Düşünen insan okur. Okuyan insan bilir. Bilen insanda düşünür. Çünkü düşünmek bilgeliktir. Bir insan için ise bilgi en büyük hazinedir. Bu hazineye sahip olan herkes dünyada kolay yaşar. Çünkü bu dünya akıl ve bilgi dünyasıdır.

Onun için bu dünyada bilgisi çok olanın her iki dünyada hem değeri hem de itibarı çok olur. Bilgisi olmayanında her iki dünyada da değer ve itibarı olmaz. Çünkü insanın değer ve itibarı, değer ve itibar verdiği şeyler kadardır.

Onun için insan okuyup aklını büyütmeli. Düşünüp yüreğini genişletmeli. Onun için insan okuyup aklını büyütmeli ki, (bilgi sahibi olup) düşünüp yüreğini büyütebilsin.

Çünkü bilgi aklın meyvesi, yüreğin tohumudur.

Bilgisiz akıl ne düşünür, ne de düşünüp düşünce üreterek(sağduyulu düşünceyle) meyve verir. Yani insana artı bir değer kazandırır.

Akla değer kazandıran sağduyu ile elde edilmiş bilgide kalbe ekilen tohum gibidir. Bu tohumda kalpte yerini bulup yeşerirse insanı eğitip edep ve güzel ahlak sahibi yapar. Vicdanını olgunlaştırıp insanı, insan yapar. İnsanı, insan yapmayan bilgi, ne akılda, ne de düşüncede, ne de kalpte bir işe yarar.

Hiçbir işe yaramayan bilgi, başı mezar taşına çevirir, kalbi de vücutta hiçbir işe yaramaz et parçası haline getirir. Öyle bir kalp sadece vücuda kan pompalayan bir makine olur. Hiçbir işe yaramaz. Hiçbir değer üretmez. İşe yarayıp değer üretmeyen her şey gibi o değersiz kıymetsiz bir şey olur. Onun için değer akıl ve yürekle üretilir. Akılsız ve yüreksiz olmakla hiçbir kazanım elde edlip değer üretilmez. Ancak okuyup bilip düşünerek yüreğini değerli kılan(sağduyulu)akıl sahibi (değer üretip dünyayı satın alır.)

İnsani değerler ders kitaplarından elde edilemez bunlar doğduğumuz andan itibaren, içimizde Allah vergisi olarak bizimle beraberdirler. Kişisel çaba ile geliştirmemiz gerekir.

Bugün, dünyanın çeşitli yerlerinde insani değerlerle ilgili belli yaş gruplarını içeren programlar bu çabayı teşvik etmekte. Çocukların değerlerini uygulayarak hayata geçirilmelerine yardımcı olmaktadır. Geçmişte yaşlılarımızın bu değerlere nasıl sahip çıktıklarını ve çocuklarını körpe kalplerine bu tohumları ekmek için nasıl çaba sarf ettiklerini biliyoruz.

Birçoğumuz servet sahibi olabiliriz, okumuş bilgi sahibi olabiliriz. Ancak bunların hiçbirisi bizim yüceliğimizi tahin etmeyecektir. Nicelik değil nitelik arayan inancımız, bizim servetimizi ve zekamızı toplum için ne derece iyi bir şekilde kullandığımızla orantılıdır. İnsanın yaşamında ve doğada dengenin kurulması, ilim alanındaki gelişmemin bireysel kazançlar olarak değil, tüm dünya insanlarının faydalanması yönünde olduğuna gerçekleşecektir.

Demek şu üç şeyin sağlanması gerekiyor.

1-Duyguların kontrol altında tutulması

2-Zihnin dürtüler ile istekler yerine aklın rehberliğini kabul etmesi

3-Aklında, doğruyu yanlıştan ayırt etme ve sezgi gibi araçlarla devreye girip zihni denetlemesi

İşte bunları bir bütün halinde ancak ve ancak insani değerler sayesinde gerçekleştirebilirsiniz.