Beslenme yaşamın sürdürülmesi için organizmanın en temel fizyolojik ihtiyaçlarından birisi. Yemek yerken karın doyurmanın yanı sıra haz doyumu da sağlanır. Hatta haz doyumu dediğimiz şey bazen adeta krize girmişçesine yemeye sevk edebilir. Oysa beslenmenin mantığı aşırıya kaçmadan yeterli ve dengeli bir şekilde, açlığımızı gidermektir. Ne yazık ki birçok kişi yemek yemenin asıl mantığının dışına çıkarak ihtiyacı kadar değil tıka basa doyarcasına besleniyor. Aşırı yemek yemenize yol açan bu durumun altında yatan faktörlerin önüne geçebilmek için, açlığınızın gerçekten ihtiyaç olarak mı yoksa duygusal durumunuzdan mı kaynaklandığını ayırt etmeniz gerekiyor. Yapılan araştırmalar, çoğu kişinin yeme ya da açlık krizlerininin sebebinin psikolojik faktörlere bağlı olduğunu gösteriyor. Peki bu faktörler neler olabilir?

1) Farkında olmadan atıştırma:

Herhangi bir işle meşgulken örneğin televizyon izlerken, ders çalışırken ne kadar yediğini fark etmeden yeme durumudur. Ne yazık ki istenmeyen kilolara yol açar.

2) Stres halinde yemeye yönelme:

Kişi stres halindeyken kendini yatıştırma ya da çözüm arama için yemeye odaklanır ve çoğu zaman da yenilen miktar oldukça fazladır. Oysa ki stresi yaşamınızın her anında görmek mümkün. Bu nedenle stresli iken yemeyi alışkanlık haline getirmek, beyninizi her sıkıntı anında yemeye şartlandıracağından gereksiz kilo problemlerini de beraberinde getirecektir.

3) Boş zamanlarda yeme isteği:

Bazıları da bir şeyler yapmak adına, can sıkıntısından kendilerini yemeye verirler. Çikolata, pasta türleri, cips, çerez, kola, kraker, bisküvi gibi hazır yiyecek-içecekler genellikle tercihleri arasında yer alır.

4) Yemek yemekten zevk alma:

Çevremizde her zaman bu tarz insanları görmek mümkün. Bu kişiler yemeyi hayatının neredeyse en önemli unsuru olarak değerlendirir. Her zaman yeme planları yaparlar, sürekli yemekten bahsederler. Hayatlarının vazgeçilmez parçası yemek yemektir. Genelde kiloları olması gerekenden üzerindedir. Özellikle tatlı ve yağlı yiyecekleri severler.

5) Geç saatlerde yeme sendromu:

Yine gereğinden fazla gıda alımının görüldüğü, kilo alımına yol açan en riskli durumlardan biri de akşam saatlerinden sonraki atıştırma isteğidir. Çoğu insan gece geç saatlere kadar bir şeyler yeme ihtiyacı duyar. Gece yedikleri yiyecekler yüzünden sabah kahvaltı yapma ihtiyacı fazla duymazlar. Ancak günün ilerleyen saatlerinde, yine özellikle akşam saatlerinde açlık hissederler ve çok yerler. Sindirimin yavaşladığı bu geç saatlerdeki aşırı gıda alımı sonucunda çağın hastalığı olan obeziteye sizin de dahil olmanız kaçınılmazdır.

Peki neler yapmalıyız?

*Vaktinizi değerlendirin; programlar, aktiviteler ayarlayın. Daha fazla sosyalleşmeye yönelin. Arkadaşlarınızla, sevdiğiniz insanlarla ya da ailenizle daha çok paylaşım içinde olmaya çalışın. Böylece duygularınızı yemekle bastırmaya ihtiyaç duymazsınız. Hem de kendinizi daha iyi hissedersiniz.

*Spor yapın, kendinizi yenileyin.

*Abur cuburlardan artık vazgeçin. Her gün abur cubur tüketmek zorunda olmadığınızı hatırlayın. Sağlıklı ve lezzetli atıştırmalıklardan yararlanmayı deneyin.

*Daha erken saatlerde uyumaya çalışın. Çünkü genelde geç saatlere kadar uyanık olan kişiler haliyle acıkacaklarından dolayı bir şeyler yeme ihtiyacı hissederler. Bu nedenle gece daha erken saatlerde uyuyarak gereksiz atıştırmalar yapmanızın önüne geçin.

*Doğru beslenmeyi öğrenin, uygulayın ve yaşam tarzınız haline getirin.