Malatya Orduzu’da bulunan Arslantepe Höyüğü tarihe ışık tutuyor. Geçmiş yıllardaki kazılarda Geç Hitit Dönemi'ne ait, girişinde aslan ile devrilmiş bir kral heykelinin bulunduğu Arslantepe Höyüğü'nde, dünyanın ilk yağmur drenaj hattı, kerpiçten saray ve 2 bini aşkın mühürle devlet ve bürokrasinin temellerinin atıldığı yapılar ortaya çıkarıldı.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınan Arslantepe'de, kazılarda bulunan 5 bin 621 yıllık olduğu düşünülen 250 mühür baskısı oldukça dikkat çekiyor.

Arslantepe’nin Onursal Kazı Başkanı Prof. Dr. Marcella Frangipane, bulunan mühürlerle ilgili

“Kaç tane mühür, hangi objeyi mühürlediler ve bürokrasi sistemi o dönemde mi başladı? O dönemde yazı yok, yazmıyorlar. O zaman mühür kullanılıyor. Kilin üstüne mühür basıyorlar, işte o mühür bir imza gibi geçerli. Bulduğumuz ve 5 bin 621 yıl öncesine ait 250 mühür baskının anlamını ve işleyişini yapacağımız çalışmalar ile ortaya çıkaracağız”

açıklamasını yapmıştı.

DÖNEMİN BÜROKRATİK YAPISINA IŞIK TUTUYOR

UNESCO’nun gözdeleri arasında bulunan Arslantepe Höyüğü'ndeki kazılarda bulunan mühür baskılar, dönemin bürokratik yapısına ışık tutuyor.

5 bin 621 yıllık 250 mühür baskının analizleri gerçekleştiriliyor. Kazı çalışmalarında aslan, yılan ve insan figürlü mühürler bulundu.

“DEMEK Kİ KONTROL VARDI”

Frangipane, mühür baskılarının detaylarıyla ilgiliyse

"Aslan, yılan ve insan figürlü mühürler bulduk. Değişik desenler var. Biz bakıyoruz mühürle ne kapatmışlar, vazolar, torba, sepet, kapı... Kapı mühür baskısını tapınakta bulamadık, sarayda vardı. Demek ki kontrol vardı, depoların kontrolü yapılıyordu. Tapınakta ise sepet, torba ve vazolar için mühür baskısı vardı. Demek ki zamanla birkaç şey değişiyor. O da çok önemli. Bunun için Arslantepe çok önemli bir metot gösteriyor. Yıllar geçtikçe sistem daha iyi olmuş"

bilgilerini paylaşmıştı.

“HER MÜHÜR BİR İNSAN DEMEK”

Arslantepe Höyüğü Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli ise mühür baskılarıyla ilgili şunları söylemişti:

“Bu mühür baskılarını anlamak için çok ince ve çok yavaş bir iş lazım. Çünkü baskılardan mührün izini vereceğiz, bakacağız, böylece mührün stilini anlayabiliriz. Kazılarda mühür hiç bulamadık. Çünkü mühürler evler içinde ama biz saray bulduk, saray içinde mühür yok, baskıları var. Biz baskılara bakarken mühürleri anladık. Tapınakta 250 mühür baskısı bulduk. Her mühür, bir insan demek, demek ki burada 250 aile vardı, insanlar vardı ve onlar saray ile bağlantılıydılar, sarayda çalıştılar, memurdular.”

Muhabir: Yusuf Durdu