Ülke ekonomik olarak derin bir kriz ortamına doğru sürüklenirken Ankara da yaşanan linç girişimi, gündemi ekonomiden çıkarıp tekrar siyasete yönlendirdi.

Ekonomik ve siyasi olarak toplumu yönetmekten giderek zorlanan ve güç erezyonuna uğrayan bir iktidar için aranan bir ortam.

Yani derinleşen ekonomik bunalımın toplumun tümü üzerinde yaratacağı toplumsal tepkinin genel siyasi tepkiye dönüşmesini engellemek için iyi bir neden.

Gerçi seçim sonuçları tüm bu olumsuz propağandaya rağmen iktidara beklediği sonucu vermedi.

Bu tür olaylar o anki toplumsal psikolojiden kaynaklı kendiliğinde oluşan olaylar da olabilir. Önceden tasarlanarak ta olabilir. İçeriden; olayın mağduru olanlar ile dışarıdan bakılarak edinilen izlenim o ki bu linç girişimi önceden proğramlanan bir olay gibi görünüyor.

Her iki bakımdan da bu tür olaylar Türkiyenin siyasi ve toplumsal barışı için büyük bir tehdit unsuru dur.

Şu bir gerçekki.

Gerek kendiliğinden, gerek önceden tasarlanmış olsun bu tarz olaylar belli bir takım maddi ve manevi koşulların birikiminin toplumdaki yansımasının sonucudur.

Uygun zemin ve ortam bulunduğunda, kafasında bunu tasarlıyanın küçük bir sözü bile kitleyi hareketlendirmeye yeter.

Zira eğitimsiz ve cahil bir kitle bu tarz provakasyonlar için oldukça kullanışlıdır. Hele birde yaşadığı maddi ve manevi mağduriyetin nedeni olarak hedef gösterilen kişi, kurum, topluluk olduğuna inanmış ve ya inandırılmış ise..

Onun için bu olayın oluşumundaki nedenlere baktığımız da Türkiye de ki sistem değişikliğinin, (yani tek adam)sahibi olan siyasi iradenin uygulamış olduğu ekonomik ve siyasi uygulamalar beklenen sonuçları vermedi ve toplumu bu noktaya kadar getirdi. İktidar bu başarısızlığın nedeni olarak kendi politikasına muhalefet eden siyasi parti ve onların liderlerini gösterince buna inanan ve ya inandırılan bir kişi ve o kişilerden oluşan bir topluluğa istediğin eylemi yaptırtmak için, bırakın doğrudan hedef gösterip talimat vermeyi, onun için basit bir söz ve imada bulunmak bile onu harekete geçirmek için yeterlidir.

Bu bakımdan;

Seçimlerden önce, iktidar ittifakı nın sadece siyasi olarak gücü tek elde toplayıp, daha da merkezileştirmek için kulandığı siyasi propağanda dili hem ekonomik olarak, hem siyasi ve kültürel olarak yoksul olan kitleleri olumsuz olarak etkiledi.

Linç kültürünün beslendiği en ideal ortam ve koşullar bu koşullardır.

Onun için tek tek bireyleri o ortamın oluşmasında, yaratılmasında ayrı düşünmek doğru olmaz.

Ortam ekonomik ve sosyal olarak zaten var. Sadece siyasi olarak onu pratiğe, eyleme dönüştürecek bir neden lazım dı.

Onu da seçimleri bahane ederek, kazanmak için her yol mübahtır diyerek kazanmaya odaklanan iktidar ittifakının kullandığı dil ve yönlendirmeleri yarattı.

Bu ülke buna benzer kışkırtmalar sonucu meydana gelen acı olayları daha önceleride yaşadı.

Hala o olaylar toplum beleğinde silinmemişken böylesi bir olayın yaşanması, yaşatılması çok kötü,acı ve üzüntü verici.

Nedeni ne olursa olsun bu toplum, bu insanlar bunu hak etmiyor.

Geçici siyasi bir menfaat için tüm topluma bu bedelleri yaşatmak hiç doğru değil.