Türkiye bu kadar hızlı değişim yaşayacak mıydı? Çok önemli dönemeci döndük. Sistem çocuklarını yedi. Birileri nihayet öyle bir noktadan şah çekti ki mat olmanın dayanılmaz keyfi acaip şekilde oturdu sineye.

Değişmeyen tek şey değişimdir aforizması doğruluğunu bir kez daha formel olarak ispatladı. Şimdi onlar düşünsün. Değişmez, değiştiremezler diyip ortada efelenen sahte kabadayılar nasırlarına basılmış gibi ciyak ciyak bağırıyorlar. Doğal olanın zıddı olmaz. Su yine mecrasında aktı, zorlama aşkın aşk değil histerik istekler olduğu bir kez daha doğallığını korudu. Yürüyün başka kapıya. Kaldıysa başka kapı tabi.

Sistemin zebanileri başka cehennemler arayacaklardır. Duygusal bir deyimle ''burası dünya her şey yarım kalır'' sözü cuk diye oturdu buraya. Mutlak varlık olan Allah'ın dışında hiç bir şey baki değildir. Önemli olan hoş bir sada bırakmaktır bu gök kubbenin altında. Sistemi değiştirenler kimlerin peşine düşelimin yerine değişen sistemi çok daha iyiye götürme amacı gütmeleri tavsiye olunur. Her şey evrende kaybolabilir. Ama iyilik sonsuzdur. Kendini sonsuz mutluluğa taşıyarak ebedileşir. İyilik şart...

Referandum geride kaldı. Şalvar davası bitti ama geride bir sürü cevap bekleyen sorular kaldı. Oranlar bir birine çok yakın olsa da demokrasinin ya tahammül ya sabır ilkesi işledi. Şimdi efendim hayır diyenler evet diyenlerin oranına çok yaklaştı deyip Hayır kazandı, yada Evet kaybetti diyemeyiz. Kazanan da, kaybeden de belli bunun davası olmaz.

Şimdilik esas çok önemsediğim ülkemizin siyasi düşünsel, yada ideolojik şekillenmesi neye göre kendini oluşturdu. Bunun çok iyi irdelenmesi lazım. Toplumun belli ki çok büyük kaygıları ve ayrışma nedenleri var. Herkes heybesini boşaltıp içindekileri çok iyi gözden geçirmesi lazım.

Türkiye haritası iyi bir şekilde gözlemlenirse kimler neden Evet veya Hayır vermişler çok net görülüyor.

Ülkenin sahil şeridinde neredeyse tamamına yakın bölgelerinde Hayır oyları çoğunlukta, bunun nedeni çok basit yaşam tarzlarına müdahale korkusu. Kürt kentlerinde teröre olan nefretten dolayı Evetler bir miktar yükselmiş olsa da yine Kürt sorununun çözümü noktasında yeteri kadar refleks gösterilmedi iması kendini net bir şekilde gösterdi. Gençlerin biraz daha oransal olarak Hayırdan yana irade beyanları sistem değişikliğinin neler getireceği çok iyi anlatılamamış olması, yine yenilikçi düşüncelere karşı bir duruş gösterileceği kaygıları ağır bastı gibi. Refah seviyesi yüksek argo deyimle tuzu kuruların Hayırdan yana tercihleri yeni Türkiye'de kendilerinin refahına yine argo deyimle baldırı çıplakların daha fazla ortak olacakları kaygısı var diye biliriz. En azında ben böyle görüyorum. Evetler ülkenin orta kesimlerinde çok etkili oldu bu daha çok muhafazakar ve yerleşik sistemin argümanlarından bıkmışlık çok fazla etkili oldu diye biliriz. Bu tespitler uzatılabilir.

En önemlisi de solun paradigma olarak sırtını dayaması gereken yoksul, emekleriyle geçinen ve varoşlarda sola karşı bir duruşun belirgin bir şekilde muhafazakar sağdan yana tavır koymaları ile ilgili nasıl bir siyasi ve felsefi refleks geliştirecekleri en önemli merak konum.

Ez cümle sistem değişikliği kapıda. Bundan sonra iktidarın ve muhalefetin sağlam temeller üzerine kendilerini inşa etmeleri gerektiği doğrultusunda olmalıdır. Başkanlık çantada keklik değildir. Bu böyle biline. Her kes gardını sağlam alsın. Halkın mührü kimdeyse sultan o olacak.

Selam, sevgi, dua...