Biliyorum soru biraz absürt görünüyor.
Lakin siyaset ve halk dehşet bir uyumun ifadesidir.
“Absürt” dedik hadi hata bir, “dehşet” dedik hata etti iki!
Halk siyasetin duayenidir. Askeri darbeleri saymazsak, bütün iktidarları halk devirmiştir!
Halk toplam seyirdir. Seyirdeki toplam akıl. Mekândaki tahterevalli. Her an ne tarafa eğileceği belli olmaz. Kimi alaşağı edeceği de!
Sorumuzu unuttuğumuzu sanmayınız. Siyaset de en azından halk kadar değerlidir ifademiz, halk en azından siyaset kadar değerlidir yorumu yanında daha değerli kalır. Bu yüzden soruyu yeniden sormalıyız: Siyaset halkın neresindedir?
Siyaset her zaman halkın içine kaçmıştır.
Arasan da “aaa buradaymış! “ diyeceğin cinsten değil. Tahterevalliye bakacaksın. İllaki bir tarafı aşağıda bir tarafı da yukarıda… Dengede kaldığı zamanlar siyasileri kandırdığı zamanlardır.
Halk toplam akıl olduğu gibi toplam zekâdır da… Bütün iktidarlar bu akıl ve zekâdan er veya geç nasibini almıştır. Bu yüzden “halka göre” diye bir kavram var…
Radikal solcu veya radikal İslamcıların “halka inmeliyiz!” hikâyeleri bana hep komik gelmiştir. Ben de öteden beri bir İslamcı olarak, solcuların, devrimcilerin hikayelerine merak salan biri olarak şu sözü her zaman duymuşumdur: halktan taban almayan hiçbir hareket büyüyemez!
Halka inmeliyiz!
Kendileri o kadar yüksekte ki biraz aşağıya inmek lazım!
Halk biraz aşağıda!
İn in bir türlü halkın düzeyine inemezsin, derken zaman geçer… Halk da ilk fırsatta yapacağını yapar.
Çünkü tüm dünya görüşleri halkın içine kaçmış olan siyaseti bulmakta zorlanmışlardır.
Tahterevalliye bakacaksın demiştim ya… Dengede kalıyorsa iş ciddi.
Allah’ın koyduğu denge hariç bütün diğer dengeler huzursuzluk işaretidir. İllaki bir yere eğilme olacak. Siyaset tarihinde bana sorulsa, Hz. Hüseyin denge haline kanan ilk liderdir. Kufelilerin dengedeki hallerine inanıp yola çıkmış … Vaktaki halk tahterevalliyi harekete geçirince ve “Gönlümüz senden yana lakin kılıçlarımız Yezidi’in safındadır!” dediklerinde iş işten geçmiştir.
Halk çoğu kere gönlü ve kılıcı ayrı yerde olan kitledir. Gönül ve kılıç dengede ise tehlike var demektir. Gönlü besleyen toplam ağır basınca gönülden yana, kılıçlar birikmiş de ağırlık yapıyorsa o taraftan yana!
Halk, toplam iyi ve toplam kötüyü içinde barındıran “sosyal bir rahim” olduğundan bu yüzden ne doğuracağı önceden kestirilemez. Halk ve dehşet ifadeleri bu yüzden uyumludur. Halk ve dehşet ikilisine itiraz edilemez mi? Din bile bu uyuma itiraz için vardır. Din ve peygamberler halkı “gönül” bağlamında bir adalette ( Adalet= İlahi Denge) tutmak için gelmişlerken en çok “Halkın dini “ ile uğraşmışlardır. Yani halk, yeri geldiğinde Allah’a karşı “din “ dahi üretebilecek bir potansiyelle “Atalarımızı bu yol üzerinde bulduk!” diye arkasına atalarını dahi alır. Yeri gelince de atalarına sırt dönmekten zerre tereddüt etmez.
Biliyorum konu halk ve siyasetti. Biraz konudan sapıldı.
Evet siyaset halkın içine kaçmıştır ve en çok da “denge” politikasıyla liderleri yoldan çıkarmıştır. Lider adalette güç örnekliğiyse adalete, yok, yalan dolan, hile, desise, hırsızlık , zulüm , çoklu maske vs vs eğilimindeyse hepsini sunmakta gecikmez. Liderin bu zaaflarına olabildiğince destek verir ve lideri yoldan çıkarır. Lider güçlenen iktidarında gücü kendisiyle paylaşınca mutludur ve her seçimde destek verir örneğin … ama bakar ki lider ve ekibi tahminin ötesinde kirlendi, içindeki toplam iyi bu kez harekete geçer ve lideri de parti pırtıyı da devirir gider! Bizde örneği çok. Misal Menderes!
“CHP zihniyeti” kötü dediği için Menderesi getiren halk, Menderes ipe giderken ses etmemiş, darbeye ses etmemiş darbe anayasasını yüksek oyla desteklemiş, en kısa zamanda da darbecileri alaşağı etmiştir.
Böyle örnekleri çok… Demirel, Ecevit, Baykal, Yılmaz, Erbakan, Özal ve Erdoğan!
Tahterevalli denge halini almaya başladı!
Şimdi Ak Parti halk ile sınavını verme sürecinde! Halka rağmen bu işten çıktıııı çıktı. Çıkamazsa ne olacağı belli!
Genel şeylerden bahsettik hiç yerelden, Malatya’dan bahsetmedik. Büyükşehir Belediye Başkanımız şüphesiz halkı çok önemsiyor… Ve güveniyor! Amenna! Halka güvenmek şart! Ne var ki halk yeni cümleler duyuyor sayın başkanın ağzından: Cumhuriyet Tarihi’nde bir ilk! Kimi hizmetleri ifade ederken “Cumhuriyet Tarihi’nde ilk veya ilkler !” tehlikeli cümleler. Halk şimdi diyordur ki Cumhuriyetin kurucusu Atatürk de mi yapamamış? Ya da Yüce Liderimizin aklına gelmemiş bir şey olabilir mi?
Banim şahsi tespitim şudur: Bu halk öyle dehşet bir akıldır ki okumaktan pek haz etmez bakarsın Cumhuriyet Tarihi’ni okuyası tutar!
Benden demesi…