Ankara’da Boratav’ın Türkiye’den ayrılmasından sonraki yıllarda rahmetli Şükrü Elçin ve Umay Günay hocalarımın başlattığı Aşık şiirine, Karacaoğlan’a yoğunlaşan çabaları da yakından izlemekteydim. Basılan kitapları ve makaleleri, okuyarak Karacaoğlan araştırmalarını izlemeye devam ediyordum. Elçin hocamın Atsız Armağanı’nda (Ötüken Yay. İstanbul 1976, s.91-125) çıkan Karacaoğlan’la ilgili makalesi Halk Edebiyatında Kaynaklar Meselesi ve XVI. Asır ozanı Karaca Oğlan’ı hala fırsat buldukça okurum. Sakaoğlu hocamıza Karacaoğlan’ı sevdiren sanırım Şükrü Elçin hocamızdır.
Özkul Çobanoğlu hocam ile 1999’da Kıbrıs’ta düzenlenen kongrede ve ardından Adana’da, Antalya’da, Mersin’de devam eden halk edebiyatı etkinliklerinde tanışmış, görüşlerimizi paylaşmıştık. O’nun da bir Karacaoğlan hayranı olduğunu biliyorum. Çalışmalarına Karacaoğlan’sız devam edemeyeceğine göre.
M. Öcal Oğuz hocamla da Edirne’den benim öğretmen O’nun da derleme yaptığı günlerden (1986) ve Ankara’dan tanışıyoruz. Konuyla ilgili araştırmaları, makaleleri vardır: Yozgat ve Çevresinde Aşıklık Geleneği’nde Yozgatlı Karacaoğlan dolayısıyla ve alanı gereği sürekli konuyla yakından ilgilenmektedir. “Birincil Sözlü Kültür Çağı ve Karac’oğlan ġiiri”. Millî Folklor 58: 31-38, (2003) yazısı çok önemlidir.
Bir başka Karacaoğlan sevdalısı rahmetli Erman Artun ile eski dosttuk. Karacaoğlan üzerine yüksek lisans ve doktora tezi hazırlayan Bülent Arı ile Nilgün Çıplak hocalarımla O’nun ortamında tanıştık. Üniversitelerimizde Karacaoğlan üzerinde yüksek lisans ve doktora çalışmaları, 1990’lı yıllardan önce başladı. Bildiğim kadarıyla ilk yüksek lisans çalışması, Hayrettin Rayman’a aittir: Karacaoğlan’ın ġiirlerinde Ahenk. Ege Üniversitesi’nde 1987’de yapılan bu çalışma, 1996’da Kültür Bakanlığı tarafından yayımlanmıştır. Artun, Çıplak ve Arı’nın bu konudaki çalışmaları doyurucudur.
Bülent Arı’nın yüksek lisans ve doktora tezi de Karacaoğlan’la ilgilidir. Arı, 1992’de hazırladığı Karacaoğlan’da Benzetme ve Nitelemeler (2013’te basıldı) adlı tezinden sonra Adana’da GeçmiĢten Bugüne AĢıklık Geleneği (Karacaoğlan-1966) (Altınkoza Yay. 2009) adlı doktora tezini tamamladı. Ayrıca, Karacaoğlan’ın ġiirlerinde Sevgilinin Giyim KuĢamı (1997, 2006); Karacaoğlan’da Ölümle Ġlgili Unsurlar (2012); Karacaoğlan’ın Güzeli (2014); Karacaoğlan’da Yemek Kültürü (2014); Karacaoğlan’da BektaĢi Ġzleri (2015); Karacaoğlan’da Göç (2018) ve Karacaoğlan’da Kadın Algısı (2020) üzerine makaleler yayımlayan Arı, Bir Deste Karacaoğlan (2016)’da bazı makalelerini kitaplaştırdı. Arı’nın yazılarının tümünü bir kitapta görmek isteriz.
Yılmaz Irmak tarafından hazırlanmış Karacaoğlan’ın ġiirlerinde Anlam Sapmaları (2005), Bekir Şişman tarafından yönetilen On Dokuz Mayıs Üniversitesinde tamamlanan Karacaoğlan’la ilgili bir başka yüksek lisans çalışmasıdır.
1990’lı yıllardan önce Adana ve Mersin çevresinde özellikle Mut, Silifke ve Tarsus’ta başlayan çalışmalar biraz duraklayınca 2000’li yıllardan itibaren Mersin’e ağırlık verildi. Karacaoğlan sevdalılarından bir başka grubumuz Mersin çevresinde toplanmıştı. İçel Folkloru üzerinde üç ciltlik kitap yayımlamış olan İçel Müftüsü Sait Uğur’a yetişemedim ama, bunların yetişebildiğim en eskileri, rahmetli Sıtkı Soylu ile Ġçelli Halk ġairleri üzerinde çalışan Doğan Atlay’dır. Adnan Yücel de Karacaoğlan (1992) kitabı yazan ve araştırmaları yapan bir başka Güney’li bilim adamıdır. Muzaffer Uyguner’in Karacaoğlan (1989), Ali Yıldırım’ın Karacaoğlan (1994) Öner Yağcı’nın Sevdanın Ozanı Karacaoğlan ve ġiirleri (1996, 2013) ve Nurettin Albayrak’ın hazırladığı Karacaoğlan (1998) 2000’den önce yayımlanmıştır. Yeni basımı 2007’de çıktı (Kapı Yay.)
2000’den önce Tarsus’ta yapılan anma etkinlikleri, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ile birlikte Mersin merkezine kaydı. 2014’ten-2018’e kadar bu etkinliklere jüri üyesi olarak her yıl katıldım ve Karacaoğlan arşivini bir hayli zenginleştirdim. Kudret Ömer Ünal Ağabeyin ve Çukurova kültürüne kırk yıl hizmet eden Hilmi Dulkadir kardeşimin, İsmail Bozkurt ağabeyimin, İrfan Can, Aşık Feymani ve oğlunun Karacaoğlan etkinlikleri sırasındaki hizmetlerini, çabalarını, fedakarlıklarını çok yakından bilirim.
Rahmetli Ali Berat Alptekin, fakülteden danışmanım ve hocamdı. Saim hocamızın Karacaoğlan ile ilgili çalışmalarını beraber izlemiştik. Kendisi de o yörenin insanı olarak bütün etkinliklere katılmıştır. Karacaoğlan Kitabı’nda Karacaoğlan’ın Azerbacan’daki yeri üzerinde durmuştur. Saim beyin anıt kitabı Karacaoğlan’ın ilk basımı 2004’te yapılınca bütün bilim dünyasının ilgisini çekti. Sonradan kitabın yeni basımını gözden geçirerek yapan (2012) Sakaoğlu, bu konuda son sözü söylemişti. Büyük bir Karacaoğlan ansiklopedisi ortaya konulmuştu. Bu anıt eserden sonra Karacaoğlan’lar daha da belirginleşmeye başladı. Hocamızın bu çabasını değersizleştirmeye yeltenen dostlarımız oldu ama, güneş balçıkla sıvanamadığı ve mızrak çuvala sığmadığı için bunlar pek fazla ilgi görmedi. Hoca ile öğrencileri arasında kalan bir anı oldu. Bilim dünyası yeni bakış ve görüşler kazandı. Bunları da Karacaoğlan Der ki (2012) adlı eserinde değerlendirmiştir.
Kıymetli kardeşim ve meslektaşım Esma Şimşek hanımla doktora eğitimi aldığım yıllarda Elazığ’da Fırat Üniversitesi’nde tanışmıştık. O’nun da Karacaoğlan’la ilgili çalışmaları vardır. Karacaoğlan Kitabı’nda Ha Mahmut hikayesi üzerinde durmuştur. Mersin’de yapılan etkinliklere, Ali Berat Beyin rahatsız olduğu dönemde Saim Beyle birlikte öncülük etti. Nilgün Çıplak hocamın Mersin’den, Ali Yakıcı, Mete Taşlıova, Hayrettin İvgin, Nail Tan, Mehmet Yardımcı, Metin Turan, Doğan Kaya, Bayram Durbilmez ve İsmail Görkem gibi hocalarımın Sivas, Kayseri, İzmir ve Ankara’dan bu araştırmalara, etkinliklere ve şenliklere katkılarını kimse inkar edemez.
Ahmet Özdemir, Metin Turan, Sabri Koz ve Doğan Kaya ile dostluğumuzu kardeşliğimizi Karacaoğlan sayesinde pekiştirdim. Onların konuyla ilgili çalışmalarını da yakından izliyorum. Mersin’de, Karacaoğlan Araştırma Ödülü, o yıl yayımlanmış kitaplar arasından seçilen birine veya aday gösterilen daha önceki yıllarda yayımlanmış eserlerden birine verilmektedir.
Ahmet Özdemir ağabeyimin daha önce Karacaoğlan’ın doğumunun 400. Yılı dolayısıyla yayımlanan Karacaoğlan (2012) kitabı ile kazandığı ödülden sonra, sevgili dostum M. Sabri Koz, aynı ödülü, Köroğlu Kitabı’ndan sonra yayımladığı Ötme Bülbül Ötme Bahar EriĢti, Karacaoğlan Kitabı (Eskişehir Türk Dünyası 2013, Kitabevi Yay. İstanbul 2015) ile kazandı. Verilmek istenen mesaj belliydi. Karacaoğlan ile Yunus Emre, birlikte Türk Dünyasına ve dünyaya sesleniyordu. Buna karşılık biz de güneyden Adana’dan, Mersin’den ve Elazığdan, Malatya’dan destek vermeliydik.