Yaşanan koşullar; Doğa olaylarında olduğu gibi, ekonomik ve sosyal olaylarda da insanı bazen iradesi dışında bir takım zorunluluklarla karşılaştırır. Bu tarz durumlarda, gelişmeler insana başka seçenekler sunmaz. Tıpkı zamanı gelmiş olan bir doğumu, gerçekleştirmekten başka bir seçeneğinin olmayacağı gibi. Böylesi bir durumda yapman gereken, vakti gelmiş olan doğumu hastanın durumuna göre normal doğum yöntemi ile mi, yoksa sezeryan ilemi doğumun gerçekleşmesini sağlamak. Tabi operasyonda (doğumda) dikkat edilmesi gereken mümkün olduğunca hem annenin hemde doğacak olan bebeğin sağlığıdır. Günümüzde;Türkiyenin ekonomik, sosyal ve siyasal koşulları tamda böylesi bir zorunluluk ile karşı karşıya. Her ne kadar, muhalefet ve iktidar partilerinin siyasi öncüleri yapılan yerel seçimlerin sonuçlarının bir genel seçime dönüşemiyeceğini iddia etselerde yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal koşullar bunun tam aksinin bir zorunluluk olacağını işaret ediyor. Evet yerel seçimler, önceden tarihi belirlenmiş olan bir siyasi sürecin sonucuydu. Bu siyasi süreç yürütülürken ülkedeki ekonomik ve sosyal gelişmeler siyasi kontrol sürecinin önüne geçti ve şu aşamada kontrol edilemez bir nokta da. Bir anlamda kontrolden çıkmış bir şekilde büyüyüp yaygınlaşarak ve toplumun tüm kesimlerini de içine alarak büyümeye devam ediyor. Kontrolü elinde bulunduran siyasi irade, ne kadar ekonomik önlem paketi hazırlayıp gelişmeleri kontrol altına almaya çalışıyor isede alınan önlemler piyasa da, günlük yaşamda karşılık görmeyince toplum da yaygınlaşmaya başlayan güvensizlik psikolojisi ile bütünleşerek daha da etkili oluyor. Toplumun hangi kesiminde olursa olsun, ister üretim, ister tüketim isterse sosyal hayata aday her genç birey statüsüne bakılmaksızın herkes yarınları için büyük bir umutsuzluk ve karamsarlık içinde kendisini ve sosyal yaşamını sorguluyor. Kuşkusuz bu toplumsal ve sosyal psikolojinin sorumlusu mevcut ekonomik ve siyasi sistemi idare eden siyasi iktidar partisidir. İçinde yaşadığımız sistemin adı her ne kadar liberal, yani serbest piyasa sistemi ise de bu kadar kontrolsüz ve belirsizlikleri olan bir ortam da hiç bir siyasal iktidar varlığını devam ettiremez. Liberal sistemin kaptanlığını yapan siyasi iktidar toplumsal hayatın siyasi alanını daraltarak mevcut ekonomik yapıyı sürdürmeye çalıştı, ama tutmadı. Çünkü liberalizmin temel özelliği ekonomide serbestlik eşittir siyasette serbestlik tir. Birinin yaşaması(Rekabetçi ekonominin)diğerinin yani (siyasetin)bir o kadar özgürlüğüne, özgürce ifade edilebilmesine bağlıdır. Yürütmeyi elinde bulunduran iktidar bu kuralı kendi lehine çiğneyerek siyasi yönden ekonomik yapıya baskı yapmaya başladı bu da her iki bakımdan tıkanmayı getirdi. Şimdi tıkanan bu sistemin, en azından düze çıkıp daha dengeli bir şekilde yoluna devam etmesi için kendi içinde bir çözüm üretmesi lazım. O çözümde yerel seçimler de elde edilen sonuçlar değildir. Bir bütün olarak, ekonomik, sosyal ve en önemlisi de siyasal olarak kendi özüne uygun bir çözüm yoludur. Bu yol da öyle görülüyor ki yakın bir gelecekte yapılması zorunlu hale gelen bir genel seçimdir. Başka türlü nefes almanın yolu yok gibi. Kimi çevreler buna gerek yok gibi bakıp öyle değerlenebiliyorlarsa da bu yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerin bir zorunlu sonucu dur.
Trend Haberler

Malatya Geçmiş Olsun: Vakit geldi! Sahaya İniyorlar...

Malatya’da kura çekimi 12 Mayıs’ta!

Malatya'da kura heyecanı, 250 bininci konut teslim edilecek!

Sami Er sözü: En geç 1 ay içinde bitecek!
Deprem Uyarısı Yapan Harita Gündem Oldu: Malatya, Elazığ ve Bingöl Listede

Malatya’da soruldu, o parti birinci çıktı!