Geçtiğimiz hafta yazdığım köşe yazılarımda Kaptajımızla ilgili su kaynağımızı bir kaynağa bağlayarak hareketsiz bekleyelim demek istemiyorum. Maskinin 2071 Master plânında belirtildiği gibi, bir yandan içme su şebeke ve depolarımız yenilerken, diğer taraftan alternatif içme suyu ve sulama kaynaklarımızı bir an önce harekete geçirmenin ekonomik kaynakları yaratılarak, hemşerilerimizin hizmetlerine sunmaya çaba göstermemiz gerektiğini ayrıca bende belirtmek istiyorum.
Raporlarda belirtildiği gibi Malatya’mız için 5 adet alternatif su kaynağı belirtilmiştir. Bunları önemsiyorum ve şehrimizin geleceği açısından önemli buluyorum. Yeter ki bir an önce buralara ekonomik kaynaklar sağlayarak, bu bölgedeki su kaynaklarımızı şehrimize bir an önce taşımanın yol haritalarını, plân ve projelerini ortaya çıkaralım. Stratejik Master Planı süresi içerisinde yerine getirebilmemiz için, zamanında buralara ekonomik kaynakları aktaralım. Bunlar raporlarda yer aldığı sırasıyla;
1-Çat Barajı rakım,(1.430m) Acil Durum Suyu
2-Şiro Çayı Silan Barajı (proje aşaması – Yaklaşık 1.600m. Rakım civarında )
3-Kaynarca Barajı ( proje aşaması - Rakım 1.165m )
4- İnek Pınarı ( proje aşaması – Rakım 970m )
5- Sultan Suyu Barajı ( Rakım 910m)
Bu alternatif su kaynaklarının çözümü için Master Plan Çalışmalarında ayrı ayrı proje plan çalışmalarının yapıldığını da belirtmek istiyorum.2071 Master Plan Çalışmalarında belirtildiği gibi; Alternatif kaynakların tümünün ihtiyaç debisini karşılayacağı düzeyde olduğu belirtilerek 2071 = 4.231lt/sn olduğu gibi, yine bu kaynaklar için arıtma tesisine ihtiyaç duyulacağı vurgulanmaktadır. Bu alternatif su kaynaklarımızın rakımlarına baktığımızda, Sultan Suyu Barajı’ndan alınacak sular hariç, tamamının hiçbir enerjiye gereksinim duyulmadan haritada gösterildiği gibi şehrimize içme ve kullanma suyu olarak ishale hatları ile taşınması mümkün gözüküyor. Sultan suyu Barajı’ndan alınacak suların da rakım itibarıyla birçok bölgemize alternatif enerji kaynağı kullanılmadan ulaşabileceğini ön görmekteyim.
Su kayıp kaçak sorunlarımıza dönecek olursak. Bu su ayıp kaçakları yalnız Malatya’mıza ait bir şey değil. Diğer illerimizde olduğu gibi, dünyanın gelişmiş ülkelerinde dahi bu kayıp kaçaklar gözleniyor. Kimilerinde bu kayıp kaçaklar daha az kimilerinde daha çok. Ama ciddi çalışmalar sonucu bu kayıplar önlenebiliyor.
Türkiye genelinde ‘su kayıp kaçak oranı ortalama olarak ’ 43’ler civarında. Avrupa genelinde 24. Almanya’da 6. İngiltere’de 10. Şehrimiz Malatya’mızda bu oranın 57,9, yani 58 seviyelerinde olduğu belirtilmektedir.
Bu oran bizde niye bu kadar yüksek? Buralara nerelerden geldik? Biz bu oranı düşürebilir miyiz? Elbette bu şehrin sahipleri olarak bilimsel verilerin ışığında el birliği ile öncelikle bu işin uzmanları ve sorumluları başta olmak üzere bizlere açıklayıcı, anlaşılır veriler ve çözümler üretecek ve bizlerde bu çalışmalara elimizden geldiği oranda katkımızı sunmaya çalışacağız.
Şu örneğe biraz yakından bakalım. Malatya’mız Büyükşehir olduktan sonra nasıl Malatya Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğüne (MASKİ’YE) sahip olmuşsa, diğer illerimizde Büyükşehir olduktan sonra illerinin baş harflerine ekledikleri harflerle su ve kanalizasyon idaresi genel müdürlükleri olmuştur. Örneğin Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü BU harflerini ekleyerek (BUSKİ) olduğu gibi. Bu genel müdürlüğün sitesinden aldığım şu bilgiyi hemşerilerimle paylaşmak istiyorum.
Bursa’nın Buski Genel Müdürü İsmail Hakkı Çetinavcı 04 Eylül 2015 Cuma günü diyor ki;
‘’Buski olarak Bursa’ya en iyi hizmeti verme gayreti içindeyiz. 2015 yılı bütçemiz 924 milyon lira. Bursa yer altı rezervleri bakımından zengin. İçme suyu hattı projelerimiz tüm hızıyla sürüyor. Bursa’mız kayıp kaçak su kullanımı bakımından örnek şehirlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Su kayıp kaçak oranımız 24-23 seviyelerine kadar geriledi. Fiziksel kayıp ve kaçak kullanımından dolayı oluşan bu oranı daha da düşürmek istiyoruz. Avrupa’da ise bu oran yüzde 24’ler civarında. Avrupa’nın birçok önemli şehirlerinden daha iyi bir yerlerdeyiz. Oysa bu oran, su kayıp ve kaçak oranımız; 1995 yılında yüzde 65’ler civarındaydı.’’
Değerli hemşerilerim BUSKİ Genel Müdürünün açıkladığı şu noktanın altını önemle çizmek ve belirtmek istiyorum. Bursa şehrinin 1995 yılında su kayıp kaçak oranı 65 seviyelerinde.
Sevgili Malatyalılar, değerli hemşerilerim. Bursa’nın ‘Buskisi’ su kayıp ve kaçaklarını nasıl 65’lerden 24-23’lere çekmişse, birçok ilkleri olan ve ilkleri başarmış olan Malatya insanımızın el birliği ile ‘Maskimizin’ bu işi çözeceğine, başaracağına ben inanıyorum. Zaten bir işi yaparken başarıya inanmanın, yolun yarısını kat etmekten geçtiğini, yılların hayat tecrübesini yaşayan ve gözleyen biri olarak yaşamımın bunu bana öğrettiğine yüzlerce kez tanık olmuşumdur. Bu çalışmalara Malatyalı hemşeriler olarak, elbirliği ile su kayıp ve kaçaklarımızı önleyeceğimize olan inancımızı, yapacağımız özverili katkılarımızla, Maskimizin su kayıp ve kaçak oranlarımızı yüzde 25-24’lere indireceğine ben şahsen inanıyorum.
Ayrıca yüzde 58’lerde olan su kayıp kaçak oranımızı süresi içerisinde yüzde 25’e düşürmek diye ‘Su Kayıplarının kontrolü yönetmeliğine’ uymak diye Maskinin bir zorunluluğu olduğunu söylemek istiyorum. Bunu yasal zorunluluğunu belirtmeden önce şu noktanın altını da ayrıca vurgulamak istiyorum.
Değerli hemşerilerim keşke siyasilerimiz yıllar öncesi, ta 1990’lı yılların ortalarında başlayan Büyükşehir olma mücadelemizi verebilmiş olsalardı, Büyükşehir Belediyemize ve ‘MASKİMİZE’ yani Malatya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğümüze yıllar önce sahip olabilseydik, Şimdi sahip olduğumuz Büyükşehir Belediyemize ve Maskimizin üzerine bu kadar çöküntü alanları bırakmış olmazdık.
Geçerken şu gerçeğin altını da tarihe tanıklık etsin diye bir kez daha not olarak düşmek istiyorum. Çok değil büyükşehir olmadan önce yazdığım bir köşe yazımda, Malatya’mızın 496 köyü ve bir o kadarda mezrası ve 52 belde belediyesi var diyerek, Mezra ve belde belediyelerimizi şimdilik bir yana bırakıyorum. Malatya’mızın İl olmasından nerdeyse 90 yılı geçmek üzereyiz. Halen 300’den fazla köyümüzün kanalizasyonu yok diye yazmıştım. Evet, bugün dahi Malatya’mızın 300’e yakın köyümüzün (mahallemizin) kanalizasyonun olmadığını, kanalizasyon olmadığı için de, evlere döşenmiş şebeke sularının olmadığının altını da ayrıca çizmek istiyorum. Kanalizasyon olmayan yerlerde evlerdeki atık sular nereye verilecek?
Adalet ve Kalkınma Partisinin Malatya’mıza yaptığı en büyük yatırımın ve katkının Büyükşehir olmamızı sağlayan yasayı çıkarmasında gördüğümü, bu işin başından beri her zaman savunmuşumdur. Yıllar önce Büyükşehir olabilseydik, ne Büyükşehir Belediyemize, ne de Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğümüze, (Maskimize) bu kadar sorunlu alanlar bırakmış olmazdık diye düşünüyorum.
Yukarıdaki harita içindeki yerleşim yerlerine Beydağı, Yaygın, Erenli Belde belediyelerini de ekleyecek olursak, 16 yerleşim yerine su kaynaklarımızdan 16 yöneticinin elinin değmesi mi, yoksa tek elden mi yönetilmesi daha iyi olur. Bunun da takdirini siz değerli okuyucularıma ve hemşerilerime bırakıyorum.
Suyumuzun yol hikâyesine devam edeceğim.