Sevgili hemşerilerim, değerli okurlarım 13 Haziran 2023 Salı günü Malatya’mızın deprem sonrasında şehrimizin sorunları ve çözüm önerilerinin konuşulacağı bir toplantı düzenleniyor. Bu toplantıya bir hafta önceki Malatya Kent Konseyindeki toplantıda, Malatyamızın depremle ilgili sorunlarının konuşulacağı toplantıların öncelikle gündemine, ’MALATYA ÇEVRE DÜZENİ PLANINI’ almayan toplantının başarısızlıkla sonuçlanacağının altını çizmiştim.

Valimiz Sayın Hulisi Şahin ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Selahattin Gürkan’ın açış konuşmalarını yapacağı yarın ki toplantının gündemine bakmaya çalıştım. Malatya ’Çevre Düzeni Planının’ gündemlerinde olmadığını gördüm. Ne yazık ki geçmişte yapılan ’Çevre Düzeni Planlarımız’ kadük oldu. Geçersiz oldu.
Kısaca ve özet olarak ’Çevre Düzeni Planından’ ne anlıyorum. Sevgili hemşerilerim depremle birlikte binlerce kamu, özel şahıslara ait konutlarımız ve işyerlerimiz yıkıldı, daha binlercesi yıkılacak. Bununla birlikte yollarımız alt yapımız büyük oranda zarar gördü. İşte bunların yeniden yapılması için acilen bir planlamanın yapılması gerekiyor bunu adı da ’ÇEVRE DÜZENİ PLANI’. Bu plan; ’Ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak, dengeli ve sürekli kalkınma amacını gerçekleştirmek üzere, koruma kullanma dengesini sağlayan, mekansal, işlevsel ve yönetsel bütünlük gösteren alanlarda, temel arazi kullanım kararlarını belirleyen,
1/25.000, ölçekli Çevre Düzenİ Planıdır’ Bu plan notları ve raporuyla bir bütün olan plandır. Ben buna yıllarca kentimizin ’ANAYASASIDIR’ diyorum. Bunula birlikte 1/5000 ve 1/1000 ölçekli uygulama planlarınıda acilen ’Çevre Düzeni Planına’ uygun olarak devreye sokmamız gerekir diye düşünüyor ve söylemek istiyorum. Günüz teknolojileri ile birlikte bu planların yapımı ve çizimi ile birlikte hazırlanması bilemediniz iyi bir ekip çalışması ile 20 ila 25 gün içerisinde hayata geçirilir.
Şimdi ilgili ve yetkililere soruyorum.Yaşadığımız depremin ardından 120 (4 ay) gün geçti.. Elinizde böyle bir planınız var mı? Varsa bu kentin sakini olarak değil sahibi olarak benim niye haberim yok. Hemşerileri-
min ya da sivil toplum kuruluşlarının ve meslek örgütlerimizin haberi var mı? Daha vahimi bu güne kadar böylesi bir çalışma bugüne kadar niye yapılmadı? Engelleyen mi vardı? Kamuoyu önünde hemşerilerim bu konuda kentimiz yöneticilerinden bir açıklama bekliyorlar.

Sevgili hemşerşlerim değerli okurlarım lafı sözü uzattım biliyorum. Buraya notlarımı düşerken bir gün hepimiz için yaşanacak olan ölümü ben de tadacağım. Sizler yaşarken yazdıklarımı söylediklerimi duymayanlara uygulamayanlara zamanı geldiğinde yazımı göstererek, benim sorduklarım gibi sizlerin de sormanızı bekliyorum. Sevgili hemşerilerim değerli okurlarım bu kentin yöneticilerine 20 yıl önce deprem yaşayacağımız bu deprem felaketinin nasıl yaklaştığını haber vermişim. Ogün bunları duymayanlar gerekli önemi almayanlar, kendileri ile birlikte hepimize bu günkü acıları yaşattılar, halen yaşıyoruz Korkarım ki bu günde bu duyarlılığı duymayanlar görmayenler, şehrimiz yerleşkesini yaşamımızla birlikte yaşanmaz hale getirmesinler diyorum. İşte sizlere 20 yı önce yazdığım köşe yazımı sizlere yeniden not düşüyorum.
Türkiye Kıpır Kıpır, Ya Malatya? 28 Mayıs 2003 Yılında Malatya Güneş Gazetesinde yazılan köşe yazım Dünya ve Türkiye son yıllarda yoğun bir yer hareketine tanıklık etmektedir. Deprem diye adlandırdığımız bu yeraltı enerji boşalımına önlem alanlar hem canlarını hem de mallarını güvence altına almaktadırlar.
Buna takdiri ilahi gözüyle bakan ve önlemini almayan ülkeler ise ne yazık ki bunun bedelini canlarını ve mallarını kaybederek ödedikleri gibi, uzun süre deprem sonrası psikolojik sorunların yumağında kendilerini bulmaktadırlar. Malatya merkez olmak üzere birçok yöremizin birinci derecede deprem alanı içerisine girmesi sonucu, son yer hareketlerinin yoğunlaşmasıyla birlikte ciddi bir risk içerisinde bulunmaktadır. Ne zaman gündemde tutulmasını ve tartışılmaya açılmasını istediğimizde o tevekkül yaklaşımı içerisinde “Aklımıza getirme” diyorlar. Hadi aklınıza ben getirmeyeyim ama başımıza geldiğinde veya başımıza gelmeden önce neler yapabileceklerimizi de konuşmayalım mı? Belediye başkanımız Sayın Çerçi tüm iyi niyetiyle TUS’u (Yapılardaki Teknik Uygulama Sorumlusu) ve müteahhitleri haklı olarak sorgulamaktadır. Malatya kent merkezi başta olmak üzere, son yirmi beş yıl içinde gerek kooperatifler gerekse yapsatçılar eliyle bütünüyle yoğun bir yapılaşmaya sahne oldu. Hal böyle olunca bu konuyu enine boyuna tartışmamız gerekir diye düşünüyorum. Birincisi; son yirmi beş yıl içerisinde yapılan kamu binaları başta olmak üzere, tüm yapıların hem zemin etüdü boyutuyla hem de yapı itibariyle olası bir depreme karşı nasıl sağlıklı bir yapıya kavuşturabiliriz? Bunun mali boyutuna kimler ne kadar katkı sağlayabilir? İkincisi; bundan sonra yapılacak tüm yapıların başta zemin etüdü olmak üzere, bütün aşamaları göz önünde bulundurularak sağlıklı bir yapılaşmayı nasıl gerçekleştirebiliriz? Üçüncüsü; olası bir deprem anında ve sonrasındaki hazırlıklarımız neler olmalıdır? Gelecek haftaki yazımda bunları dilim döndüğünce açmaya çalışacağım. Dilerim bu konuda bilgi birikimi olanlar bunu kamuoyumuzla paylaşırlar.
NOT: Sevgili ve değerli hemşerilerim, kıymetli okurlarım ilk kez sizden bir şey rica edeceğim. Eğer bu yazdıklarımı doğuru buluyorsanız, beğeninin ötesinde her bir ’okurumun’ bu yazıları paylaşma butonuna basarak paylaşmanızıa, ayrıca kendi özel yayın yaptıklarınız siteleriniz ve yazı yazdıklarınız yönettikleriniz kanallarınız varsa bu köşe yazılarımın oralarda dolaşıma sokmalarını. Biz düşüncelerimizi, fikirlerimizi ne kadar geniş kitlelere mal ederesek, inanın o kadar maddi güç haline gelmiş, düşünce ve fikirlerimizin hayata geçme şansını sağlamış oluruz. Şimdiden hepinize ayrı ayrı teşekkür eder, selam ve saygılarımı sunarım.