1-Kaptajımızdan 1935 yılında ilk olarak, 200mm çapında font (pik) boru ile 27lt/sn içme suyu; yine 1953 yılında 350’lik font boru ile 107lt/sn su verilmeye başlanmış olup, bu hatların 2008 yılında iptal edildiği yetkililer tarafından söylendiğini biliyorum. O yıllarda yalnız şehrimize getirilen su bunlarla kalmamış olup, çevre belediyelerinden Dilek, Eski Malatya, Yeşilyurt, Gündüzbey, Yakınca, Konak, Yeşiltepe, Hanımın Çiftliği, Orduzu Belediyelerine İller bankası Genel Müdürlüğü ve YSE tarafından sondaj ve kaynak sularından çeşitli borularla ishale hatları (pik, asbest, pvc.) getirilerek içme ve kullanma suyu ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmıştır.

1971 yılında inşaatı tamamlanan 700mm çaplı çelik boru isale hattından şehrimize 755 lt/sn su verilmeye çalışılmıştır.

Malatya Merkez İlçe Belediyemiz ile çevresini kuşatan diğer 2 ilçe belediyemiz ile belde belediyelerimizin alanlarına bir göz atıp bunları görelim. Su kayıp ve kaçaklarımız bir ölçüde bu haritanın içinde gizli olduğunu söylemek istiyorum. Nasıl mı? Yolumuza devam ettikçe bunları birlikte görüp ve anlamaya çalışacağız.

Malatya’mızın Büyükşehir olmadan önce iki ilçe Battalgazi ve Yeşilyurt belediyeleri ile 1-Hasırcllar 2-Hatunsuyu 3- Dilek 4- Şahnahan 5-Topsöğüt 6-Yakınca 7- Bostanbaşı 8-Gündüzbey 9- Konak yukarıdaki haritada yer almayan; Şehir merkezimizin doğusunda yer alan (a- Erenli, Yaygın ve Beydağı) Belde Beldelerimizle şehrimizin kuşatılmışlığını görmeden geçemeyiz.

Teknolojinin gelişmesi, çocukların okutulması, giderek kayısı gelirimizin artması, aynı zamanda kayısı hâsılatının köyde ikamet etmeden de yapılır hale gelmesi, kamu kurum ve kuruluşlarında, (DDY, Hava İkmal Bakım- Onarım, Sümer Bez, Tekel Tütün, Şeker Fabrikaları) iş taleplerinin artması ve siyasetin de bu alanlara iyice müdahalesi ve buraları iş yerleştirme alanları olarak görmeleri sonucu, köyden şehir merkezine ve çevresine hızlı bir göçü beraberinde getirmiştir. Bu yığılmalar şehir merkezinde ki arazilerin yağmalanmasına, bunun sonucu yine şehrimiz dibinde ve yakın çevresinde hızla gecekondu dediğimiz alanlar ve süreç içerisinde mahalleler oluşmuştur.

Yıllar ilerleye dursun; Malatya Merkez İlçe Belediyemiz sınırları içerisinde yer kalmayınca, bu kez de kenarın kenarındaki alanlara, belde belediyelerine yerleşmeler başlamıştır. Bir de belediye başkanları daha yakınlarında, yanı başlarından biri, hemşerileri olunca, gelecek seçimlerde de kendilerine olan oy ihtiyaçlarını htirdikçe, hem konutlarına hem de kullandıkları içme suyunu kullanma biçimlerine yöneticilerden kimseler ses çıkaramaz olmuştur. Plan ve projesi dahi olmadan gelişi güzel her yere içme suyu verilerek, bir yandan da bu alanlarda hem sulama suyunda hem de kaçak su kullanımlarına belediyeler, siyaseten baktıkları için ve buraları oy depoları olarak gördüklerinden su kayıp kaçaklarına yıllar içersinde göz yummuşlardır. Şehrimiz mahallelerinde ve çevresinde giderek öyle bir yere gelindi ki, bir mahallede hangi boru nerden geçiyor, hangi konut, ev, kim nereden nasıl hangi kaliteden boru ve sayaçlarla su alıyor bilinemez oldu.

Kimi yerlerde Plan ve projesi dahi olmadan gelişi güzel her yere verilen içme suyu hatları giderek öyle bir hal aldı ki, nereden nasıl geçtiği, su sayaçları, borularının vasıfları, kayıp kaçak nerede var? Bir bilinmeze dönüşmeye yüz tuttu. Su kaçakları yer altından bir yol bulur da yeryüzüne çıkınca boru tamiratları yapılır oldu. Ya yeryüzüne çıkamayan su kaçakları! Onlarda bir kanalizasyon yerleşimine denk geldiğinde, oradan akıp gitmeye devam ediyordu. Ta ki bir yerden sonra su, yolunu bulup yüzeye çıkıncaya kadar da bu kayıp-kaçaklar devam ediyordu. Yapılan bu tamiratlar sonrası su kayıp kaçakları basınç üzerinden ölçülmediğinden, o su kaybının nerede, ne zaman, ne kadar olduğu da bilinemiyordu. O semtin ya da belirli bir bölgenin su basıncını kontrol altına almadan zaten buna imkânınız da olmuyor. Bütün bu veriler birleşince elbette su kayıp kaçaklarımız kaçınılmaz sona, 58’lere ulaşacaktır. Elbette bu bizim kaderimiz değil. Geçmişten getirdiğimiz bütün yanlışlarımızın bu kayıp ve kaçakların içinde gizli olduğunu unutmayalım.

Ülkemizde içme suyu 30 yıllık plânlara göre yapılmaktadır. Ancak sözünü ettiğim 1969 yılında, yapımına başlanan ve 1971 yılında 700mm çelik borularla şehrimize getirilen içme suyumuz 1980’li yılların ortalarına gelmeden kayıp kaçaklar öyle bir hal aldı ki, 2000’li yıllara göre yapılan hesaplar, daha 1980’nin ortalarında iflas etmeye başlandı. Kaptajdan gelen içme suyumuz o günkü nüfusumuza dahi yetersiz hale gelmeye başladı.

Bu durumun çözümü için yeniden plânlamalar yapılıyor. Ve yapılan bu plânlamalar dâhilinde 1984 yılı sonunda, İller Bankasınca kaptajımızdan şehir merkezimize içme suyu ihalesi yapılıyor. Yapılan bu ihaleyi hemşerimiz müteahhit Cahit Kovuk alacaktır. 1994 yılında hemşerimiz Cahit Kovuk bildiğiniz gibi Doğru Yol Partisinden Malatya Belediye Başkanlığına aday olmuştur. Bu müteahhitlik firması şehrimizin su ve kanalizasyonun geçmişinden geleceğine ilişkin o yıllarda bir rapor hazırlamıştır. Bilgi notlarımın bazılarını da bu rapordan aldığımı ayrıca belirtmek istiyorum.

1989 yılından yapılan çalışmalar sonucunda kapıtjımızdan Malatya İl Merkez yerleşim bölgelerine; Biri 1400mm, diğeri 600mm olmak üzere iki ishale hattı döşenmiştir.

Bunlarla birlikte bu ishale hatlarından daha önce ve sonradan yapılmış olan su depolarına yapılan bu ishale hatları üzerinden su veriliyor.

Bu arada Malatya Şehir Merkezimizdeki mahallelere ve bazı bölgelere bu ishale hatlarından borularla su verme işi İller Bankasınca ihaleye çıkarılıyor. Ankara’da bu ihaleye giren ‘TUBİN A.Ş.’ ihaleyi alıyor. 1995-1998 yıllarında ücretli olarak bu şirkette, dolayısıyla Malatya Merkez Mahallelerine içme suyu şebekesinin döşenmesi işlerindeki bazı çalışmalarında fiilen bulundum. Şehrimizdeki su borularının ve depolarından bazılarının ve kaptajdaki klorlama binasının yapım çalışmalarının içinde bulunduğum için, şehrimizin içme suyu ve depolarının bir bölümünü yakından tanıma fırsatım oldu.

Yarın suyumuzun yol hikâyesini yazmaya kaldığımız yerden yazmaya devam edeceğim.