Bu işlem süreçlerinde yer zeminine çeşitli kanalların açılması ve bu kanallar aracılığıyla da patlatmalar yapılması söz konusudur. İşletmeye açılan alan ve bu alanın kullanılmasına dair belli bir mevzuat matbu olarak evraklarımız arasında duruyor. Taş ocaklarının açılabilmesi ve işletilebilmesi ise başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ve diğer kamu idarelerinin kontrolündedir. Maden sektörünün olmazsa olmazları arasında yer alan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Raporu alma şartı, taş ocakları içinde bir zorunluluktur!
Peki, bu alanda yatırım yapan ve taş ocağı işleten şirketler söylediğimiz tüm bu “hassasiyetlere” uyuyorlar mı?
Dilerseniz örneklerimizle taş ocaklarının nasıl “dert ocaklarına” dönüştüklerini veya dönüşebileceklerini anlatalım:
Malatya’nın inşaat sektörü alanında ki en büyük şirketlerinden birisi ve farklı illerde de beton santralleri bulunan bir şirket, çok değil Malatya şehir merkezine 30 km.lik bir mesafede taş ocağı işletiyor. Peki, bu şirket doğaya karşı duyarlı mı veya mevzuatta yer alan şartların gündelik hayatın içerisinde bir karşılığı var mı?
Elbette ki hayır!.. Bugün Cumhuriyet Örnek köy merkezli ve halkın diliyle Çerkez Yazısı denilen geniş tarım arazilerinin en büyük sorunu şüphesiz ki sulama sorudur. Çat Barajının çok geç faaliyete geçirilmesi bölgede ki tarımı son yıllara kadar hep olumsuz etkiledi. Son 5-6 yıldır ise bölgeye Çat Barajından kapalı sistem üzerinden su verilmektedir. Tabi bazı dönemlerde kuraklıklardan dolayı o su da verilemedi. Sulamayla ilgili yaşanan bu gibi istikrarsızlıkların neticesindeyse çiftçiler, çözüm olarak yer altı sularından yararlanmayı tercih etmişlerdir. Ve bölgede birçok sondajın vurulduğunu, mevcut bahçelerin büyük bir bölümünün de bu sondajlarla yeşertildiğini biliyoruz. Ancak geçmiş yıllarda ki 50 bin tonluk kapasite kullanımını 700 bin tonu geçecek şekilde kullanmayı talep eden ve bu amaç içinde bürokratik ilişkilerini (!) kullanan bu şirket ve aynı bölge de faaliyet gösteren diğer 7 şirketin, ÇED Raporlarını hiçe sayan tavırları ve kontrolü aşan şekilde patlatma yapmaları bölge halkını ve bölgede ki su kaynaklarını olumsuz yönde etkilemektedir. Şöyle izah edersek, mevcut durumu abartısız anlatmış oluruz. Akşamdan çalıştırdığınız sondajınızda ki su normal litresinde akarken, patlatmalardan dolayı o suyun azaldığını ve çoğu zamanda kuruduğunu gözlemleyebilirsiniz. Ya da patlatmalardan dolayı o bölgede 3 veya 3,5 şiddetinde bir depremin meydana geldiğini rahatlıkla hissedebilirsiniz. Ki bunlar kayıtlı olan verilerdir. Bu kontrolden çıkmış tahribata bir örnek daha vereyim, Kırlangıç köyünde ki bir inanç merkezi olan Hüseyin Doğan Dedemizin türbesinin duvarlarının bu şiddetli patlamalardan dolayı çatladığını söylemek de mümkündür.
Yine Doğanşehir'e bağlı komşu köylerimiz olan Eskiköy ve Kelhalil’den örnek verelim... Eskiköy yolu üzerinde açılan taş ocağı daha bir kaç yıl öncesine kadar Elazığ’dan getirilen madenin yıkanması ve ayrıştırılması için kiralanmıştı. O bölgede ki sondajlardan sular çekilerek maden yıkanıyor ve tırlarla Gölbaşı ve İskenderun’a sevk ediliyordu. Neticede bölgedeki sular yetmedi ve birçok sondaj da kuruma noktasına geldi. Sondajlarını işletmecilere kiralayan çiftçilerin sonradan ne çok pişman olduklarına bizatihi şahitlik ettim. O da yetmezmiş gibi madenin yıkanmasından sonra kirlenen sular ise orman sahasına akıtılmıştı. Sonra bölgeye, Kelhalil’e yakın ve eski orman gözetleme istasyonunun hemen üstüne yeni bir taş ocağı açıldı ve bugünde orada, hem de ormanın tam ortasında söz konusu taş ocağı halkımıza hizmet (!) vermektedir. Sonuçta Hanpınar Ormanının içerisinde şu anda iki tane aktif olarak çalışan taş ocağı var. Ve o taş ocaklarının tozları ormana ciddi anlamda zarar veriyor. Düşünün ki yetişkin bir ağaç ortalama olarak günde 72 insanın ihtiyacını karşılayacak miktardaki oksijeni üretebiliyor. Bizler ise bize yaşam kaynağı olan oksijeni üreten ağaçlarımızın oksijen almasını “toz bulutları”” sayesinde engelliyoruz ve o ağaçların kurumalarına da usul usul tanıklık ediyoruz. Üstelik her patlatmada da Kelhalilli yurttaşlarımıza birer “deprem tatbikatı” yaptırdığımızı da ayrıca belirtmek istiyorum!
TAŞ OCAĞI DEĞİL, “DERT” OCAĞI!-2
Hasan Çelik
Yorumlar
Trend Haberler

Malatya’da yeni kura çekim tarihi belli oldu

Malatya’da ücretsiz konser verilecek!

Malatya için tarih belli oldu: 24 Temmuz, 21 Ekim!

Harita Paylaşıldı: Malatyalılar 3 İlçeye Dikkat!

Malatya’ya müjde: sosyal konutla ev sahibi olma fırsatı!

Malatya'da kayısı esnafı şaşkın: "Bu fiyatlara biz bile alışacağız!"