Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre çocuk ihmali ve istismarı, 18 yaşın altındaki çocukların sağlığını, sağ kalımını veya ilişkilerdeki güven duygusunu, olumsuz yönde etkileyen, fiziksel, duygusal cinsel istismarı, ihmal ve diğer sömürü türleriyle sonuçlanan kötü davranışlardır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bildirimlere göre ise erişkinlerin çocukluk döneminde yaklaşık 25’ inin fiziksel istismara uğradığını, kadınların 20’sinin, erkeklerin 8’inin ve çocukların da cinsel istismara maruz kaldıkları belirtilmektedir. Ayrıca dünyada her yıl 15 yaş altında 31 bin çocuğun, yaşamını çocuk istismarı nedeniyle yitirdiğini bildirilmektedir…

Ülkemizde çocukluk çağında istismar ve ihmal olaylarının yaygınlığına ilişkin, toplumsal tarama çalışmalarının az olduğu ve bunun nedeninin ise olayın belirlenmesinin zorluğu ve rapor edilmesindeki yetersizliklerden, kaynaklandığı düşünülmektedir.

Yapılan araştırmalar sonucunda, ise fiziksel istismarın hala ebeveynler tarafından bir disiplin aracı olarak kullanılması da bildirimi engellemektedir. Bildirilen vakalar ise genellikle, ağır yaralanmalar ya da ölüm olarak hastanelere getirilmektedir. Bildirim konusundaki, eksikliklerden biri de olgularla en sık karşılaşan sağlık personelinin bildirim konusundaki bilgi eksikliğidir.

Bu vesileyle, yine yapılan bir çalışmada, hekimlerin 70’inin, hemşirelerin ise,54’ünün çocuk istismarı olgusu veya şüphesi ile karşılaştığında nasıl bir prosedür izlemeleri gerektiğini bilemedikleri ortaya çıkmıştır.

Cinsel istismar mağduru çocukların, utanma, suçluluk, dışlanma korkuları, kendisine ya da sevdiklerine yönelik tehditler, olayın sorumlusu olarak kendini suçlama, ebeveynin sevgisini kaybetme ve ailenin parçalanma korkusu, istismarın gizlenmesine sebep olmaktadır.

Çocukluk çağında yaşanan istismar olayları özellikle cinsel istismar, çocukların ruh sağlığına ve yaşam kalitesine ciddi anlamda zarar vermektedir. Cinsel istismar ardından yapılan değerlendirmelere bakıldığında, çocukların büyük bir kısmında psikiyatrik bozukluk görüldüğü saptanmıştır. Ve çocukluk çağında görülen ruhsal bozukluklar çocukların normal psikolojik gelişimi aksatarak, erişkin dönemde de sorunlar yaşamalarına sebep olmaktadır.

Çocuk ihmali ve istismarının tespit edilmesinde en önemli nokta “Şüphe”dir. Bu anlamda sağlık personelinin bilgisi çok önemlidir. Aynı zamanda risk altındaki çocukların tespit edilmesi, tanının zamanında konulmasında büyük önem taşır. Sağlık kurumuna başvurmada yaşanan gecikme, yaşananlarda çelişkilerin olması, şüpheli travmalar öyküsü, şüphe uyandırması gereken konulardır.

Şöyle ki; Özel gereksinimi olan çocuklar, evlilik dışı doğan çocuklar, savaş ve göç mağduru çocuklar, ekonomik düzeyi ve eğitim düzeyi düşük ailelerin çocukları, üvey anne, ya da üvey babayla yaşayan çocuklar, istenmeyen gebelik sonrası doğmuş çocuk, ihmal ve istismara uğrama açısından yüksek risk altındadır.

Kısacası; Bu konuda yapılan çalışmaların sonucuna göre artışların çoğaldığını göstermektedir. Ve sayılardaki artışın, nedeni ise, son yıllarda teknolojik araçların, özellikle akıllı telefonların, kameralarının kullanım yaygınlığının artması ile olayların kanıtlanabilmesi ve bildiriminin kolaylaşmasından dolayısıyla bildirilen vakaların medyada daha fazla yer bulunmasından ve farkında lığın artmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Bildirim yapmanız gerekir dedik peki nereye?

Emniyette bu konuyla ilgilenen çocuk polisleri vardır. Kendilerine ulaşıp durumu anlatıp onlardan yardım talep edebilirsiniz. Çocuk izlem merkezlerini arayarak yardım isteyebilirsiniz. Alo 183 yardım hattını arayabilirsiniz. “Bu yardım hattı, aile, kadın, çocuk, yaşlı, engelli, şehit yakınları ve gazilere yönelik hizmetler hakkında bilgilendirme ve yönlendirme yapan bir hattır.”

“Unutmayın, sizin bir bildiriminiz bir çocuğun hayatını kurtarabilir.”