Festivalimizin tarih belirtilmeden ertelenmesine gönlüm hiç razı olmuyor. Film Festival Komitesinin bir an önce toplanarak, Antalya ve Adana Belediye Başkanlarının açıklamalarını göz önünde bulundurarak, Malatya Film Festivalimizin Kasım 2016 sonunda gerçekleştirmelerini, özellikle istirham ediyorum.
‘’A- 16-23 Ekim 2016 tarihleri arasında düzenlenecek festivalin basın toplantısı Antalya'da yapıldı. Sinemaseverleri ve Antalya halkını birçok sürprizin beklediği festivalde Türkiye sinemasına ivme kazandırmayı hedefleyen yeni festival merkezi ve FILM TMR platformu gibi yeniliklerin duyurusu yapılırken, Antalya halkının ve her yaştan izleyicinin festivalde uzun saatler geçirmesini sağlamak hedefiyle kurulan "Festival Yolu" anlatıldı.
Menderes Türel konuşmasına 15 Temmuz'un kalplerde açtığı yaranın acısının devam ettiğini, daha uzun uzun zaman da devam edeceğini belirterek başladı. Türel; " Buna rağmen, yapmamız gereken çalışmaları da yürütüyoruz, hatta daha büyük bir sorumlulukla ve hırsla çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi tiyatroda "show must go on", yani perde kapanmaz denir. Antalya Film Festivali de 53 yılına daha güçlü, yeniliklerle dolu olarak giriyor." dedi.
‘’B- Adana: Amaçlarının Türk Sineması'na katkı koymak olduğunu ifade eden Başkan Hüseyin Sözlü, Sinemanın, Türk sanatının esas emekçileri olan değerli sanatçılarımıza destek verebiliyorsak, sanatımıza katkı koyabiliyorsak ne mutlu bize ve bu, Adana'nın değil, Türkiye sanatının festivali. Bu festivale ev sahipliği yapmak şehrim, bereketli topraklar Adana'ya yakışıyor. Başladığından bu zamana kadar koyduğu ölçülerle hep objektif değerlendirmeler yapılmıştır, kesinlikle siyasi bakışımız olmamıştır. Türk sinemasının genel ortalamasında festivalimizin yönetim kurulu üyesi olan değerli sinemacılar ve kültür adamları var. Biz sadece heyecan ve desteğimizi katabiliyoruz. Bugün burada ne duyacaksak sizlerle birlikte duracağız. Bu festivale filmleriyle, emekleriyle katılarak şeref veren, destek veren yapımcılarımızı, yönetmenlerimizi, oyuncularımızı da canı gönülden tebrik ediyorum. Onlar olmasa bu festivalin değeri olmaz.”
Adana Valisi Mahmut Demirtaş ise Adana'yı marka kent yapmak için yola koyulduklarını belirterek, “Adana’mız 1969 yılından beri önemli bir festivale ev sahipliği yaparken, bereketli topraklarında sadece pamuk değil, sanat fışkırmış ve sanat dünyasına burada sayamayacağımız kadar kıymetli isimleri katmıştır” diyerek, festivalde emeği geçenlere teşekkür etti.’’
Yukarıdaki görüşlerimi Malatyalı hemşerilerime ve kamuoyumuza Asım Demirkök olarak saygıyla sunuyorum. Hemşerilerimin de bu konudaki görüşlerini açıklamalarının bir hemşerilik görevi olduğunu ayrıca belirtmek istiyorum.