Haksızlık dizisi:

Kızıltuğ'un 'veliahtı' oğlu Mustafa Kızıltuğ da babasının adı, soyadı ve Alevi kimliği yüzünden mağdur olmuş. Ali Kızıltuğ anlatıyor: "İki oğlum, Serhat ve Mustafa, Ankara'da, Abidinpaşa Lisesi'nde okudu. Müdür bunları çağırmış, 'Soyadınızı değiştirin' demiş. 'Kızıl', Aleviliği, 'Tuğ' da bayrağı temsil ediyormuş. Çocuklarımı benim adım yüzümden çok uğraştırdılar. Mustafa, üniversiteyi bitirince Ankara Şeker Fabrikası'nda işe girdi. Önce Kırşehir'e sürdüler. Üç ay kaldıktan sonra yine aynı nedenlerle Erzincan'a sürüldü. Gittiği hiçbir yerde evinin boyası kurumuyordu. Altı ay sonra Yozgat'ın Sorgun ilçesine yollandı. Sonra bırakmak zorunda kaldı." Ali Kızıltuğ, emeklilik günlerinde, Alevi derneklerinin düzenlediği gece ve konserlerde sahne alarak müzik yaşamını sürdürmüştür.
İlimizde de birkaç konser verdiğini hatırlıyorum. Bir keresinde de eski Renkli Sinemada bir düğüne davet edilmişti. Kendisiyle düğün salonu olarak işletilen sinemanın kulisinde oturmuş tatlı tatlı sohbet etmiştik. Bir başka sefer Hekimhan’a bağlı İğdir Ballıkaya köylüleri O’nu belli dönemde yaptıkları köy derneklerinin düzenlediği etkinliklere davet etmişlerdi. Ankara’dan özel otomobiliyle, yanında eşiyle birlikte eğlencelere katılmış ve geceye renk vermişti.
Köylülerden birinin evinde misafir edilip, yedirilip içirildikten sonra hep birlikte sahneye çıkarmıştık. Yine coşkulu bir programdan sonra otomobiline bindirerek yanındakilerle birlikte Ankara’ya uğurlamıştık. Kızıltuğ’u son görüşüm bu oldu. Daha sonra ancak uzaktan O’nu izleyebildim. Bir konserinde kendisine sahip çıkılmasını, çünkü kendisinin aşıklık geleneğinin son temsilcilerinden birisi olduğunu; öldükten sonra da yeni Kızıltuğ’ların yetişmeyeceği iddiasında bulunmuştu. Gerçekten öyle oldu. Vefatından sonra yeri doldurulamadı. Allah gani gani rahmet etsin. Nur içinde uyusun.
Ali Kızıltuğ ve Nilay Yanalak Karasu:
2011’de Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Ali Kızıltuğ üzerinde mezuniyet tezi hazırlayan Karasu, ayrıca, 2018’de Sivas Belediyesi tarafından yayımlanan Ali Kızıltuğ adlı esere imza atmıştır. Kitapta Kızıltuğ’un yaşamı, şiirlerinde kullandığı temalar, sözcük dağarcığı gibi konular üzerinde duran Karasu, seçtiği şiirleri incelemiş ve 10 eserinin notasına yer vermiştir. Ali Kızıltuğ üzerine söylenenlere de yer veren Karasu, Kızıltuğ’un 100 şiirininin sözlerini de sıralamıştır. Kitap Kaynakça ve fotoğraflarla desteklenmiştir. Aşığı geniş kitlelere tanıtmak için bu çalışmayı hazırlayan Karasu’yu ve Sivas Belediyesi’ni kutluyor, diğer belediyelerimize de örnek olmasını diliyoruz.
Şiirlerinden Örnekler:
Aşağıda ozanımızın 1000’den fazla eseri arasından 10 tanesini seçerek örneklendiriyoruz. Bunların dışında Ali Kızıltuğ’u anlatan eserler de bulunabilir. Sübjektif bir seçim yapıyorum. Bir başkası diğer şiirlerini seçebilir. Yama Dağları, Zeynep ile Ali’nin Hikayesi gibi uzun manzum hikayeleri ve Zalim Almanya gibi şiirleri, buraya yer darlığı dolayısıyla alınamadı. Sözlerinin birçoğu, ozanın resmi web sitesinden dinlenip izlenebilir:
1. Asri Gurbet:1960’lı yıllarda artan köyden kentlere ve kentlerden büyük kentlere doğru bir iç göç dalgası başlamıştı. 1970’ten önce de büyük kentlerden Avrupa ülkelerine bir dış göç olayı yaşandı. Kızıltuğ, bu yılları asri gurbet benzetmesiyle anlattı. Köyler boşalmış, köyün zenginleri bile kapılarını kilitleyerek ekmek paraları uğruna büyük kentlere ve özellikle Almanya’ya işçi olarak gitmeye başlamışlardı. Ozanımız bu durumu acıklı ve hüzünlü bir tonda bu eserinde ele aldı. Bu duygularla yurt dışına giden işçiler tarafından da ilgi gördü:
a)
Asri gurbet harap etmiş köyümü
Bülbül gitmiş baykuş konmuş gel hele
Ben ağayım ben paşayım diyenler
Kapıları kitlemişler gel hele
Bir ev burda bir ev karşıda kalmış
Hele sorun bizim komşular n'olmuş
Kırk senelik ağaç kurumuş kalmış
Bizim köye benzemiyor gel hele
Birisine sordum bura neresi
Issız kalmış dertli çağlar deresi
Dedi kardeş işte Mursal burası
Koçyiğitler küstü gitti gel hele
Gel çoban gel ki dertleşek beri
Dağlarda meleşen kuzular hani
Tanıdın mı beni Ali'yim Ali
Hangi Ali'sin tanımıyım gel hele
Saz elimde şu elleri gezerdim
Dertli idim bazı destan yazardım
Sen Ali'ysen niye saçın ağarttın
Kızıltuğ'a benzemiyor gel hele.