Diğer bir mesajı paylaşan “Gitmek İçin Gelir Aşk”, “İlle de Hayat”, “Kambur Güvercin” ve “Kendime Engel Olamıyorum Senegal” adlı kitapların yazarı olan Elif Gamze Bozo, “O kadar çok şey yazmak istiyorum ki. Siliyorum tekrar yazıyorum. Engelli olmak (hangi engel grubu olursa olsun yani sakatlık) bir alay konusu ya da ‘inşallah sende engelli kalırsın’ diye yaşanamaz bir durum da değil. Artık sağlamcılık kafası nasıl işliyorsa toplumun bedduası bile engel üzerinden. Toplumun kendi içinde bile ötekileştirdiği bir ülkede yaşıyoruz. Bu durum gerçekten trajikomik! Toplum ne zaman ki engelli (sakatlık) algısı değişirse, ülkede gerçekten engelli haklarından bahsedilecek.” diyerek duygularını paylaştı.

Görüntülerin yayılmasına öncülük eden “Engellilerle 360 İletişim” ile “360 Sosyal Liderlik” kitaplarının yazarı ve aynı zamanda mücadele arkadaşım olan Mehmet Kızıltaş ise “Yazıklar olsun! Bir bitmediniz. Engelli bireyleri taklit etmek, alay etmek ne zamandır bir eğlence aracına dönüştü? Bu kepazeliği çekip salonda eğlenenlere de yazıklar olsun. Yazıklar Olsun! Düğünlerde eğlencelerde engelli bireylerin taklit edilmesi ve eğlence aracına dönüştürülmesi bir marifetmiş gibi izlediğiniz bizleri derinden inciten ve üzen bu şarkı her yerden silinmeli ve kaldırılmalı! Bu nasıl kepazelik! Sağlamcı kafanın bir başka örneği! Eğlenceniz batsın. Allah sizi kahretsin. Engellileri taklit etmenin alay etmenin neresi mutluluk ve eğlence bana anlatır mısınız? Bu türkü çalınca ne oluyorsa şirazeleri kayıyor insanların. @TC_icisleri “seni gidi topal” türküsü yasaklansın. Engelliler ve ailelerini kimse incitemez!” diyerek tepkisini gösterdi.
Bu arkadaşlar gibi daha onlarcası olaylar karşısında htikleri duygularla tepkilerini ortaya koydu. Asıl tepki koyması gereken engellilerle ilgili federasyon ve konfederasyonlardan ise herhangi bir açıklamanın olduğunu ya da girişimde bulunulduğunu tespit edemedim.
Bu arada şikâyet demişken bundan tam 16,5 yıl kadar önce 17 Mart 2004 tarihinde Hürriyet’in internet sitesinde “TBMM’ye ‘Topal oyun havası’ şikâyeti” başlığı ile yer alan habere göre böyle bir şikâyetin gerçekleştiğini anlıyoruz.
Haberde “Burdur'un ‘topal’ adlı anonim oyun havası, TBMM Dilekçe Komisyonu'na şikâyet konusu oldu. Komisyona mektup yazan Celal Öztürk, Oğuz Yılmaz tarafından klibe çekilen türkünün özürlü vatandaşları rencide ettiğini savunarak yayından kaldırılmasını istedi. Öztürk, duygularını şöyle dile getirdi: “Davranışları, sarhoş da olmaları sebebiyle aşağılayıcı ve hakarete varan tarzdaydı. O an bulunduğum durum çok zordu. Çok utandım. Modern toplumlarda yeri olmayan bu tip olayların önlenmesinde sizlere büyük sorumluluk düştüğü muhakkak. Bu tür kliplerin her yayınlanışında büyük bir eziklik hissediyorum.” RTÜK Başkanı Fatih Karaca imzasıyla TBMM'ye gönderilen yazıda şikâyetin incelendiği belirtilerek şu bilgi verildi: “Topal türküsünün Burdur yöresinin anonim bir oyun havası olduğu ve ‘söz çakma' (sözsüz melodilere doğaçlama söz yazma anlamında kullanılıyor) tabir edilen usulle söz yazıldığı ve genellikle düğünlerdeki eğlenceler sırasında çalınıp söylendiği belirlenmiştir.” şeklinde bilgiye yer verilmiş. Bu açıklama dışında ise herhangi bir bilgi bulamadım.
Geçtiğimiz yıllarda da zaman zaman tepki gösterilen bu oyunun yasaklanması amacıyla bu defa www.change.org sitesinde imza kampanyası da başlatılmış bulunuyor. Sizlerde bu oyunun yasaklanması için imzanızla destek vermek isterseniz sitede “Seni Gidi Topal” diye aradığınızda kampanyayla ilgili sayfa çıkacaktır.
Sözün özü olarak, 25 Nisan 2013 tarihinde kabul edilen ve 3 Mayıs 2013 tarih ve 28636 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6462 Sayılı “Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Yer Alan Engelli Bireylere Yönelik İbarelerin Değiştirilmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile resmi mevzuatlarda sakat ve özürlü kelimelerinin kullanımını kaldıran siyasi iktidarlara seslenmek istiyorum.
Bu kelimeleri kaldırmakla sorun bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Atasözleri ve deyimler başta olmak üzere türkülerde, şarkılarda, dizilerde, kitaplarda yazılı ve görsel tüm medya organlarında o kadar çok ayrımcı, ötekileştirici ve küçük düşürücü kelimeler ve uygulamalar var ki, işte bunları da kaldırmadığınız sürece kanun çıkarmanız ve kelimeleri değiştirmeniz bir şey ifade etmeyecektir.