Hayatın en kıymetli erdem ve değerlerinden biri, bir davaya inanmak ve bu inanç uğruna da yol arkadaşlığı yapabilmektir.
Zira, her büyük mücadele, yalnızca bireysel gayretlerle değil, omuz omuza verilen mücadeleler ve ortak bir emekle başarıya ulaşır. Dava arkadaşlığı, sadece yan yana yürümek değil, aynı zamanda acıyı, sevinci, umudu ve her türlü hayat yükünü paylaşabilmektir. Zaferi getiren, omuz omuza verilen mücadele ve birlikte çekilen çilelerdir.
Dava arkadaşlığını farklı kılan, zor günlerde ortaya çıkan güvendir, sadakattir. Her şeyin güllük, gülistanlık gibi göründüğü günlerde herkes yanınızda olabilir. Önemli olan, fırtınalı zamanlarda da o omuzu, omuzları hissedebilmektir. İşte o zaman özveri devreye girer. Kişisel çıkarlarını geri plana atarak, birliğin - beraberliğin ve ortak hedefin önüne geçmeyen insanlar, gerçek anlamda özverili dava adamlarıdır..
Özveri, çoğu zaman görünmeyen alkışsız kahramanlıktır. Bazen sessiz bir sabır, bazen fedakâr bir adım, bazen de haklı olduğu halde susabilmektir. Dava arkadaşlığını ayakta tutan da işte bu gönüllü fedakârlıklardır. Çünkü özveri olmadan birliktelik, birliktelik olmadan da büyük davalar var olamaz, başarılar elde edilemez.
Bugün toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerden biri de budur: Birbirimizin dava arkadaşı olabilmek ve ortak iyilik uğruna özveri gösterebilmek. Bireysel hırsların ve egoların, küçük hesapların ötesinde, büyük resmi görebilmektir.
Tarihsel süreçleri incelediğimizde, tarih boyunca kalıcı izler bırakanlar, sadece yetenekli ya da zeki oldukları için değil; birlikte yürüdükleri yol arkadaşlarına sadakat gösterdikleri ve özveriden kaçınmadıkları için tarihte var oldular ve anıldılar.
Dava arkadaşlığı ve özveri, yalnızca bir davayı değil; aynı zamanda dostluğu, güveni ve toplumsal dayanışmayı da büyütür. Belki de bugünün en büyük davası, yeniden bu ruhu kazanabilmektir. İşte o zaman dava arkadaşlığı da özveri de sözde kalmaz, hayatımıza dokunan gerçeklere dönüşür .
Saygılarımla...