Eğitimde verimlilik düzeyinin artması; sürekli yenileşme, bilimsel araştırma ve değerlendirmeler yapma, bunlara yeterli mali kaynaklar ayırma, mekânların uygunluğu gibi birçok etkenin bir araya gelmesiyle mümkün olacaktır. Verimlilik kalitenin sürekliliğiyle oluşur. Kalite de bir bütünlük içinde gerçekleşir. Eğer biz okulu bir işletme, öğrenciyi de ürün olarak ele alırsak o zaman okulun görevi piyasaya uygun insan tipi yetiştirmek olur, kalite düşer.
Ancak akılcı bir eğitim metodu uygulanarak istenilen seviyeye ulaşılır. Hızlı bir değişim yaşayan dünyamızda, öğrenmesini öğrenen bireylerle kaliteli bir eğitim gerçekleştirilebilir. Biz içerikten yoksun şekilci eğitimlerle başarıyı yakalayamayız. Yani kız ayrı erkek ayrı okusun gibi şekle dayanan çalışmalarla başarılı olunamaz. Zaten 1739 Milli Eğitim Temel Kanunu’nda da olduğu gibi okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Yine kanunda belirtildiği gibi Madde 4 – Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet, engellilik ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Denilerek “Genellik ve eşitlik’ vurgulanmıştır.’
Eğitim ve öğrenme bir ömür boyu devam etmektedir. Eğitimin amacı, ömür boyu devam edecek olan öğrenme sürecini bir maliyet gideri değil bir zevk haline getirmek. Bireyin sosyal bir çevrede yetişip, doğa ile uyumlu, soran sorgulayan, yorumlayan, öğrendiklerini ülke ve toplumsal yararlar için kullanan bir kişilik oluşturmasını sağlamaktır. Bireylerin bilgi beceri ihtiyaçları sürekli artarak değişmektedir. Artık bu ihtiyaçların sadece okulla verilmesi imkânsızdır. Okulda verilmesi gereken şüphe duymak, doğru sorular sormak, nasıl öğreneceğini öğrenmek olmalıdır.
Ezbere dayanan eğitimden vazgeçilip günün ihtiyaçlarına çözüm üreten, bilgi ve becerilere nasıl, nereden kavuşacağını öğreten sistemlere ihtiyaç vardır.
Birey, hayatını belli bir standartta devam ettirebilmesi için hangi bilgi ve becerilere ihtiyacı olduğunu, bunları nereden nasıl edinebileceğini araştırıp öğrenebilmelidir.
Temel öğretim sistemimiz öğrenme değil öğretme odaklıdır. Bu sistemde öğrenci çok çalışmalıdır. Öğrencilerin bireysel farklılıkları ve öğrenme özellikleri göz ardı edilmiştir. Toplu öğretmeyle kalite düşürülmektedir.
Yapılması gereken kişilerin bireysel özelliklerini keşfedip, bunların geliştirilmesine uygun mekân ve ortamların sağlanmasıdır. Öğrenmeyi öğretemezsek, ezberciliği öne çıkarırsak içerik ve anlamadan uzaklaşırız.
Eğitim ve öğretim siyasi gerilimlerden uzak, düşünceyi öne çıkaran, pedagojik, motivasyona yönelik çağdaş ve bilimsel metotlara dayandırılmalıdır. Birkaç veciz söz ile öğrenme anlatılmaya çalışılmıştır.
Yaşamayı öğrenmek için birkaç defa ölmek gerek (Charles Bukowski)
Düşünmeden öğrenmek, zamanı kaybetmektir.(Confucius)
Öğrenmek güzel şeydir, bir düşmandan bile olsa.(P.N.Ovidius)
Öğrenmenin sonsuzluğu, insana ne kadar az bildiğini gösterir.(Edward Young)